YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı, son dönemde polisin artan baskılarını ve şiddet olaylarını kınadı.
Konu ile ilgili açıklamanın tam metni şöyle:
“Kıbrıs’ın kuzeyinde özellikle 19 Temmuz sonrası tam anlamı ile polis terörü yaşanmaktadır.
1 Kasım’da yapılan eylem sırasında “yasadışı pankart” iddiası ile Afrika Gazetesi’nin basılması bu polis terörünün son yaşanmışlığıdır…
Dün sendikalar tarafından düzenlenen eylemlerde ise polisin uyguladığı psikolojik şiddetin artık olağanlaştığını görüyoruz…
Hatırlanacağı gibi Ocak 2011 eylemleri sonrasında Şubat ayında Erdoğan talimatlar yağdırmış ve ‘bir şey yapmıyorsunuz’ diyerek İrsen Küçük ve ekibini fırçalamıştı. Bu fırça en keskin şekilde 19 Temmuz eylemleri sırasında etkisi göstermişti. 5 dakika içinde yaratılan arama emirleri ile KTAMS basılmış, Hamitköy’de eylemciler saatlerce hırpalanmış, gecesi KTHY çadırı önünde polis eylemcilerin içine tekme tokat dalarak gözaltılar gerçekleştirmişti. Bunu yapan ise Erdoğan’ın emri altındaki TC Genel Kurmayına bağlı GKK emri altındaki polis teşkilatıdır!
Sonrasında sendikalar, partiler ve demokratik kitle örgütlerinin her eylemi için polis adeta psikolojik şiddet uygulamakta, en küçük eyleme bile çevik birlik göndererek hem fiziki, hem de psikolojik olarak düşünce ve ifade özgürlüğü engellenmektedir.
Şiddetin dozunun artmasında dikkat çeken bir unsur da, daha önce sınır olayları sırasında Solomo’yu öldürdüğü iddiası ile yargılanmak istenen ve hakkında Interpol tarafından kırmızı bülten çıkarılan Erdal Emanet’in bu yıl içerisinde Lefkoşa Polis Müdürlüğüne atanması akabinde yaşanmasıdır.
Polis teşkilatı hakkında gözaltında yaygın ve sistematik işkence ve kötü muamele yaptığı artık iddia değil, özellikle avukatların yaygın bildiği bir gerçektir. İşkence ve kötü muamele kanıtları, vücutlarda darp izleri olarak mahkeme koridorlarında bas bas bağırmaktadır ama mahkemeler bu izleri görmeyi reddetmektedir.
Buna rağmen mahkemeler doğru düzgün araştırma yapmaksızın sendikalarda ve gazetelerde alelacele polis tarafından arama yapılması için ‘arama izni’ verilmesini sağlayarak polis terörüne çanak tutmaktadırlar…
Hukuk sistemi bu yaşananlarla ciddi yara almaktadır.
Bu şiddet sarmalının kökleri ayrıca UBP içindedir de… Geçen aylarda sendikalara ve demokratik kitle örgütlerine gönderilen imzasız ölüm tehdidi içeren mektuplarının eski UBP Londra örgütü başkanı tarafından gönderildiği ortaya çıkması tesadüf değildir. UBP’lilerin ciddi destek verdiği genç Mücahitlerin geçen aylarda Baraka Kültür Merkezi önünde açtıkları pankart hala herkesin hafızalarındadır. Bunun son aşaması da UBP milletvekili Ahmet Zengin’in mecliste şiddet içeren tavırları idi… UBP, şiddet sarmalını her alanda yükselterek Kıbrıs’ın kuzeyindeki zaten kısıtlı olan demokrasi, insan hak ve özgürlüklerini daha fazla kısıtlama gayretindedir.
Şiddet sarmalı zaten Türkiye’de de yükselmektedir. Gerek askeri operasyonlarda yaşananların, TC ordusunun dünyanın birçok yerinde yasaklanan napalm kullanması, gerekse KCK denerek ortaya çıkarılan gözaltı terörü ile şiddet olağanlaştırılmıştır. TC asker-sivil bürokrasisi kontrolündeki bu coğrafyanın da olağanlaştırılan şiddet mevsiminden etkilenmemesi düşünülemezdi. Zaten Kıbrıs’ın kuzeyindeki tüm silahları birlikleri kontrol eden TC’nin agresifleşen militaristlerinin burada farklı davranması da beklenemezdi…
YKP, düşünce ve ifade özgürlüğünün zaten kısıtlı olduğu koşullarda, uygulanan şiddet metodları ile daha fazla daraltılmasına karşı tüm kesimleri tepki göstermeye ve mücadele etmeye çağırır…
YKP, polis terörüne maruz kalan Afrika gazetesi ile dayanışmasını bir kez daha ortaya koyar…”