Demir: “Akile Akdoğan’ın psikoloğu ifadesinde; maktulenin, sanık ile olan sorunlarından dolayı yanına geldiğini, eşinin (sanığın) kendisine vurduğunu, en küçük sebeplerden bile tepki gösterdiğini, intihara hiçbir zaman meyilli olmadığını, maktulenin aldığı ilaçların reçetesiz satılabildiğini, bu ilaçlardan bir tanesinin alerji ilacı olduğunu, diğer ilaçların ise hafif antidepresan olduğunu özellikle belirtti”
“Akile Akdoğan’ın kardeşi karakola gelerek, en son yaptıkları telefon görüşmesiyle ilgili ses kaydı olduğunu beyan etti. Bu kayıt içerisinde maktulün, kardeşine, sanık Yaşar Akdoğan’ın ‘eğer bu evliliğe devam etmezsen, hayatını kötürüm edeceğim, yüzünü çirkin edeceğim’ dediğini söyledi”
Didem MENTEŞ
Girne’de 2016 Aralık ayında evinin balkonundan düşerek şüpheli şekilde hayatını kaybeden Akile Nacisoy’un ölümüyle ilgili tutuklu bulunan eşi Yaşar Akdoğan hakkındaki ‘cinayet’ davasında, bu kez Müfettiş Muavini Umut Demir şahadet verdi. Demir, “Akile Akdoğan’ın psikoloğu ifadesinde; maktulenin, sanık ile olan sorunlarından dolayı yanına geldiğini, eşinin (sanığın) kendisine vurduğunu, en küçük sebeplerden bile tepki gösterdiğini, intihara hiçbir zaman meyilli olmadığını, maktulenin aldığı ilaçların reçetesiz satılabildiğini, bu ilaçlardan bir tanesinin alerji ilacı olduğunu, diğer ilaçların ise hafif antidepresan olduğunu özellikle belirtti” dedi.
Eşi Akile Nacisoy’u ‘ayak bileğinden tutup aşağı atmak’ suretiyle “taammüden adam öldürme” ve “adam öldürme” davalarından itham edile Sanık Yaşar Akdoğan dün yeniden mahkeme çıkarıldı. Meselenin tahkikat memuru Umut Demir, olayla ilgili yaptığı tüm işlemleri mahkemeye tek tek anlatarak, meseleye bağlı olarak 40’a yakın emareyi mahkemeye sundu.
Mahkeme, Müfettiş Muavini Umut Demir’in avukatlar tarafından sorgulanmasına devam edilmek üzere oturumu 17 Kasım Cuma saat 14:00 tehir etti.
Emareler sunuldu
Girne Kaza Mahkemesi’nde Ceza Davaları Yargıcı Mesut Mesutoğlu huzurunda görüşülen Pı duruşmasında, davada İddia Makamında Başsavcılık adına Kıdemli Savcı Erdinç Akyener ve sanık Yaşar Akdoğan’ı temsilen avukat Boysan Boyra ile avukat Emre Kadri hazır bulundu.
Savcı Akyener, davanın ikinci tanığı olarak Girne Polis Müdürlüğü’ne bağlı Adli Şube Amirliği’nde görevli Müfettiş Muavini Umut Demir’i mahkemeye dinletti. Demir, 30 Aralık 2016 tarihi itibariyle Akile Nacisoy’un ölümüyle ilgili tüm gelişmeleri, işlemleri ve olguları aktararak, 40 yakın emareyi mahkemeye ibraz etti. Demir’in şahadeti sonrası avukatlar, soruşturmanın içeriğine yönelik sorgulama yaptı.
