OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR...
Bir Kıbrıslırum okurumuz, bize gönderdiği bir mesajda, Petrofanlı (Esendağ) yaşlı Kıbrıslıtürkler’i, 1974’te Kiracıköy’den (Atienu) EOKA-B’ci üç Kıbrıslırum’un öldürdüğünü söyledi.
Okurumuz şöyle dedi:
“Sevgili Sevgül... Üzüntülüyüm, taa ruhumda... Ben Atienulu’yum (Kiracıköylü) ve inanıyorum ki Atienu’dan (Kiracıköy) bazı insanlar, Petrofan’daki insanların öldürülmesine karışmışlardı, onları lanetliyorum, masum insanları öldürdüler... Umarım ki adalet yerine gelir ve öldürülmüş olan Kıbrıslıtürkler’in akrabalarına yürekten üzüntülerimi ifade ediyorum. Onları öldürenler, Kiracıköy’den (Atienu) EOKA-B’ci üç Kıbrıslırum idi...”
Bu okurumuza paylaştığı bu bilgiler için teşekkür ederiz.
BENZER DUYUMLAR ALMIŞTIK...
Biz de benzer duyumlar almıştık ve bazı okurlarımız bize şunları anlatmıştı:
*** 1974’te Aşşa’dan (Paşaköy) kaçan bazı EOKA-B’ci Kıbrıslırumlar, Atienu’ya (Kiracıköy) gitmişlerdi ve burada, kendi yandaşlarına “Bu civarda öldürebileceğimiz Kıbrıslıtürk var mıdır?" diye sormuşlardı... Bunun üzerine Atienu’nun (Kiracıköy) bazı EOKA-B’cileri kendilerini alıp hemen yakındaki Petrofan köyüne götürmüşlerdi...
*** 1974’te köyde yaşayan Kıbrıslıtürkler oradan ayrılmışlar ve sanırım Lurucina’ya gittilerdi – fakat köyde kalan bazı yaşlı insanlar vardı. Bunların kimisinin gözü görmez, kimisi yürüyemez, yatalak idi. Onları öldürmüşler sonra da kuyulara gömmüşlerdi...
UZUN SÜRE KAZI YAPILMIŞTI...
Petrofan’ın yaşlı “kayıpları”nın bulunabilmesi için Kayıplar Komitesi, Petrofan’da (Esendağ) Kayıplar Komitesi kazı ekipleri uzun süre kazı yürütmüşlerdi... Biz de bu sürece bir “kayıp” yakını olan Ali Esendağlı’yla birlikte dahil olmuştuk. Bu süreçte Ali Esendağlı, Atienu’ya (Kiracıköy) giderek, buradaki köylülere, “Ben intikam peşinde değilim... Lütfen sadece bana onları nereye gömdüğünüzü gösteriniz” demişti...
Bu süreçte en önemli rollerden birisini de Kayıplar Komitesi’nin o günlerde Kıbrıslırum Üye Yardımcısı olan Ksenofon Kallis oynamıştı – Kallis, ısrar ve inatla Petrofan’daki kazıları yürütmeyi sürdürmüştü... Ali Esendağlı da olası gömü yerleri hakkında bilgi vermişti, onunla birlikte gitmiştik ve Ali Esendağlı’nın göstermiş olduğu kuyuda, ilerleyen zaman içerisinde beş “kayıp”tan geride kalanlar bulunmuştu... Bu süreçte bir “kayıp” yakını daha önemli rol oynamıştı... Petrofan’da köyün çıkışında, efgaliptoların yanındaki büyük kuyuda kazı yapılmış fakat bir şey bulunamamıştı – aradan zaman geçince, yığılmış topraklar içerisinde bir “kayıp” yakını olan Ksenis Hallumas, kemikler görmüştü – buradaki toprakların tekrardan elenmesi ve bu kuyunun daha da dikkatli biçimde kazılması gerekecekti... Hallumas’ın da Tremeşe’den (Tremeduşa – Erdemli) babası ve amcası “kayıp” edilmişti... Hallumas derhal Kayıplar Komitesi yetkililerini bilgilendirmiş ve köyden ayrılmış olan kazı ekibinin geri dönerek aynı yeri tekrardan kazmasını istemişti. Sonuçta bu konuda bilgi veren herkesin yoğun çabaları sonucunda kazıya tekrar başlanmış ve “kayıplar”dan geride kalanlar bulunmuştu...
7 OCAK 2016’DA DEFNEDİLMİŞLERDİ...
Bu kazı sonucunda kalıntıları bulunan beş “kayıp” Kıbrıslıtürk, askeri törenle Lefkoşa mezarlığındaki şehitliğe 7 Ocak 2016’da defnedilmişlerdi... Bu “kayıplar” Kadir Mehmet, Hasan Kerem Mehmet, Hasan Veli, Şerife Hasan Veli ve Pembe Halil Veli idi...
İsmail Ali ise bu tarihten birkaç yıl önce defnedilmişti. Çünkü o ayrı bir kuyuda gömülmüştü ve daha önce bulunmuştu. Ancak oğlu Ali Esendağlı, sadece babasının bulunmasıyla yetinmemiş ve Petrofanlı diğer “kayıp” Kıbrıslıtürkler’in bulunması için de çok çalışmıştı.
Ali Esendağlı’nın ninesi ve İsmail Ali’nin annesi Şerif Ali’nin naaşı ise 22 Ağustos 1974’te Birleşmiş Milletler Barış Gücü tarafından Lurucina’ya götürülmüş ve orada defnedilmişti. Şerif Ali de Petrofan’da öldürülenler arasındaydı ve üzerinde 100’e yakın kurşun bulunmaktaydı. Şerif Ali yatalak ve yaşlı bir kadındı ve 100 yaşına yakındı...
Petrofan’da (Esendağ) öldürülmüş olan Kıbrıslıtürkler’in ailelerinin acısını biz de paylaşıyoruz... Yurdumuzda bir daha böyle cinayetler işlenmesin diye, canla başla barış için çalışmaya devam edeceğiz...