Lefkoşa-Surlariçi’nde 6 nüfuslu ailesi ile kirada yaşadığını belirten Dırgam Aslan, “Pandemi hem zengini hem fakiri etkiledi. Bizim gibi el kapısında çalışan işçileri ise dağıttı” dedi. 2020 yılının Mart ayından bu yana hem parasızlık hem açlıkla sınandıklarını ifade eden Aslan, yaşadıklarını YENİDÜZEN’e anlattı.
Devrim DEMİR
Hatay’dan uzun yıllar önce gelerek aile düzenini burada kuran Dırgam Aslan, mobilya boyacılık işi ile geçimini sağlıyor. Baba mesleğini yürüttüğünü anlatan Dırgam Aslan, 30 senedir adada olduğunu ve son 20 yıldır aynı iş yerinde çalıştığını anlattı.
Lefkoşa-Surlariçi’nde 6 nüfuslu ailesi ile kirada yaşadığını belirten Dırgam Aslan, “Pandemi hem zengini hem fakiri etkiledi. Bizim gibi el kapısında çalışan işçileri ise dağıttı” dedi.
2020 yılının Mart ayından bu yana hem parasızlık hem açlıkla sınandıklarını ifade eden Aslan, YENİDÜZEN’e konuştu.
“İki yakamızı bir araya getiremiyoruz”
Lefkoşa-Surlariçi’nde deyim yerindeyse ‘yıkık’ bir binada mobilya boyacılık mesleğini yapmaya çalışan Dırgam Aslan, pandemi sürecinde yaşadığı zorlukları anlattı. Kirada yaşadığını ve geçim sıkıntısının her geçen gün katlanarak arttığını anlatan Aslan,” Pandemi bizim gibi el kapısında çalışanları çok etkiledi. Adaya 30 sene önce geldim, evim yurdum burası yurttaşım ve çocuklarım burada doğdu büyüyor. Son bir buçuk senedir, hiçbir şey eskisi gibi değil. Bankaya kredi borcumuzu öteleyip duruyoruz, bu bize faiz olarak geri dönüyor. Hafta sonu ödenmek için iple çekiyoruz, ama iki yakamız bir araya gelmiyor” dedi.
“Ekonomi çöktü, işçinin hakkını yendi”
Devletin işçiye sahip çıkmadığından yakınan Dırgam Aslan, aylar sonra aldıkları bin 500 TL’nin bir anlam teşkil etmediğini ifade etti. Mart 2020 tarihinde sonra her şeyin çok değiştiğini, ekonominin dibe çöktüğünü işçinin de hakkının yendiğini kaydeden Aslan, “Hükümette olanlar işçinin yanında olmadı. Kamuda çalışanın hakkını verdiler, işçinin hakkını yediler. Bizim gibi garibanların sendikası yok, arkamızda duran yok, çok şükür ustamız yanımızda durdu da bir şeylerimizi karşıladı” ifadelerini kullandı.
“Zenginin karnı tok, hangisini yiyeceğini şaşırır bizim masamızda bir tabak var o da zorla gelen bir tabak”
Ailesinde tek çalışanın kendi olduğunu ifade eden Dırgam Aslan, hükümetin Surlariçi diye telaffuz edilen bölgeye bir kez bile dönüp bakmadığını söyledi. Dükkanı açarken, müşteri gelmesi için dua ettiklerini kaydeden Aslan, kazancının giderlerini karşılamayacak duruma geldiğini söyledi.
Piyasanın ucuzlatıldığı yönünde bakanların açıklamalarını gördüklerini vatandaşla dalga geçildiğini ifade eden Aslan,” Sayın Erhan Arıklı piyasa ucuzladı diye açıklamalar yaptı. Neden biz bu ucuzluğu görmedik, bizim gibi fakir insanlar markete giderken iki kere düşünmek zorunda alacaklarını” dedi.
Borçlanma haklarının bile olmadığına vurgu yapan Dırgam Aslan, zam üstüne zam yapıldığını işçinin, geliri az olan yurttaşın üstünden prim yapıldığını kaydederek, ”Zenginin sofrasına bakınca karnı toktur, hangisini yiyecek bilemez, şaşırır. Fakirin sofrasında tabak bir tanedir, o da zor gelen bir tabaktır” dedi.
“Surlariçi’nde insanlar aç”
Hükümetin sadece kendini düşündüğünü, özellikle seçim dönemi kapı kapı gezerek oy alana kadar sahip çıkıldığını gösterdiğini kaydeden Dırgam Aslan,” Oylarımızı veririz, bizim gibi garibanları kandırırlar sonra kimse bizi tanımaz. Hükümet sadece koltuk derdinde, bunu gördük” dedi.
Pandemi sürecinde birçok kez kapanmaya gidildiğini Kızılay’a isimlerini yazdırıp yardım paketi için beklediklerini ancak bir kere bile faydalanamadıklarını kaydeden Aslan, “Yardımlar sadece lafta kaldı. Bu yardımları yapan kimlerse yardımları onlara yaptılar. Aç kaldık, gün oldu parasız kaldık, çaresizlik kötü. Banka soyanlar, hırsızlık yapanlar beyefendi oldu, ama biz insan gibi elimizi açıp yardım istedik sen kimsin diye seslendiler bize. Hükümet vatandaşını korumuyor, bu yüzden oyda beklemesin” şeklinde konuştu.
Fotoğraflar: Burçin Aybars