Polis: “Sanık eşiyle tartıştıklarını, bir süre sonra ‘pat’ diye ses duyduğunu söyledi”
Umut Demir, 30 Aralık 2016’da Adli Şube’de görevli bir polis memurunun, Girne Özel Hastanesi’nin karşısında ikamet eden sanık Yaşar Akdoğan’ın şubeyi arayarak, eşi Akile Akdoğan’ın intihar ettiğini ve polisin olay yerine gelmesini istediği bilgisini aldığını aktardı. Ekibiyle birlikte olay yerine gittiğini, Akile Akdoğan’ın cansız bedeninin yerde yüz üstü vaziyette gördüğünü söyleyen Demir, o esnada orada bulunan Girne Akçiçek Hastanesi’nden gelen hemşirenin, Akile Nacisoy’un nabzının olmadığını ve ‘X’ olduğunu söylediğini aktardı. Demir, Akile Nacisoy’un kalmakta olduğu ikametgahı öğrenerek içeriği girdiğini ve sanık Akdoğan’ı orada gördüğünü söyleyerek, şunları aktardı: “Sanıktan yaptığım ilk soruşturmada bana, 30 Aralık’ta 05:00 raddelerinde eşiyle birlikte uyandıklarını, salona geçtiklerini, eşinin kendisini aldattığı yönünde korkuları olduğundan dolayı eşiyle tartıştıklarını, bu tartışma esnasında yere düştüklerini, düşme sonucunda dirseğini yere çarpıp kanadığını, daha sonra tekrardan tartışma çıkması nedeniyle eşinin mutfağa çay yapmak için geçtiğini, bir süre sonra ‘pat’ diye yüksek bir ses duyması üzerine mutfağa geçtiğini, mutfağa geçtiğinde eşinin mutfakta olmadığını, balkon kapısının açık olduğunu, balkondaki çöplerin dağılmış vaziyette gördüğünü söyledi. balkona geçtiğinde balkondan aşağı baktığı zaman eşini yerde gördüğünü, hemen aşağıya inerek eşinin yanına gittiğini ve daha sonra polise ve ambulansa haber verdiğini belirtti”
“Mesafe 10 metre 20 cm yükseklikte”
Umut Demir, olay günü evde inceleme yaparken, 11 yaşındaki T.A’yı ve 4 yaşındaki N.A’yı gördüğünü, maktule ile sanığa ait evdeki cep telefonlarını ve sanığın eşofman takımlarını emare aldığını kaydetti. Sanık Akdoğan’ın daha sonra polis karakoluna celp edilmesini sağladığını aktaran Demir, bu arada maktulenin bulunduğu yerdeki kan örneklerini ve 1 adet tel parçasının emare alınmasını sağladığını söyledi. Maktulenin ölü olarak bulunduğu yer ile mutfak balkonunun mesafesinin 10 metre 20 cm olduğunu aktaran Demir, Adli Tıp Uzmanı tarafından cesedin incelenmesi ve gerekli otopsinin yapılmasını sağladığını aktardı.
“Maktulenin vücudunda ekimozlar bulundu”
Demir, otopsi soncunda Akli Nacisoy’un kesin ölüm sebebinin yüksekten düşmeyle oluşması muhtemel kafa ve göğüs travması, kafa kemiğinde çok parçalı kırıklar, beyin doku hasarı ve iç organa yaralanması meydana geldiğini belirterek, kişinin vücudunda kesici, delici alet, ateşli silah yarası, elle ve bağla boğulma izi tespit edilemediğini aktardı. Demir, “yalnızca her iki kolda ve sağ el bileğinde tespit edilen kırmızı ve mor ekimozlar, bu ekimozlar düşme sırasında değil düşmeden önce kişiyi kontrol altına almak için elinden tutulması sırasında, parmak ve uçların baskısıyla mümkün olabileceği, her iki elin alt kısmında kırmızı ekimozlar, sıyrıklı sağmaları, düşme sırasında sert zemin ve cisimlere çarpma neticesinde meydana geldiği tespit edilmiştir” dedi.
“Eğer bu evliliğe devam etmezsen, hayatını kötürüm edeceğim, yüzünü çirkin edeceğim’
Müfettiş Muavini Demir, aynı tarihte sanık Akdoğan’ın kendisine, eşinin daha önceden kullandığı bir takım ilaçların evinde bulunduğunu belirtmesi üzerine, evde yapılan aramada 5 gramlık, 7 mg, 10 mg ve 20’şer miligramlıkta çeşitli haplar bulunarak emare alındığını ifade etti.
Aynı tarihte maktul Akile Akdoğan’ın kardeşinin karakola geldiğini ve Akile ile en son yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili ses kayıtları olduğunu aktaran Demir, “bu kayıt içerisinde maktulün, kendisine, sanık Yaşar Akdoğan’ın ‘eğer bu evliliğe devam etmezsen, hayatını kötürüm edeceğim, yüzünü çirkin edeceğim’ dediğini söylemesi üzerine kayıtları teslim aldım” dedi.
Umut Demir, Akile Nacisoy’un kan, mesane ve mide içeriğinde alkol, uyutucu veya uyuşturucu madde ve toksinleri içeren tetkiklerle ilgili yazının yazılmasını, Girne Özel Hastanesi’nin kamera kayıtlarını teslim aldığını ve sanığın, maktulenin ve Akile Nacisoy’un iş arkadaşı Ç.S.’nin telefon dökümleri için GSM şirketlerine yazı yazdığını belirtti.
Demir, 26 Nisan 2017’de sanığın, evi toparlarken eşine ait eski cep telefonunu bulduğunu, tuşları arızalı olup eşinin bu telefonu 1 yıl kullanmadığını söylediğini, sanığın merak edip telefon incelediğinde, eşinin iş arkadaşı Ç.S.’ye ait olduğunu bildiği telefon hattıyla mesajlaşmalar ve birlikte çekilmiş fotoğraflar olduğunu belirttiğini aktardı. Demir, bahse konu telefonu emare alarak aldığını ve incelemeye gönderdiklerini aktardı.
