Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’ndaki “KKTC 2021 Yılı Bütçe Yasa Tasarısı” görüşmelerinde siyasi parti başkanları söz alarak, bütçeye yönelik değerlendirmelerde bulundu..
Özyiğit: "Güven vermeyen hükümetin bütçesine ret oyu vereceğiz"
İlk sözü alan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, pandemi döneminde zor şartlarda bütçe görüşülmesi yapıldığına işaret ederek, ilk olarak ülkede yapılan seçimler ve “müdahalelere” değindi. İradelerine sahip çıkma kararlılığını sürdüreceklerini vurgulayan Özyiğit, Kıbrıs konusunda BM parametrelerini terk etmenin yanlış olacağını ve yeni maceralara atılmamak gerektiğini ifade etti.
Ülkede nüfusun bilinmemesi, vatandaşlık yasası, adil vergi sistemi, eğitim sistemi, sağlık alanında yapılan çalışmalar ve pandemi süreci gibi konularda görüşlerini aktaran Özyiğit, bu konularda ülke ve halk yararına hep birlikte çalışmaya hazır olduklarını söyledi. Özyiğit, özel okullarda online eğitimin durdurulmasını da eleştirdi.
Özyiğit, ülkede işyerlerinin kapandığını, insanların işsiz kaldığını, esnafın dar boğaza girdiğini ifade ederek, TDP olarak Kıb-Tek, Telefon Dairesi ve limanların özelleştirilmesine karşı olduklarını kaydetti.
Pandeminin devam ettiğini ifade eden Özyiğit, ülkede aşı konusunda açık bilgiler verilmediğini, aşıların nasıl ve kimlere yapıldığını, nerede yapılacağının bilinmediği eleştirilerinde bulundu.
Cemal Özyiğit, örneğin milletvekillerine sıranın ne zaman geleceğini bilmediklerini ifade ederek, bu karmaşaya son verilmesini istedi. Özyiğit, Sağlık Bakanı’na “vatandaşın torpil değil eşit hizmet beklediğini” söyledi.
Bütçe rakamlarına baktığında bu yılın zor geçeceğinin görüleceğini ifade eden Özyiğit, yüzde 80’i kamu giderlerine giden bütçede Türkiye Cumhuriyeti yardımlarının 2,5 milyar TL göründüğünü ifade etti. Türkiye’den gelecek kaynağın kağıt üzerinde olduğunu savunan Özyiğit, bütçe ve bütçe açıklarına yönelik endişelerini dile getirdi.
Pandemiden dolayı devlet gelirlerinin düştüğüne dikkat çeken Özyiğit, bütçeyi madde madde rakamlarla değerlendirdi ve görüşlerini dile getirdi. Özyiğit, bütçenin gerçekleri yansıtmadığını ve pandemi döneminde ülkeye refah getirmeyeceğini ifade etti.
Ülkede sağlık alanından sonra en yoğun çalışan belediyelerin bugün iş göremez halde olduğunu kaydeden Özyiğit, bugün tüm sendikaların sokakta olduğuna işaret etti. Özyiğit, Türkiye’den “para alınması”yla ilgili söylemlerin de halkın onurunu kırdığını kaydetti.
Cemal Özyiğit, bugünkü bütçenin dışa bağımlılığı artıracağını ifade ederek, buna kayıtsız kalamayacaklarını vurguladı. Özyiğit, bütçenin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederek, güven vermeyen hükümetin bütçesine ret oyu vereceklerini söyledi.
Amcaoğlu: "Kimsenin elinden eğitim hakkını almadık"
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, eleştirileri yanıtlamak üzere söz alarak, eğitimi yasaklama gibi bir durum olmadığını ifade ederek, yasaklamaya bizzat kendisinin karşı olduğunu vurguladı.
