'Popülizmin' alkışı boldur

Cenk Mutluyakalı

Popülizmin sonu yok…
Alkışı var oysa, hem de bol.
***
Öyle ‘vekillerimiz’ var ki, ‘vergi borcu’na karşılık ‘yasa’ pazarlığı yapıyor.
Öyle vekillerimiz var ki, ‘servet beyanı’nı gizlemek için takla üzerine takla atıyor.
Ama cin gibi!..
Biliyor ‘alkış’ alması gereken yeri...
***
Bir ‘vekil’ dün ortaya çıktı !..
“Göç yasasını geri alacağız” dedi.
Pek çok insanın ruhu okşandı.
Tam bir ‘popülizm’ örneği…
DP’den de olsa CTP’den de…
UBP’den ya da TDP’den de fark etmez…
“Popülizm” derim yine…
***
Eğer samimi olsa, meseleyi, önce kendi partisi içinde ‘güçlü bir irade’yle tartışır.
Hükümet ortağı ile paylaşır…
Bütçesini ve takvimini bir ‘süreç’ içinde irdeler, ‘geniş’ çevrelerce...
Yani ‘ete kemiğe bürünmüş’ gerçekçi bir ‘öneri’yle çıkardı ortaya...
***
“Göç Yasası”na elbette karşıyım
İki insan, aynı işi yapıyorsa, eğitimi aynıysa; görev ve sorumluluğu paylaşıyorsa.
Böylesine ‘uçurum’ maaş farkı olamaz!
Öyle de...
Artık “talepler” ile “varlıklar” karşılamalı birbirini... Bu “yalancı bahar” sürmemeli, bu “ezber” bozulmalı bir yerden...
***
Maaşlarda yaratılan ‘çifte standarda’ karşı yapılması gereken ‘varlıklar’ı ‘eşit ve adaletli’ paylaşmaktır.
Yani, varsın dört bin beş yüz alanın maaşı yüz azalsın da, bin sekiz yüz alanın artabilsin...
“Bana dokunma, başkasına da ver” demekle bitmiyor iş…
“Daha fazla dilenmek”le eştir bu...
Giderek ‘batmaktır’ daha fazla...
Hiç bir mantığa sığmayan ‘özel ödenekler’den, gerçek üstü ‘toplu sözleşme’lere, ‘popülizmin’ ürünüdür.
Ve ‘şiştikçe şişmiştir’ kamu, “maaş, ödenek, mesai” popülizmi yüzünden.
***
Önce ‘biz fedakarlığa hazırız’ demeli, bakanından vekiline, müşavirinden müsteşarına, yüksek baremlisinden üst maaş gruplusuna kadar herkes…
Siyasetçisi de sendikacısı da…
‘Eşit paylaşalım’ mı istenen, yoksa ‘daha fazla dilenmek’ ve giderek ‘tükenmek’ mi?
Kırk senedir oynanan bu oyunun kaçmadı hâlâ tadı...
Ve özür dilerim ama “statüko” bu oyunun adı…