Pile’deki gerilim sonrasında köye gitmiş, meseleyi enine boyuna anlamak için hem bilgilenmiş, hem de yerinde gözlem yapmıştım.
Şu iddiamı paylaşmıştım: “Bu iş KKTC’nin değil.”
***
Yol çalışması var ya…
Hani dozerlerin, Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü üzerine sürüldüğü utanç operasyonu yaşandı.
O yol çalışmasını kim yapıyor?
Önce “Taşyapı” dediler…
Ercan’daki şirket…
Sonrasında öğrendiğimiz Proyap!
Yine Türkiye’den bir başka işletme…
Kıbrıs’ta yetkili bir müteahhit değil…
TC projesi olarak pek çok iş almış…
***
Müteahhitler Birliği’ni arıyor, soruyorum.
“Yiğitler – Pile yolunu kim yapıyor” diye…
“Yerli bir müteahhit değil” diyorlar.
- Emin misiniz?
- Evet!
- Nasıl oluyor?
- İhalesi muhtemelen Ankara’da çıkıldı ve yine muhtemelen, iki ülke arasındaki uluslararası anlaşmalar içerisine yedirilerek buraya göre yasal hale getirildi.
***
İhale Ankara’dan…
Şirket de…
Bütçe de…
“Dozer” buradan olabilir!
***
“Egemenlik Eşitliğimiz Tanınsın” deniyor ya!
Kime söyleniyor şüpheye düşünüyorum kimi zaman…
Ankara’ya mı bu sesleniş acaba?
O nedenle dünya aldırmıyor zaten...
***
Pileli Kıbrıslı Türklerin “sıkışmışlığı” var.
Bu “daralma”ya çözüm ararken, o kadar kötü yönetiliyor ki süreç, dünyaya rezil oluyoruz.
“Kendi evimize insan gibi gidelim, gelelim” diyor köylü!
Köylünün bu talebi üzerinden başka bir oyun kuruluyor ve kınanıyoruz böylece…
Hem de hiçbir sonuç elde etmeden…
***
Çözümsüzlüğü ve statükoyu korumak dışında hiçbir işe yaramayan siyasetin ve zihniyetin ürettiği en önemli sonuç şu:
Dünyanın beş büyüğü bizi kınıyor…
Çin…
Fransa…
Rusya…
Birleşik Krallık…
Amerika…
Hepsi “düşman” öyle mi?
Buyurunuz mağara yalnızlığına!
***
Yol inşa için ihale bile yapamıyorsun sen!
“Lider” seçemiyorsun kendi kendine, seçtirmiyorlar.
Ne demokrasin kaldı, ne iraden…
Yetmezmiş gibi bir de dünyaya kafa tutmaya çalışıyorsun…
Ne oldu?
Hem yoldan oldu şimdi hem de rezil!
Hem ortak bir kınama yazdırdın bu toplumun boynuna hem de tarihe geçtin zorbalıkla!
“İhaleyi açtık, kapadık, iptal ettik, sonrasını bilmiyorum”
Merkezi İhale Komisyonu Başkanı Halis Üresin’i arıyorum.
“Yiğitler-Pile yolu için ihale açıldı mı” diyorum.
“İhale bizde açıldı, kapandı, teklifler de atıldı. Ancak teklifler keşif bedelinin üzerinde olduğu için ihaleyi iptal ettik.”
Yeni bir ihale açılmamış sonra…
“Yol inşaatı nasıl başladı” diye soruyorum.
“Karayolları Dairesi projeyi bildiğim kadarıyla TC Karayolları’na devretti, kime nasıl verildi, inanın bilmiyorum. Biliyorum dersem, gerçekten yalan olur.”
Hangi koşullarda ihalelerin yurt dışında açıldığını soruyorum bu kez…
“Yurt dışı ihaleleri ancak iki ülke arasında protokollerle yapılır, bunun dışında olmaz… Muhtemelen öyle oldu, ancak, samimiyetle bilgim olmadığını söylemek istiyorum, şu anda bu çalışmaları kim yapıyor, onu da bilmiyorum.”
Çayhan düzlüğü kimin?
Pile'de tartışma noktası yaklaşık 3 kilometrelik bir alanı kapsıyor.
“Çayhan Düzlüğü” olarak anılıyor.
Yiğitler-Beyarmudu-Pile üçgenindeki bu ihtilaflı bölge Birleşmiş Milletler Barış Gücü kontrolündeki ara bölgeye dayanıyor.
Gerilim de burada yaşanıyor.
Hem Kıbrıslı Türk yönetimi hem de BM Barış Gücü “burası bizim” diyor.
Kimin olduğuna dair üzerinde uzlaşılmış bir belge ya da anlaşma olmadığı söyleniyor.
Pile’de çalışmalar durdu!
Şimdi “Çayhan Düzlüğü kimin” sorusuna yanıt aranacak.
Çünkü yaklaşık 3 kilometre uzunluğundaki bu alanı aşmadan Pile’ye ulaşmak mümkün olmayacak…
Diyelim ki bu yol yapıldı, ne olacak?
BM Kontrolüne varılacak!
Şu soruluyor: O durumda bu yeni geçiş noktası nasıl kontrol edilecek?
Bunun için de ayrı bir diplomasi gerekiyor!
“Hedef, Pileli Kıbrıslı Türkleri, özellikle de güneyden kuzeye geçişte, şu anki trafik yoğunluğundan ayırmak” demişti muhtar…
Daha büyük hedefin “İngiliz Üs Polisi kontrolünden de kurtulmak” olduğunu düşünüyorum.
Anlayacağız Pile’de işler epeyce karışık!
Gözden kaçmasın!
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararında hep Pile konuşuluyor ya!
“Barış güçlerini hedef alan saldırılar uluslararası hukuk kapsamında suç teşkil eder” deniyor.
“Kıbrıs Türk tarafının izinsiz inşaatları durdurması, ekipman ve personelini geri çekmesi” memnuniyetle karşılanıyor.
Sadece bu değil!
Güvenlik Konseyi üyeleri, Kıbrıs halkının arzuları doğrultusunda ve ilgili Birleşmiş Milletler kararlarında belirtildiği gibi iki toplumlu ve iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı ‘Federal Kıbrıs’ı da işaret ediyor.
“Federal Kıbrıs” için müzakerelere dönme çağrısı yapıyor dünyanın beş büyük ülkesi…
Gözden kaçmasın!