Türk Lirası’nın döviz karşısında değer yitirmesi ve yıllardır doğru dürüst maaş artışı almayan kamu ve özel çalışanlarının düşen alım güçleri yüzünden hayatlarını borçlanarak idame ettirdiklerini belirten Özyiğit, KKTC Merkez Bankası Risk Merkezi’nin Eylül 2015 verilerine göre, her gün yükselen bireysel krediler miktarının 3 milyar 582 Milyon TL’ye ulaştığını (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYIH) 47%’si), her KKTC vatandaşının payına ise 17 bin TL (kişi başına düşen GSYİH’nın 39%’u) borç düştüğünü kaydetti.
KKTC’de kullandırılan toplam kredilerin %30’dan fazlasının bireysel ve kredi kartlarından oluştuğunu, sadece kredi kartlarındaki tahsili gecikmiş alacakların (mahkemelik borçların) 266 milyon TL’yi aştığını belirten Özyiğit, bu durumun çalışanların ve emeklilerin ekonomik açıdan bir çıkmazda olduklarının göstergesi olduğuna dikkat çekti.
Son 5 yılda bireysel kredilerin %200’e yakın artmasının, son dönemlerde hükümet olan UBP, CTP-DP ve CTP-UBP hükümetlerinin eseri olduğunu belirten Özyiğit,”Ekonomideki kötüye gidiş yalnızca bireyleri değil, sektörleri de olumsuz etkilemiştir. Sadece bireysel krediler değil, sektörlerin kullandığı krediler de artmıştır” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası Risk Merkezi’nin verilerine göre sektörlerin de tıpkı bireyler gibi hayatlarını devam ettirebilmek için borçlanmakta olduklarını belirten Özyiğit, sektör temsilcilerinin mahkemelik borçlarının da 700 milyon TL’ye yaklaştığını, sektör temsilcilerinin kullandığı çeklerde de karşılıksız çıkan çek sayısında büyük artış yaşandığını ifade etti.
Ülkede tüm bu olumsuz gelişmeler yaşanırken, son dönemde görevde bulunan hükümetlerin halkı ve sektörleri ekonomik anlamda rahatlatacak önlemleri alamadığını belirten Özyiğit, tam tersine uygulanan sıkı mali politikalarla ekonominin daha da daraldığını, kısır döngü yaratan bu durumun devam ettiği müddetçe de ödenemeyen borçların daha da artacağı uyarısında bulundu. Daraltıcı maliye politikalarının yegane sebebinin, gelir yaratılamaması ve harcamalarda savurganlığın önlememesi olduğunu belirten Özyiğit, bir an önce ekonomide turizm, yüksek öğrenim ve ihracat sektörlerinde gelir arttırıcı önlemlerin somut olarak alınması gerektiğini, vergi ödemenin tabana yayılarak özendirilmesi ve tüm bunların sonucunda da genişletici maliye politikalarına bir an önce geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Ekonomik darboğazdan çıkmak için tüm bunların kaçınılmaz olduğunu kaydeden Özyiğit, “Kamu yatırımları artarak yapılmalı, kamu çalışan ve emeklileri ile sigorta emekli maaşlarına zam yapılarak asgari ücret artırılmalıdır. Hükümetin piyasaya olan borçları ve üreticilerin alacakları ödenmeli, böylece yaratılacak talep ve tüketim harcamalarıyla ekonominin nefes alması sağlanmalıdır” dedi.
Yaşanan mağduriyetin gerçek anlamda giderilmesi için, Eşel-Mobil sisteminin yeniden yaşama geçirilmesi ve hayat pahalılığının geçmişte olduğu gibi maaşlara yansıtılması gerektiğini kaydeden Özyiğit, ayrıca Fiyat İstikrar Fonu’nun kuruluş amacına uygun kullanılması gerektiğini, kayıt dışı ekonomi ile mutlaka ciddi şekilde mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
Temel gıda maddelerinin fon ve KDV’sinin düşürülebileceğini de belirten Özyiğit, bu önlemler alınırken de hükümetin gelir kaybının önüne geçilebilmesi için lüks tüketim malından alınan fonlar yükseltilerek, lüks sayılan tüketim mal ve hizmetlerinin vergilendirmesinin yapılabileceğini ifade etti.