Kendi seçim hesapları ile Crans-Montana Konferans’ını heba eden Anastasiadis uluslararası siyasette itibar kaybetti. O günlerde Kıbrıs sorunu çözümü için öne çıkardığı desentralizsayon – gevşek federasyon gibi kavramlarla durumunu toparlamak için çeşitli manevralar yapmıştı. Bilahare, Ersin Tatar’ın KKTC Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Türk tarafının iki devletli çözüme odaklanması nedeniyle rahatlamış olup, kaybettiği itibarını geri kazanmak arzusu ile BM Ölçütlerinde çözüme dört elle sarılmıştır.
Ancak, kendi siyasi itibarı ile ilgili olarak gelişmeler umduğu gibi olmadı… Uluslararası siyaset Kıbrıs sorunu çözümü bağlamında artık Anastasiadis’e güven duymuyor… Bunu yabancı misyonlar da söylüyor ama en ilginci bunu Anastasiadis’in görüşmecisi Mavroyannis’in açıklamış olması idi… Ve onu da bu açıklamayı yapmak zorunda bırakan da, yabancı misyonlar ve uluslararası toplum unsurları ile yaptığı görüşmelerde, Rum tarafının BM Ölçütlerine ‘Bağlılık yemimi’ eder gibi konuşmasına rağmen muhataplarının ‘Geç bunları’ havasında tepki vermesi idi… Son zamanlardaki açıklamalarında ve Güney Kıbrıs iç siyasetinden gelen eleştirilere verdiği tepkilerden de Anastasiadis’in bunalmış durumda olduğu anlaşılabiliyor… Siyaseti artık kendisini taşıyamıyor; iç ve dış itibarı çöküşte ve toparlama gayretleri faydasız kalıyor. Belli ki kendi görüşmeci ekibi ile de sorun ve sıkıntılar yaşıyor…
Bu arada da Rum ana akım siyasi partileri Kıbrıs sorununun BM Ölçütlerinde çözümünde daha istikrarlı duruyor ama diğer partiler sertlik yanlısı ve dolayısıyla BM Ölçütlerine karşı… Ve itibar kaybetmiş Anastasiadis’e tek itibar edenler de bu sertlik yanlısı olan partiler… Anastasiadis de onlardaki itibarını daha güçlü yapabilmek için Maraş açılımı projesini ileri götüren Kıbrıslı Türk siyasilerin ve teknokratlarının Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarını yenilememe kararı aldı. Bu kararı alması da pek kolay olmadı… Yola çıktığında yurttaşlıkları iptal, pasaportları iptal gibilerinden eğilimleri vardı ama yasal olarak mümkün değildi; yapa yapa pasaportlarının süresi dolunca uzatmamak kararı aldı. Herhalde, konuya muhatap Kıbrıslı Türklerin, kendi iç siyasetleri nedeniyle, pasaportlarının süresi dolması halinde uzatmaya başvurmayacaklarını öngörüyor. Anastasiadis’in oynadığı oyunun kritik noktası burasıdır; konu ile ilgili herhangi bir Kıbrıslı Türk’ün uzatmaya başvurması ve başvurusunun reddedilmesi halinde, Anastasiadis’in oyunu bozulur.
Böyle bir aşamada, ilgili Kıbrıslı Türk, etkin bir geçerli yerel çare mekanizması olmadığı nedeniyle doğrudan AİHM’e başvurabilecektir. Ve AİHM’in kararı da yurttaşların seyahat özgürlüğüne yönetenlerin engel çıkaramayacağı yönünde olacağını zaten Anastasiadis de biliyor, rivayete göre de Rum Başsavcı kendisini bu konuda uyarmışmış… Rivayetin devamına göre, Anastasiadis’in tepkisi de “O gün gelsin bakalım, düşünürüz; hem benim Cumhurbaşkanlığım dönemim içinde olmama olasılığı yüksek, günün Cumhurbaşkanı çözsün” şeklinde olmuş… Zaten gelecek seçimlerde artık aday olmayacağını da açıklamış durumda… Tüm bunlar, siyaseten tükenmiş Anastasiadis’in uluslararası siyasette toparlaması mümkün olmayan itibarını, yerel siyasette olsun kurtarma çabasıdır ve milliyetçi – faşist Kıbrıslı Rum siyasi partilerden medet ummaktadır.
Sonuçları ne olacak diye bakıldığında, elbette ki CB Tatar’ın veya bir bakanın kısa dönem içinde pasaportunu uzatmak için bir müracaat yapmayacağı kesindir. Ancak, CB Tatar Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarının Kıbrıslı Türklerin cumhuriyetteki ortaklık hakkı olduğunu söylüyorsa, konu ile ilgili bir teknokratın pasaportunun süresinin uzatılması için müracaat yapmasını teşvik etmeli, uzatılmasını Rum makamlar tarafından reddedilmesi halinde de derhal AİHM’e dava açmasını sağlamalıdır. Eğer CB Tatar bunu yapmaz ise, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Kıbrıslı Türklerin ortaklık haklarının peşine düşmez ise, o zaman Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hidrokarbon kaynaklarındaki Kıbrıslı Türk haklarını da talep edemeyecektir… Velev ki etse bile, uluslararası siyaset kendisine “İşine geldiği gibi davranamazsın, pasaport konusunda hak iddianı ortaya koymayıp, aramayıp, ileri götürmeyip AİHM’de dava bile açmamışsan, hidrokarbonlarda talebin geçersiz (diplomasi tabiriyle “null and void”) diyebilir. Derse de haksız görülmeyebilir… Haksız görülmezse de Anastasiadis iç siyasetinde itibar toparlaması yapabilir, siyasi tükenmişliğini aşabilir…
Anastasiadis pasaport konusunda tehlikeli bir oyuna girişti ama oyunun kendisi için tehlikeli olabilmesi Kıbrıs Türk tarafının ve özellikle CB Tatar’ın atacağı adımlarla ilgilidir. CB Tatar kulağının üstüne yatarsa, Anastasiadis siyaseten tükenmişlik halleri ile görev süresin i doldurur gider ama yaptığı hukuksuzluk yanına kar kalır. CB Tatar, konuya muhatap bir Kıbrıslı Türk’ün hakları için AİHM kapısını çalacak olursa, Anastasiadis uluslararası toplum ve adalette çok zora girer, siyaseten tükenmişliği de kesinleşmiş olur.
Pasaport konusunda aldığı karar ile Anastasiadis ipini Tatar’ın eline vermiştir. Come on Ers… Kafayla gol atma şansı var…