Maliye Bakanı Ersin Tatar, “İleriye bakıldığında KKTC’nin geleceği iyi” dedi...
Her halde, “Biz gittikten sonra” demek istedi...
***
İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu da “ileriye” bakmak isterken, “önündeki çukuru” görmeyenlerden...
“Askere ihtiyaç var” diyerek savundu, yeni yurttaşlıkları...
Ne diyecekti yani, “Emir büyük yerden” mi...
“Bize oy verecek yeni seçmene ihtiyaç var; eskiler gördü, tanıdı, onlar dahi oy vermez artık” diyemezdi de tabii...
Ve ayrıca kafama takıldı... Niye bu kadar çok askere ihtiyaç var ki!?
Nöbetler dönmüyormuş...
İnsanların, hemen her “milli gün”de adanın güneye akın ettiği bir dönemde yaşıyoruz...
Kimsenin kimseyi “boğazladığı” yok...
Canımızı, “kuzeyde” koruyoruz artık, en fazla...
Ona da asker karışmıyor...
Eeee, o halde ‘daha fazla asker’ niye?
***
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da dedi ki, "Bir defa Güney Kıbrıs devlet değildir, bir yönetimdir. Kıbrıs diye bir ülke yok. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi var. Çünkü bir yeşil hat var, kuzeyinde de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var”
O halde, nasıl oluyor da, mesela Trabzon’daki “Gençlik Olimpiyatları”na sizin “yönetim” dediğiniz “Kıbrıs” katılıyor mesela...
Ve siz, ‘şeref tribünü’nden selamlıyorsunuz gururla...
Tabii bir bakıma haklı...
Güneye geçmiyor ya...
Lefkoşa’nın kuzeyinde gezdikten sonra... Bir de güneye geçse mesela...
O zaman anlayacak, kimin ‘yönetim’ dahi olmadığını, bu ‘köhne’ düzende....
Neyse, dilin kemiği yok nasılsa...
Orası ‘yönetim’, burası ‘devlet’..
Hem de ne devlet (!)
‘Ekonomik Programı’ dahi Türkiye’de açıklanıyor önce ...
***
Öyle daldan dala sıçradık, Lefkoşa’da duralım dilerseniz...
İlk aday ortaya çıktı...
Ve Dr. Arabacıoğlu ‘siyasetten emeklilik’ şarkıları söylerken, Cumhurbaşkanlığı’ndan sonra bu kez başşehrin başkanlığına aday oldu...
İyi biri... İyi biri de...
DP’nin Lefkoşa’ya gösterdiği, bir önceki adayı biliyorsunuz herhalde:
“Cemal Bulutoğluları...”
Şimdi diyor ki, “Aman doktor, canım doktor, derdime bir çare!..”