Ne kadar çok pis her yer!
Uzunca bayram tatilinin sakin bıraktığı kentte, daha bir görünür olmuştu kirimiz.
Nasıl başarıyoruz onca şişeyi, poşeti, kağıdı, artığı yol kenarlarına atmayı?
Tam bir cehalet vitrini ülkemiz!
Nasıl bu kadar görgüsüz, kibirli, kendini beğenmiş, sorumsuz insanlar haline geldik?
Siyasileri eleştirdiğimiz kadar kendimizi eleştirebilsek, başkalarını beğenmediğimiz oranda aynaya bakmayı denesek, yüzleşebilsek pespayeliğimizle!
Öyle ya "hep başkaları..."
Biliyorum, kimse üzerine almaz ayıbı!
Ama insan iğreniyor çevresine baktıkça...
Yollar, yerler, denizin altı, dağların üstü, piknik alanları, köşe başları...
Pislik akıyor paçalarımızdan...
* * *
Sokağa çöp atanı tek bir gün "hapishane”ye gönderecek bir yasa olsa keşke...
Denize lağım akıtanı da...
Bir tek gün o demir parmaklıklar üzerine kapanabilse “pis”in, boy boy fotoğrafları yayınlansa gazetelerde, rezil olsa!
Hoş, o durumda yine "mağdur"u oynayacağız, eminim!
"Siz önce kıyıları parselleyenleri, devleti soyanları, kadın bedenini sömürenleri yargılayınız" diyeceğiz!
Böyle de bir kolaylığımız var.
Çirkef büyük, bataklık derin ya, bir başka adresi işaret ederek “kaçmak” kolayı!
Ya da bağırmak: “Önce sistemi elleyiniz kardeşim, olmaz böyle!”
Böylece arınıyoruz!
İki yanlıştan bir doğru çıkarıyoruz, o tek doğru da herkesin kendisi oluyor illa!
* * *
Pis insanlarız pis!
Bakınız çevrenize anlarsınız!
Birbirinden gösterişli evlerin, lüks arabaların, gözlerde marka gözlüklerin, kıçlarda en havalı kotların içine sıkışmış bir "kokuşmuşluk" bu!
Hangi yüzle bir karışını vermiyoruz bu toprağın?
Çok kıymetini biliyoruz sanki, yöneteni yönetileni birlikte...
* * *
Cehalet dışında "ganimet" zehri bu!
Güneyden gelen de "hazır" bulmuş, kuzeyden göçen de!
Öyle "kan dökmekle" yurt sahibi olunmuyor.
Sevmekle oluyor bu iş!
Korumak, sahiplenmek, hissetmekle...
Medeniyet yok, doymaz bir "mülkiyet" hırsı var ve iflah olmaz bir aç gözlülük...
Ama kime sorsanız, herkes temiz.
Onca "tertemiz" arasında, bunca "pislik" akıl dışı aslında (!)