Polis radar pususu kurar mı?

Serhat İncirli

Çok sevdiğim bir abim aradı…
“Serhat, polisin üç – beş tane, üzerine bilgisayarlı – uydulu radar cihazı monte edilmiş aracı var… Bu araç yol kenarına gizleniyor, yanından geçen araçların hızını kontrol ediyor ve ceza yazıyor…” dedi…
“Böyle şey olmaz!” diye de tepki gösterdi!

-*-*-

Bir emekli polis dostuma sordum; “polis, radar koyacağı yere mutlaka uyarı levhası koymalıdır” dedi…
Genç bir polis arkadaş ise “polis, hız sınırlaması olan bir yere dilediği zaman radar koyabilir, uyarmak zorunda değildir çünkü ülkemizde hız sınırını belirten uyarı levhası mutlaka vardır” diye görüş belirtti.
Kafam karıştı.

-*-*-

Üst düzey bir polis kardeşimizi aradım; “… Radar kontrolüne uyarı levhası konmayabilir; ancak konursa daha dürüst davranılmış olur” dedi… 
“Alkol veya benzeri kontrol yapılacağında mutlaka uyarı levhası yerleştirilir” diye ekledi.

-*-*-

Yani anladığım kadarıyla hız kontrolü yapılacaksa, uyarı olmayabilir…
Olay bu kadar!
Herkes uysun ki ceza almasın!

-*-*-

Cezası evine getirilen sevgili abim, her cezanın en az 700 TL olduğunu kaydetti…
Tekrar tekrar sordum; “kesinlikle uyarı levhası görmedim” dedi.
“Ne polis arabası gördüm ne de uyarı levhası” diye konuştu.

-*-*-

Polis vatandaşa tuzak kurdu!
Polis ceza yazmak için pusuya yattı!
Arkadaşıma göre durum bu!

-*-*-

50 kilometre sürat sınırlaması olan bir yerde, 65 ile gitmiş…
700 TL para cezası ve 5 de ceza puanı!
15 gün içinde ceza ödenmezse, bin 400 TL olacak!

-*-*-

Bu konudaki yorumum mu?
Hemen söyleyeyim; “ne şiş yansın ne de kebap!”
Sürat sınırlaması varsa, herkes uymalı!
Ama polis de “pusu kurar gibi saklanmamalı”…

-*-*-

Ancak bunun da ötesinde, içinde yaşadığımız bu zor günlerde, sıkıntılı dönemde, miktarı ne kadar olursa olsun, insan yine de ceza ödemek istemez!

-*-*-

Peki diyelim ki 15 gün geçti ve cezayı ödemediniz…
Sonra ne mi olur?
Mahkeme süreci başlar…
Senelerce de sürer…
Şu anda mahkemeler alacak verecek davalarıyla o kadar cebelleşiyor ki, sizin trafik cezası davasını ödemeye ömür bile yetmeyebilir… 

-*-*-

Bu arada belirtmekte fayda görüyorum; şu anda ülkedeki yollarda, seyrüsefer olmaksızın ve sigortasız araç oranının yüzde 50’den fazla olduğu iddia ediliyor…
Bu konuyu da araştırmak istedim…
Bir yetkili kardeşimiz, “… Oran yarıdan fazladır – bakanları da polisi de uyardık” dedi…
“Sade vatandaş, bir aylık asgari ücretiyle, bir yıllık en ucuzundan araç sigortasını, en ucuz seyrüseferini ve iki yıllık ehliyetini kesinlikle ödeyemez” diye de ekledi!


Bayram değil seyran değil Faiz bey neden konuştu?

UBP’li 12 bin civarındaki üyenin, ülke tarihindeki en demokratik biçimde bir yıl arayla tam iki kez “genel başkan” olarak seçtiği ama yine tam iki kez, Türkiye’den gelen emirle Türkiye’den gelen birkaç kişi tarafından “darbeyle” tumba ettirdiği Faiz Sucuoğlu, ilk kez açık ve de seçik bir şekilde konuştu ve neden iki kez tumba ettirildiğini itiraf etti…

-*-*-

KIBRIS Gazetesi’nin 22 Ağustos 2022 – Pazartesi günkü sayısının manşetinde yer alan haberde; Sucuoğlu’nun hem itirafları var hem de “genel başkanlıktan ayrılmıyorum, olağanüstü kurultay da olmayacak” çıkışı bulunuyor!