Sağlık alanındaki gelişmeler ve alınan kararlar ışığında 25 Ocak’ta her şekilde okulların eğitime başlayacağını ifade eden Amcaoğlu, hedefin, fırsat eşitliği ve adalet adına eğitime hep birlikte başlayıp, hep birlikte tamamlamak olduğunu kaydetti. Kimsenin elinden eğitim hakkını almadıklarını söyleyen Amcaoğlu, eğitimde adaletsizlik olmaması için çalışma ve denetime devam edeceklerini ifade ederek, devlet otoritesi adına da sıkıntıların aşılması için istişarelere devam edeceklerini belirtti.
Özersay: "Vergi kaleminde artış nasıl öngörülüyor?"
HP Genel Başkanı Kudret Özersay da, bütçe görüşmeleri sırasında hükümetin salonda olması ve siyasi parti başkanlarının bütçeyi değerlendirmesini dinlemesi gerektiğini söyledi.
Özersay, hükümetlerin bütçeyi çok değiştiremediğini, bütçeyi hazırlayan ekibin de aynı ekip olduğuna işaret ederek, bu nedenle yapıcı ve gerçekçi muhalefet anlayışıyla bütçeyi değerlendireceğini belirtti.
Siyasete düşenin bütçede yenilikler yaratmak olduğunu kaydeden Özersay, bütçe hazırlanırken dünya ekonomilerine bakılması, sadece yerel ve Türkiye’den gelecek kaynaklarla kalınmaması gerektiğini ifade etti.
Özersay, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yıllık programlar yapıldığını ve ekonomik protokollerde de her kaynağın alınıp alınamayacağının değişkenlik gösterdiğine işaret ederek, ekonomik protokol yapılmış olsa da, olmasa da bu kaynakların gelip gelmeyeceğinin belli olmadığını söyledi.
Ekonomik protokol çalışmalarıyla ilgili bilgi isteyen Özersay, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın KKTC’ye gelişinin neden ertelendiğini de sordu.
Özersay, ülkede ekonominin sıkıntılı olduğunu, piyasanın daraldığını, esnafın zorda olduğunu, vergi artırılması durumunda da ekonominin tamamen duracağını ifade ederek, vergi kaleminde artışın nasıl öngörüldüğünü sordu.
Öğrenci ve turist akışı sağlanmazsa turizm, tarım ve eğitim alanında alınan kredilerin geri dönüşünde de sıkıntılar yaşanacağı uyarısında bulunan Özersay, kredileri alanlara destek açısından bu konuda çalışma yapılması durumunda destek vereceklerini söyledi.
Özersay, işsizlik konusunda da endişeli olduklarını ifade ederek, hükümetin özellikle bu konuda çalışma yapması, yerli istihdamı desteklemesi ve işletmelere yönelik önlemler alınması gerektiğini kaydetti.
Aşı programıyla ilgili de güven veren bir durum olmadığını, Sağlık Bakanlığı ve sağlık çalışanlarını takdir ettiklerini ancak ülkede güvenli insan akışını sağlamak için dünyadaki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade eden Özersay, dünyadaki sertifika sistemine KKTC’nin nasıl dahil olacağı konusunda çalışmalar yapılmasının önemine değindi. Özersay, Rum tarafında aşı uygulamasının başladığını ve ikinci aşısını olanların KKTC’ye geçişinde kolaylık sağlanmasının esnafa olumlu yansıyacağına inanç belirtti.
Belediyelere katkı konusundaki açıklamaları da değerlendiren Özersay, Maliye Bakanlığı’nın bu konuda yaptığı açıklama ve verdiği sözleri taahhüt olarak aldıklarını ve takipçisi olacaklarını söyledi.
Esnafın, olağan dışı bir durum yaşandığından vergi oranları hesaplanırken her şey olağan gibi davranılmaması beklentisi oluştuğunu kaydeden Özersay, buna işaret ederken “vergiler alınmasın” demek istemediğini ama ülke ekonomisi ve toplum adına bunun düşünülmesinin gerekliliğine vurgu yapmaya çalıştığını belirtti.
