Bir Kıbrıslırum okurum, bir “kayıp” yakını, geçen hafta arıyor beni: “1964 kaybı bir Kıbrıslıtürk’ün gömüldüğü yer hakkında bilgi topladım. Yardım edersan bu yeri göstermek isterim” diyor.
“Kayıplar Komitesi’nden yetkililerle bir gün ayarlayalım ve bize bu yeri göster…” diyorum.
Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum yetkilileriyle birlikte geçtiğimiz Cuma günü (19 Eylül 2014) Larnaka’ya, Pervolya’ya (Bahçalar) gidiyoruz ve Kıbrıslırum şahitle buluşuyoruz.
Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Ksenofon Kallis ve Kayıplar Komitesi Kazılar Koordinatörü Okan Oktay’la birlikte gidiyoruz Pervolya’ya… Şahit bizi bekliyor…
Geniş bir araştırma yapmış bu bölgeden 1963-64’te “kayıp” edilen bir Kıbrıslıtürk’le ilgili…
Kendisi de bir “kayıp” yakını olduğu için çok iyi anlıyor “kayıp” yakınlarının çektiği acıları ve bu yaralara elinden geldiğince merhem olmaya çalışıyor.
“Bu Kıbrıslıtürk’le ilgili dört farklı kişiyle konuştum” diye anlatıyor. “Bunlardan birisi olaya bizzat görgü tanığı olmuş ve çok korkmuştu…” diyor.
“Yolda giderken Kıbrıslıtürk’ün arabasını durdurmuşlar, onu sürükleyerek arabanın dışına çıkarmışlar, tümüyle ıssız, bahçelik bir alana sürüklemişler onu… Sonra silah sesi duyulmuş. Bunları uzaktan izleyen genç çok korkmuş ve kaçmış… Arabanın nerede durdurulduğunu, adamın nereye sürüklendiğini gösterdi bana” diye anlatıyor. “Orada bir veya iki kapalı kuyu vardır, bu Kıbrıslıtürk’ün bu kuyulardan birisine gömüldüğüne inanıyor bu görgü tanığı” diyor.
“Ama başkalarıyla da konuştum ve iki kişi daha bana bu “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün oradaki bir kuyuya gömüldüğünü doğruladı. Bu konuştuklarımdan birisi zaten bu “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün oğullarından birisiyle yakın arkadaştı – bana birlikte çekilmiş fotoğraflarını da gösterdi” diyor.
“Bir tek bir dördüncü kişiyle daha konuştum ama onun söyledikleri bana pek inandırıcı gelmedi. Bu dördüncü şahıs, “Biz onu oradan çıkarıp deniz sahiline gömdüydük” dedi. Ama oldukça kilolu, iri yarı bir insanı kuyudan çıkarmak kolay değil, büyük emek ister… Hem niye çıkarsınlardı ki? Orası çok ıssız bir yerdi ve çevrede kamışlıklar vardı” diyor.
Yola koyuluyoruz ve Pervolya’nın dışında bir yere gidiyoruz.
Şahit bize iki kapalı kuyunun olduğu bölgeyi gösteriyor.
Burası aslında “Muhammed’in Bahçesi” diye bilinen bölge –yıllar önce yine bu alanla ve bu kuyuyla ilgili olarak bir başka Kıbrıslırum okurumun anlattıkları vardı, bunları yazmıştım ve 2011 yılında Kayıplar Komitesi yetkilileriyle bu alana gelip aynı kuyuyu bulmuştuk…
Aynı kuyuyu birincisinden habersiz olarak ikinci bir şahidin gösteriyor olması çok önemli çünkü böylece bu alanın kazılmasıyla ilgili herhangi bir tereddüt varsaydı, bunlar artık noktalanabilir…
Şahit bize ön taraftaki bazı başka kuyuları da göstermek istiyor ve patates ekili tarlaların yanında durup bölgeyi inceliyoruz.
Arazinin şimdiki sahibi geliyor ve Kallis onunla sohbet ediyor… Birlikte kuyuları araştırıyorlar – tüm bunları 2011 yılında yine yaşamıştık…
İşimizi tamamlayıp Pervolya’dan ayrılıyoruz.
Bize bu alanı gösteren Kıbrıslırum şahidimize, bizimle birlikte bu alana gelerek araştırma yürüten Kayıplar Komitesi yetkililerine sonsuz teşekkürler…