Para da yok, haysiyet de

Cenk Mutluyakalı

“Seçtiklerimiz” hak ettiklerimiz mi?
Değil.
“Biz oy vermedik” diyemezsiniz.
Çünkü fark etmiyor!

Kimileri “demokrasi böyle bir sonuç üretiyor” diyebilir.
Hangi demokrasi?

Öyle bir yerde yaşamıyoruz.
Seçilenlerden çok “seçtirilenler” demek daha doğru oluyor.
İrade gasp edildi.
Bir yanda kahrolası bir statüko, beri yanda olabildiğince tahakküm!

***

Yarı/m ülkede en ciddi algı operasyonu Türkiye’den gelen kaynaklar üzerinden örülmüştür.
“Parayı en iyi biz alırız” diyenler başa geldiler.
Şimdi yoklukla yüz yüzeyiz!

Hem para yok ortada hem de yönetme kabiliyeti…
Hem demokrasi gitti elden, hem de avuçlar açık…


***

Türkiye – KKTC arasındaki ekonomik protokolde son verileri paylaşalım.
Peşin söyleyelim: Protokole (yine) uyulmadı.
Boyun eğmek de yetmedi.


2021 yılı.
3 milyar 250 milyon Türk Lirası yardım ve kredi için imza atıldı.
1 milyar 833 milyon Türk Lirası ödendi.
3 söylendi, 1 ödendi.

1.4 milyar Türk Lirası kağıt üstünde kaldı, ödenmedi.

En az destek reel sektöre verildi.
Hani hep söylenir ya bu mali programların amacı kamunun daraltılması ve özel sektörün desteklenmesidir diye…
O da yalan…
Kamu maliyesine destek için 491 milyon 584 bin TL ödeme yapıldı.
Bu paranın 141 bin Türk Lirası da Kıbrıslı Rumların mülklerini tazminat için kullanıldı.

Reel sektöre verilen “hibe” desteği 126 milyon 937 bin Türk Lirası oldu.

***

2021’de böyleydi.
2020’de yine aynı…
2019’da yine…

İlan edilen yardımın üçte biri yapılıyor genelde!
“En iyi parayı biz alırız” diyenlerin aslında “talimat” alma yönünde en önde koştukları görülüyor.

Para da yok, haysiyet de!