Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, toplumun son 9 ayda dövizdeki artış ile “hükümetlerin karar ve uygulamaları” nedeniyle yüzde 30 oranında fakirleştiğine işaret ederek, etkin önlemler alınmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
Özyiğit, gerçek anlamda halkı rahatlatacak önlemlere ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekerek, sıkı mali politikalar yerine genişletici mali politikaların uygulanması, asgari ücretin günün koşullarına göre artırılması, eşel-mobil uygulamasının tekrardan hayata geçirilmesi, stopaj, vergi ve harçlarla ilgili düzenlemeler yapılması, ithalatta temel gıda maddeleri ile temel mallarda alınan KDV ve fonların düşürülmesi, lüks tüketim vergisi konması gerektiğini belirtti.
Özyiğit, yaptığı yazılı açıklamada, halkın içinde bulunduğu ekonomik durumun gerçekten kötü olduğunu, borçluların borcunu borçla ödediğini, çek yasağına giren kişi sayısının hızla yükseldiğini, alacak-verecek davalarının arttığını kaydetti.
Yapılan son resmi açıklamalara göre, 2015 yılının ilk yedi aylık ihracat rakamlarının 2014 yılının aynı dönemine göre yüzde 8.46, beş aylık ithalatın da 2014 yılının aynı dönemine göre yüzde 13 azaldığını belirten Özyiğit, bu düşüşlerin geçici değil, süreklilik taşımasından endişe duyduklarını ifade etti.
Özyiğit, ithalâttaki düşüşün en büyük nedeninin; son dokuz aylık sürede TL’nin döviz karşısında yüzde 30 değer kaybetmesi olduğunu belirtti.
Kuzey Kıbrıs’ta yeterli üretim olmadığı için ekonominin büyük oranda ithalata dayandığını, bunun en son somut örneğinin Annan Planı sonrası 3 yıllık dönemde yaşandığını, artan ithalatla birlikte ekonominin de büyüdüğünü anımsatan Özyiğit, o dönemlerdeki siyasi yanlışlar ve öngörüsüzlük nedeniyle büyümenin iyi değerlendirilemediğini ve sonuçta tarihin en büyük bütçe açıklarının yaşandığını, ekonomi kötü gitmesine rağmen aynı yanlışların bugün de sürdürüldüğünü savundu.
“Gelir dağılımı bozuldu”
Özyiğit, bütçe açıkları nedeniyle “denk bütçe” iddiası, sıkı mali politikalar uygulanması, çalışan ve emekliye yeterli maaş artışı yapılmaması ve asgari ücretin de gerçek değerinde belirlenmemesi ile ülkede gelir dağılımının bozulduğunu ve halkın büyük çoğunluğunun daha da “fakirleştiğini” kaydetti.
Bunun sonucunda da borçlu sayısının arttığını, mazbatalarla karşı karşıya kalındığını, çek yasağına girenlerin sayısının arttığını, kredi kartlarında geciken ödemeler tutarının 200 milyon TL’yi aştığını belirten Özyiğit, içinde bulunulan süreçte hükümetin halkı rahatlatıcı önlemler almasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Hükümetin, önlem alma sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğine dikkat çeken Özyiğit, sıkı mali politikalar yerine, genişletici mali politikaların uygulanması, asgari ücretin günün koşullarına göre artırılması, eşel-mobil uygulamasının tekrardan hayata geçirilmesi, Fiyat İstikrar Fonu’nun kuruluş amacına uygun kullanılması, stopaj, vergi ve harçlarla ilgili düzenlemeler yapılması, ithalatta temel gıda maddeleri ile temel mallarda alınan KDV ve fonların düşürülmesi, buna karşılık lüks tüketim vergisi konması gibi önerilerde bulundu.
Özyiğit, çalışan, emekli ve genel anlamda halkın gelirinin artmasının doğal olarak tüketim harcamalarını da artıracağını, dolayısı ile ithalatla birlikte hükümetin hem ithalattan, hem de tüketimden aldığı KDV ve diğer gelirlerin de artacağını belirtti.