Temmuz bütün Kıbrıslı Rumlar için trajiktir fakat bazıları için daha trajiktir.
Papalazaros onlardan biridir. Onun bir oğlunu bir Temmuz günü EOKA B, diğerini de yine bir Temmuz günü 1974 Savaşı aldı.
Agafoniki ve Papalazaros Neofitos ailesinin tam dokuz çocuğu vardı. Baf’ın Hloraka köyünde yaşıyorlardı. Anne Agafoniki ve kocası Papalazaros, fakirlikle mücadele ederek dokuz cana bakıyorlardı. Papalazaros papazdı. Fakat mesleği aktif bir AKEL üyesi olmasının önünde engel değildi. Nitekim Papalazaros’lar ailece solcu ve AKEL üyesiydiler. Bu yüzden, aşırı milliyetçi terör örgütü EOKA B’nin hedefindeydiler.
Maskeli şahıslar bir kaç sefer köye giderek Papalazaros ailesine saldırmayı denediler ama başaramadılar. Sonunda, ailenin Baf’ta okuyan üçüncü çocuğuna göz diktiler. 17 yaşındaki Kiriakos’un ağzından giren bir EOKA B kurşunu, tek bir dişini bile parçalamadan girdiği gibi çıktı ve Kiriakos’un canını aldı. Tarihler 1 Temmuz 1973’ü gösteriyordu. Katiller yakalanmadı. Cinayet, “meçhul şahısların” hesabına yazıldı. Aile karalara büründü.
Bir yıl sonra Darbe ve Savaş oldu. Sovyetler Birliği’nin Rostov üniversitesinde okuyan ailenin birinci çocuğu Sotiris Kıbrıs’ta tatildeydi. Milli Muhafız ordusunun tankları 15 Temmuz sabahı Cumhurbaşkanı Makarios’un sarayına yürüdüğünde, EDON üyesi Sotiris eline silah aldı ve Limasol’da Darbecilere karşı direnen gruplara katıldı. Yaralandı. Darbe başarılı olunca çareyi saklanmakta buldu. 20 Temmuz Savaşı başladığında, bütün Kıbrıslı Rumlar gibi o da savaşa katıldı ve Piskobu çatışmalarında hayatını kaybetti. Papalazaros ailesi bir kez daha yıkıldı.
Sotiris Papalazaros evrensel barışa inana hümanist biriydi. 21. Yaşında hayatını savaşta kaybedeceği aklına gelmezdi ama savaşların ne anlama geldiğini iyi biliyordu. 1972 yılında liselerarası birincilik ödülünü kazanan şiiri bir barış şiiriydi: “Barış, barış/Sana şarkılar/Sana marşlar yaraşır/Barış, barış...”
Bir başka şiirinde ise savaşın korkunçluğunu şöyle döker mısralara Sotiris:
“Bugün şiirden söz etme/Söz etme neşeden/ ‘Başka savaş istemem De’, Ve Sor: ‘Savaş istiyor muyuz?’/Sokaklara çık ve sor: ‘savaş istiyor musunuz?’/ Orada, Selvili köyde yatan ölü kardeşine sor/ Sor, ölü kardeşin söylesin bize/Savaş istiyor muyuz?”
Gelgelelim Sotiris’e hiç kimse savaş ister mi diye sormadı. Geldi ve canını aldı...