“Psikologu, maktulenin intihara hiçbir zaman meyilli olmadığını belirtti”
Aynı tarihte sanığın, eşinin daha önce gittiği psikoloğun ismini verdiğini, bunun üzerine 19 Mayıs’ta psikolog Fatoş Cambazoğlu’ndan ifade temin edildiğini aktaran Demir, “psikolog ifadesinde, Akile Akdoğan’ın, sanık ile olan sorunlarından dolayı yanına geldiğini, eşinin (sanığın) kendisine vurduğunu, en küçük sebeplerden bile tepki gösterdiğini, intihara hiçbir zaman meyilli olmadığını, maktulenin aldığı ilaçların reçetesiz satılabildiğini, bu ilaçlardan bir tanesinin alerji ilacı olduğunu, diğer ilaçların ise hafif antidepresan olduğunu özellikle belirtti”
“Kızı, babasının annesini aşağı attığını gördüğünü söyledi”
Umut Demir, 25 Temmuz 2017’de ise sanığın kızı T.A.’nın, aile dostları Veli Esendağlı ve Sosyal Hizmetler Dairesi’nden bir memur ile birlikte karakola geldiğini öğrendiğini, kızın, babası Yaşar Akdoğan’ın, annesi Akile Akdoğan’ı evin balkonundan aşağıya attığını gördüğünü beyan ettiğini öğrendiğini söyledi. 26 Temmuz’da T.A.’nın Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde bir psikolog tarafından muayene yapılması için yazı temin ettiğini aktaran Müfettiş Muavini Demir, 7 Ağustos’ta ise Sosyal Hizmetler Dairesi’nden bir memur ile Dr. Ayşe Zeki’nin huzurunda, T.A.’dan ifade temin ettiğini belirtti. Bunun üzerine sanık Yaşar Akdoğan’a ulaşarak karakola celp edilmesini sağladıktan sonra sanığa yasal ihtarda bulunduğunu aktaran Demir, sanık “hepsi yalan kesinlikle böyle bir şey olmadı” dediğini aktardı. Sanığa mahkeme emri gereği tutuklanacağı bildirilmesi üzerine gönüllü ifade vermek istediğini beyan ettiğini anımsatan Umut Demir, yasal ihtira binaen “anlatacağım” dediğini ve ifadesini temin ettiğini aktardı.
“Kızının tuttuğu günlük emare alındı”
Kızı T.A.’nın vermiş olduğu ifade ışığında aileye ait evde ve olay yerinde yeniden inceleme yapılarak, fotoğraf görüntüleri alındığını aktaran Demir, sanığa ait cep telefonun da incelenmek üzere emare alındığını söyledi. Demir, 9 Ağustos’ta sanığın kızı T.A.’nın yeniden ifade verdiğini, karakoldan ayrılacağı esnada annesinin ölümünden sonra Dr. Ayşe Zeki’nin istemi doğrultusunda, kızın kalmakta olduğu anneannesinin evinde bir günlüğü olduğunu söylediğini aktardı. Demir, akabinde kızın anneannesinin evine gidilerek, lacivert renkte ajandayı incelemek üzere emare alındığını söyledi.
Demir, 10 Ağustos’ta ise Dr. Ayşe Zeki’ye, T.A.nın tutmuş olduğu günlüğü göstererek bu hususla ilgili olarak T.A.’nın Dr. Ayşe Zeki tarafından muayene edilmesini sağladığını kaydetti.
“Sanık, ‘kesinlikle kabul etmiyorum’ dedi”
Demir, 9 Ağustos’ta sanık Yaşar Akdoğan’a ait ve içerisinde maktule ait belgelerin olduğu söylenen 1 adet USB belleğinin incelenmek üzere alındığını, 13 Ağustos’ta polise gelen Veli Esendağlı’dan içerisinde ses dosyalarının mevcut olduğu USB belleğinin incelenmek üzere alındığını söyledi.
14 Ağustos’ta sanığın hastaneye götürülerek cezai ehliyeti olup olmadığı yönünde muayene edilmesini sağladığını aktaran Demir, 15 Ağustos’ta olay yeri olan ikametgaha giderek, o yerin krokisini ve fotoğraflarının çekilmesini sağladığını belirtti.
16 Ağustos’ta ise sanığa resmi ihtar altında yazılı dava tebliğ ettiğini söyleyen Demir, sanığın “kesinlikle kabul etmiyorum” deyip davasını imzaladığını anlattı.
40’a yakın emare sunuldu
Müfettiş Muavini Umut Demir, meseleyle ilgili birçok yaptığı işlemi tek tek aktardı. Daha sonra 40’a yakın emareyi mahkemeye sundu. Ardından sanık Yaşar Akdoğan’ın avukatı tarafından sorgulandı. Mesai saatinin aşılması nedeniyle, Avukat Boysan Boyra’nın istintakına devam edilmek üzere duruşma saat 14:00’e tehir edildi.