“Sıfır asker, sıfır garanti söylemi başlangıç noktası olamaz” demişti Akıncı.
Nerede?
İnönü Panayırı'nda en son...
Müzakere masasının bazen "panayır yeri”ne dönmesinin bir sebebi de bu işte!
* * *
Şimdi burada takıldığım nokta şu.
Annan Planı'nda 'garanti ve güvenlik' başlığının özeti şuydu:
"15 yıl içinde adada sadece 650 Türkiye ve 950 Yunanistan askeri kalacaktı."
Kıbrıslı Türklerin çoğunlukla kabul ettiği öneriydi bu.
* * *
Yani şimdi mesele, sıfır ile altı yüz elli asker arasında mı?
Bu sorum her iki lidere de...
Hepsi bu mu?
* * *
Annan Planı, müzakere tarihimizde gelinen en ileri aşamaydı...
Plan yazılmış, ilan edilmiş, referanduma sunulmuştu.
Şimdi "kasaya kilitlenen" harita, insanların önüne konmuştu...
* * *
Üç sözcük söyleniyor ya...
“Liderlik, kararlılık, cesaret...”
O dönem de eğer toplumdaki kimi hassasiyetler bu kadar yüksek sesle tartışma konusu olsaydı,
"referandum" falan yaşanamazdı.
Ha “yaşandı da ne oldu”, diyeceksiniz!
Büyük bir fırsat kaçtı...
* * *
Annan Planı'nın "güvenlik" başlığında şunlar da vardı, unutulmasın.
- İlk 7 sene içinde adadaki asker sayısı her iki garantör için 6 bini geçmeyecekti.
- İlk 15 yıl içerisinde bu sayı 3 bine inecekti.
- 15 yıldan sonra 650 ve 950 asker kalacaktı.
- Hiçbir Kıbrıslıya askerlik eğitimi verilmeyecek yani askerlik kalkacaktı.
- Kıbrıslı askeri birlikler, çözümden 2 yıl sonra tümüyle lağvedilecekti.
* * *
Şimdi liderlerden biri "hiç" diyor...
Diğeri "hiç"e karşı...
Peki ne isteniyor?
Kıbrıslı Türkler açısından tam da söylenmeyen bu...
* * *
Bir sonraki "panayır" sanırım Cenevre'de!
Yineleyelim...
“Liderlik, kararlılık, cesaret” diye...