Özlenen nokta

Cenk Mutluyakalı

İLAÇ bekliyor pek çok hasta ve yok.
Sağlık Bakanı, tedavisi güneyde devam eden bebeğimiz için “tüm tedavi masraflarını üstlenmiştik” diyor.
Kimse inanmıyor.

Tıpkı Kıbrıs davasında bizim için özlenen bir noktaya geldik” diyen Tatar’ın bir başka evrende gezindiği hayal dünyasına kimselerin inanmadığı gibi…
 

Özlenen nokta, gelecek belirsizliği mi?
Türk Lirası’yla birlikte erimek mi özlenen nokta?
Avrupalı değerlerden giderek uzaklaşmak ve tam bir “alt yönetim”e dönüşmek mi?
“Seçtirilmiş Cumhurbaşkanı” ve “Atanmış Başbakan” ülkesinde yaşamak mı özlenen nokta?
 

Mafyanın, kirli paranın, korsanlığın, kaçakçılığın, sömürünün sıradanlaştığı ve tetikçilerin devlet kademesinde karşılandığı yer mi özlenen nokta?

*  *  *

Utanç duygusunun kaybolduğu yerdeyiz ve buna “özlenen nokta” diyorlar!

Tepeden tırnağa “sahtelik” içinde yüzüyoruz.
Plansızlık, ilkesizlik, tutarsızlık yığını arasında çürümemizi istiyorlar.

Friedrich-Ebert-Stiftung Kıbrıs desteği ile iki akademisyen Ömer Gökçekuş ve Sertaç Sonan tarafından en son hazırlanan “Yolsuzluk Raporu”nda şu saptama yapılmıştı: “Yolsuzluk algısı değişmekle kalmayıp, kalıcılaştı.”

Huyumuz oldu, sahtelik!
İkiyüzlülük, karakterimize dönüştü!

74 sonrası düzende sahte tapu gördük, sahte yurttaşlıkla yüzleştik, sahte aşı belgesiyle de tanıştık en sonunda!
 

Yalan ve talan yarı/yurdu burası!
İtaat edenlerin yükseldiği, direnenlerin ise zulüm gördüğü yer.

*  *  *

“İki Ayrı Devletli” çözüm öneren ama “Birleşmiş Milletler’in bizi tanıması şu an için gerçekçi değil” diyen diplomatik hokkabazlar hepimizi bir uçuruma sürüklemek istiyorlar.

Özlenen nokta olarak da bu ülke insanına dünyada “görünmezlik” öneriyorlar.

*  *  *

İzbelik!
 

Kimselerin tanımadığı, toplumsal kimliğimizle uluslararası alana açılamayacağımız, kendi içimizde çürüyeceğimiz, muhtaçlıkla yaşayacağımız bir gelecek istemiyoruz.

Özlenen nokta medeniyettir!

Ekonomide kendi ayaklarımız üzerinde durmak, demokraside kendimizi yönetmektir.
Dünyada bir konumla mümkündür bu, sömürge artığı bir hayatla değil…