-*-*-

Ama bu çıkıştan da öteye; içinde hem Ersin Tatar hem de Ünal Üstel’in açıkça yer aldığı gruba, “olağanüstü kurultay oyunları ile uğraşmayın, ikinizi de yakarım” mesajı veriliyor…

-*-*-

Cumhurbaşkanlığı’nda, “UBP’de tek başkan adaylı olağanüstü kurultay talep edilen toplantı” yapıldığını açıkça duyuran Sucuoğlu, “bir daha tekrarlanmayacağından eminim” “uyarısını” da ekliyor…

-*-*-

“Ben buradayım; darbe yapıldı, ailem de ben de üzüldük ama yerimdeyim” itirafı da “tam bu açıklıkla olmasa da”, net bir şekilde belirtilirken, ilk kez kendisinin neden tumba ettirildiğini de açıklıyor…
Eminim bunu herkes merak ediyordu…

-*-*-

Meğer, birileri gidip Tayyip Erdoğan’a, “… UBP’nin başındaki bu arkadaş, 2023’te sizin gideceğinizi söylüyor; alalım aşağıya” demiş… Ve anladığım kadarıyla da Tayyip bey, “öyle mi; alın aşağıya o zaman” demiş…
Ve kim görevlendirilmiş?

-*-*-

Mehmet ve Ali isimli iki Türkiyeli kişi; KKTC Cumhurbaşkanı ve TC Büyükelçisi… 
Diğerleri “figüran”…

-*-*-

Sebebi bilmiyorduk…
Faiz bey ilk kez söyledi…
Sebebi bilmeyebilirdik ama darbeyi kimlerin yaptığını, herkes biliyordu… 

-*-*-

Peki ne değişti?
Onu da yazalım…

-*-*-

Kıb – Tek’te en son oynanan doğrudan akaryakıt alımı ile ilgili oyunlar var ya… 
O pis kokulu oyunlar da Tayyip beyin kulağına gitmiş…
Belli ki kızmış…
Mehmet ve Ali’nin derhal Türkiye’ye geri gitmeleri talimatını vermiş… 
Şimdi, ikisinin yerine bir yeni kişi geldi; hayırlısıyla…

-*-*-

Bunca zamandır Faiz bey neden suskundu?
Çünkü darbeci ikili buradaydı…
Açıktır ki tehdit ediliyordu ve korkuyordu… 
Cumhurbaşkanlığı da UBP de özellikle bu iki kişi ve öteki figüranlarla yönetiliyordu… 
Faiz bey de hazır o ikisi gidince, ilk kez konuşuverdi!
Şimdi, iki kişi yerine gelen tek kişinin tavrı, doğrusu merak konusu…

-*-*-

Gelelim asıl önemli soruya; “Yarın genel seçim olsa; UBP yine yüzde 40 oy alır mı?”
Keşke, “alamaz, bunca pislik ortaya döküldü, artık imkansız”
diyebilseydim!

-*-*-

Haaa yerel seçimler mi?
Yerel seçimler, genel seçimler için kesinlikle ölçü değildir…
Başka gün bunu da yazarız… 

Eşit ve egemen KKTC’de gayet normal bir gün… Fotoğrafı Pazar günü saat 12.00 sularında ben çektim… Hamitköy’de camiyi Kuzey’e doğru azıcık geç… Yeni Lefkoşa Çevre Yolu’na giderken, bir virajın üzerinde karşınıza bu görüntü çıkıyor… İnsan, kendi evinin ortasına büyük abdestini yapar mı? Yapmaz… KKTC’de yapılıyor işte… Hem de orta yerine…