Bir zamanlar Lefkoşa’da Baf Sokağı yakınlarında Pancaro’nun Hanı vardı ve bu fotoğraf da Tuncer Hüseyin Bağışkan abimiz tarafından çekilmiş… 19ncu yüzyılda yapılan han, 1930 yılında elden geçirilmişti… O günlerde Pancaro’nun Hanı, altın günlerini yaşıyordu… Maria Kiriaku, Tuncer Hüseyin Bağışkan’dan aldığı bu fotoğrafı, “Lefkoşa’nın Geçmiş Yılları” sosyal medya sayfasında paylaşarak bu hanın Baf Kapısı’na yakın olduğunu, köylerden gelenlerle dolup taştığını, o nedenle Kıbrıslırumlar’ın lisanına “Pancaro’nun Hanı’na çevirdiniz burayı” diye girdiğini anlatıyor. Kaos ve karmaşayı anlatmak için “Burayı Pancaro’nun Hanı’na dönüştürdünüz” denmekteymiş hala…
Ya da “Sanki da Pancaro’nun Hanı” deniyormuş…
Bizim öykümüz, bu handaki bir “Tekalemit” dükkanı açan Evdoras Papadopulos’la ilgili aslında… Bu öyküyü, bir Kıbrıslırum arkadaşımızdan dinledik… Kendisi, Evdoras’ın güveyisi ve bize o günlerde yaşanmış olan olayları şöyle özetledi:
*** Kaynatam Evdoras Papadopulos’un Pancaro’nun Hanı’nda bir “Tekalemit” dükkanı vardı. Bu, Lefkoşa’da ilk tekalemit (araç yağlama-yıkama-bakım) dükkanı idi…
*** Kaynatamın ayrıca Evkaf’ın yakınında bir de makinist garajı vardı ki bu garaj, oldukça popülerdi… 1950’li yıllarda bu garaja Lefkoşa’nın tüm kalburüstü ailelerinden insanlar araçlarını bakım ve onarıma getirirdi… Kaynatamın müşterileri arasında Rauf Denktaş, Osman Örek gibi insanlar da bulunurdu hatırladığım kadarıyla…
*** Dellal Salim’in bir kardeşi vardı, adı Ahmet idi, kendisi antikacılık yapardı… Aynı zamanda kardeşi Salim’e dellallık işlerinde de yardımcı olduğundan, hangi binanın ne zaman, kaça satışa sunulacağı hakkında engin bilgisi vardı. Ahmet, kaynatam Evdoras’ın yakın ahbabıydı… Ahmet ona bazı evleri satın almasını önermiş, kaynatam da Ahmet’in sözünü dinleyerek satışa çıkarılan iki evi satın almış, birisine kendisi oturmuş, diğerine de kızına yani benim eşime vermişti.
*** 1950’li yılların ortalarından sonra işler kızışmaya başladığında, EOKA ve TMT işleri başladığında, işte o zaman bir gün Ahmet kaynatamı ziyaret ederek “Derhal öte berini topla ve kaç buradan” demişti. “Çünkü teşkilat bu gece senin dükkanını yakmaya karar verdi…”
*** Böylece kaynatam bazı aletlerini almış ve 16 tane arabayı da geçirmeyi başarmıştı fakat bazı arabaları geçirmeye yetişememişti… Gerçekten de o gece kaynatamın makinist dükkanı ateşe verilmiş ve yakılmıştı… Geride bıraktığı bir müşterisine ait sekiz kişilik bir taksiyi ise, bir yolu kapatmak için kullanmışlardı – Pancaros’tan Evkaf’a giden bir yoldu bu ve Kıbrıslıtürk yeraltı teşkilatı, bu sekiz kişilik taksiyi, yolu kesmek için makinist garajından alarak kullanmıştı.
*** Kaynatam böylece garajını ve tekalemit dükkanını ve müşterilerine ait bazı araçları kaybetmişti… 18 ay boyunca bir tente gererek evdeki avluda makinistlik yapmaya devam etmişti…
Bu konuda bizimle bu geniş bilgileri paylaşan Evdoras efendinin güveyisi Kıbrıslırum okurumuza, yürekten teşekkür ediyoruz…
Pancaro'nun Hanı bir zamanlar işye buradaydı... (Fotoğraf: Tuncer Bağışkan'ın arşivinden...)
SALİM ÖLDÜRÜLÜYOR…
Kıbrıslırum okurumuz, Evdoras efendinin güveyisinin sözünü ettiği Salim’in kardeşi Ahmet Aziz’in Saatçi Turhan Ilgar’ın dükkanının bitişiğinde bir dükkanı vardı, onun bir fotoğrafını bulabildik çok değerli okurlarımızın yardımıyla…
Ahmet Beyi’nin kardeşi Dellal Salim Aziz ise, 10 Nisan 1963’te vurularak ve dövülerek anlatılanlara göre “Teşkilat” tarafından öldürülecekti… Ölümüyle ilgili olarak pek çok söylenti bulunmaktaydı ancak bu konu hiçbir zaman açıklığa kavuşmadı. Bu söylentiler arasında en belirgin olanı, “Teşkilat”ın sürekli olarak Dellal Salim’den para istediği ve bunların hiçbir zaman geri ödenmediği, aynı zamanda faizcilik (tefecilik) de yapan Dellal Salim’in “Teşkilat”ın para talebine “Hayır” dediği ve bunun üzerine öldürüldüğü şeklindeydi…
Dellal Salim’in Ermu Caddesi’nde de mağazaları, evleri vardı, Lefkoşa’nın göbeği sayılan Saray Otel’in karşısındaki blokta da malları bulunmaktaydı… Yorgoz’da ise (Diorios-Tepebaşı) güzel bir yazlık evi bulunmaktaydı…
Onun öldürülmesinin ardındaki nedenler hiçbir zaman açıklığa kavuşturulmadı ve bir diğer “Teşkilat” kurbanı “faili meçhul” olarak öylece kaldı…
PAZARTESİ DEVAM EDECEK