Elektrik fiyatlarıyla ilgili de bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç olduğunu, vergi gibi elektrik konusunda da en azından üç aylık bir iyileştirme yapılabileceğini ifade eden Özersay, kayıt dışı ekonomiye karşı mücadelenin doğru olduğunu ancak vergisini ödeyenlerin daha da sıkıştırılmasının yanlış olacağını kaydetti.
Özersay, bütçe maratonunda HP milletvekillerinin her bakanlıkla ilgili görüş ve düşüncelerini yapıcı bir muhalefet anlayışıyla yapacağına işaret etti.
Erhürman: "Ekonomik protokoller konusunda istikrarsızlık yaşanıyor"
Ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman da, ekonomiye dair temel bir sorun olduğunu ve bunun da siyasi istikrarsızlık sorunu olduğunu vurguladı. Kıbrıs sorununun zaten bir istikrarsızlık konusu olduğunu ancak sürekli hükümet değişikliğinin de bunu artırdığını kaydeden Erhürman, kimsenin önünü göremediği koşullarda değil 3 yıllık, 1 yıllık ekonomik programın bile zor olduğunu belirtti.
Erhürman, pandemi döneminde tek akıllarda kalanın sürekli değişen kararlar olduğunu ifade ederek, ülkede bilinmeyen bir ortamda ve istikrarsızlık içinde yaşandığını dile getirdi. Ekonomik protokoller konusunda da istikrarsızlık yaşandığını anlatan Erhürman, bu konuda siyasetin de yanlış olduğunu, “Türkiye’den para alma konusunda yarışa girenleri” uyardı.
Erhürman, örneğin Türkiye’den beklenen kaynağın geçen yıl öngörülenden 1 milyar TL az geldiğini ifade ederek, 2021 yılı için beklenenin 2,5 milyar TL’nin nasıl serbest bırakılacağının bilmediğini kaydetti.
Ülkede hesapların bu kaynaklara göre yapıldığını ancak beklenen kaynak gelmezse ülkede yatırımların veya ekonomik programın nasıl yapılacağını soran Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan protokollerde istikrar sağlanamazsa ülkede ekonominin programlı bir şekilde hayata geçirilemeyeceğini vurguladı. Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti ile artık bu düzlemde konuşulması gerektiğini ifade ederek, aksi halde bu durumun kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Erhürman, ülkede yaşanan ekonomik krizin, önce maliyeyi, sonra da demokrasiyi vuracağını ifade etti. Maliye gelirlerinde azalma olduğunu ancak belediye ve özel sektör gelirlerindeki azalmaya göre bunun çok olmadığını çünkü sıkıntının ekonomide olduğunu kaydeden Erhürman, şimdi ise bu durumun maliyeye yansıyacağını savundu.
Tufan Erhürman, basında her gün 5-6 açıklamasını gördüğü Ekonomi Bakanı’nın ekonomiye yönelik olumlu hiçbir açıklamasına rastlamadığına işaret ederek, ülkede ekonomiye yönelik programın şart olduğunu söyledi.
Erhürman, ülkede aşılanmaya bağlı olarak eğitim, turizm ve inşaatta atılacak ciddi pazarlama adımlarının ekonomiye olumlu yansıyabileceğini ifade ederek, ülkede siyasi istikrarsızlığa rağmen maliyede bu rakamların bulunmasının, ülkenin kendi ayakları üzerinde durabileceğini gösterdiğini kaydetti.
Hükümetin “ölü doğduğunu” ifade eden Erhürman, iktidar partisinin kurultaya gitmesinin ardından seçime gidileceğini ve bu dönemde bir de protokol imzalanacağını belirterek, nasıl olursa olsun bir protokol değil, dövizdeki dalgalanma ve pandemi sürecinin dikkate alındığı bir protokolün imzalanması gerektiğini söyledi.