"PARTİ TEZLERİ" DENEN YAPILANMA

Mehmet Çağlar

"Siyaset, sol-sağ  ekseninde değil,  "yukarı" "aşağı" ekseninde yapılmalıdır..."
Bu sözlerin sahibi,
Ronald Wilson Reagan...

 Reagan, 1980'de Cumhuriyetçilerin adayı olarak Başkan seçildiğinde 69 yaşında idi...
ABD tarihinin seçilen en yaşlı başkanı oldu!

 Geçtiğimiz pazar 7 Mayıs'ta,
Yürüyüş Hareketi lideri Emmanuel Macron,
Sandıktan çıkan oyların yüzde 65,1'ini alarak,
Rakibi Le Pen'i geride bıraktı...
Ve 39 yaşında, Fransa tarihinde seçilen en genç Cumhurbaşkanı oldu!

 Macron seçime giderken,
Küreselleşme, karmaşık toplum, ve katılımcı demokrasi ekseninde öykündüğü siyaset, sadece ulus-içi sorunlara dönük değildi...
Öykündüğü siyaset, aynı zamanda, küreselleşmenin etkilerine de yanıt veren nitelikteydi...
Macron, bu "süreç merkezli" siyaset modeli ile, 
ana akım sağ ve solu tamamen reddetti...!
Ve Macron'un bu reddedişleri, Fransa'da yaygın kesimler nezdinde yeni bir heyecan yarattı...!

Fransa'dan dönüp Kıbrıs'ın kuzeyine bakıldığında, kanımca bizim için de yalnızca dağılım adaleti, işsizlik ve yoksulluğa çözüm bulmayı hedeflemek, artık sol politika oluşturmada yetmeyecek!

Bugünün siyasi iktisadının altında yatan GSYH değerleri ve ölçümleri vardır!
Reel politik uygulamalarda, bu değerler ve ölçümlerin ölçüt ve kriterleri, solcular ve liberaller tarafından hemen hemen aynı şekilde paylaşılıyor...!
Yani, hem sağın hem de solun bu konularda benimsediği ve/veya uyguladığı metodoloji aynıdır!

Oysa ki, somutlama biçimimizi GSYH değerleri persfektifi içinde öykünmezsek, sol olarak kendimizi bu konuda sağdan ayrıştıramayız...!

Bugüne değin olan bu konudaki uygulamalara bakıldığında, 
Biz, kapitalist toplumla aynı iktisat metodolojisine mi sahibiz?
Evet...
Peki, sosyalist bir parti yapılanması olan CTP, kapitalist toplumla aynı hedeflere de mi sahiptir?
Hayır...

 O halde, partinin,
bilgi toplama,
sistematize etme,
yeniden üretme,
ve böylece, 
CTP'nin sosyalist ideolojisinin çözüm üretir hale gelmesi için,
GSYH değerleri ve metodolojisinden başlayarak, 
merkeze doğru hareket edilmesi gerekir...

Örneğin DPÖ, GSYH değerlerini ölçerken, 
Mesela sağlığa ne kadar harcadığımıza bakıyor...ancak,
Sağlıktan ne kadar randıman aldığımızı önemsemiyor...
Ülkemizdeki kanser hastalığının patlamasına paralel, 
sağlıktaki GSYH değerleri de artıyor maalesef...
Çünkü kanser olan insan, sağlığına koşulsuz para harcar...
Kanser harcamalarına paralel olarak da, GSYH değerleri artar...
Dolayısıyla, 
toplumdaki insanların sağlık durumu kötüye giderken,
kişi başına düşen GSYH ise yükselir...!

İşte bu ölçüm ve değerlere, ilerici olan kesimlerin ve solun kesinlikle itirazı olmalı!
Sadece itirazı değil, 
çözüm üretir hale gelecek bir teorik akıl yapılanması, 
ve iktisadi metodolojisi olmalıdır...

 "Parti tezi" ya da "tezler" dediğimiz yapılanma da aslında budur!