Twitter ve Facebook, şimdilerde paylaşımın en etkili iki sosyal medya aracı...
Devasa bir kamusal alan...
O kadar büyük ki;
Günlük Facebook kullanıcı sayısı 500 milyon civarında...
Yaşanılan ve düşünülen herşey, anlık olarak paylaşılabiliyor...
Olup biteni anında öğreniyoruz...
Eh! Hepimiz hakkımızda olumlu şeyler söylenmesini de severiz tabi...
Paylaşımların altlarına yorumlar, beğeniler ve iltifatlar almak da işin psikolojisi...
Bizler "like" aldıkca bu süreci/serüveni devam ettiriyoruz...
Daha fazla zaman "online" kalıyoruz...
Facebook da buna aracılık ediyor...
Farkında mısınız?
Klasik medya kamusal bir platform olarak eylemlere ve iletişime mekân olma ayrıcalığını da , belli ölçüde sosyal medyaya kaptırmış durumdadır...
Ortak fayda açısından görüşlerin paylaşılabildiği ,
Kamusallığın çeşitlenmesi,
Siyasi temsilcilerle birebir iletişim mekanizması sağlamak gibi ,
Temsiliyet mekanizmalarının tümünü barındırıyor...
Neden sokağa dökülmüyoruz?
Demokrasiler tepki rejimleridir...
Yani eskiden Kıbrıs'ta her demokratik hak arayışının temelinde, yurttaşları sokağa teşvik edebilme kabiliyeti sınanırdı...
Bugün mitinglere katılma yerine,
İnsanlar Facebook grubuna katılıyor...
Tweet atıyor...
Yani bilgisayar başında aktivizm yapmak tercih ediliyor...
Bu ekran başı aktivizmi sokağa taşımayı daha kimse beceremedi...
Demokrasi bağlamında bu aktivizmi sokak hareketleriyle beslemek daha başarılı sonuçlar verebilir...
Bakalım göreceğiz...
Barış süreci yolda...
Demokrasi ve özgürlük talep edenler için ekran başında aktivizm yeterli olacak mı?