Dila ŞİMŞEK
Türkiye’de askerliğin 6 aya inmesi ve bedelli askerliğin kalıcı olmasıyla gözler Kıbrıs’ın kuzeyine çevrildi, emekli albaylar “Bu konu tartışılmalı, ülkemizde ekonomiyi, gençliği ve mücadeleyi koruyacak düzenlemelere gidilmeli” dedi.
Kıbrıs’ın kuzeyinde askerlik şartları uzun zamandır çeşitli tartışmalara yol açarken, Türkiye’de askerlik süresinin kısaltılması akıllara yeniden ülkemizdeki Askerlik Yasası'nı getirdi. YENİDÜZEN’e konuşan emekli albaylar, bunun ekonomik açıdan uygulanabilirliğinin ölçülmesine işaret etti, askerliğin ‘en azından’ gönüllü hale getirilmesini talep etti.
Konunun mecliste tartışılacak gündemlerden biri olması gerektiğini belirten emekli albaylar, yasaların daha iyi hale getirilebileceğini dile getirdi.
“Devlet, askerliği ekonomik açıdan ele almalı”
Askerliği ekonomik açıdan ele alan emekli albaylar, “Aslında bazı ülkelerde olduğu gibi, paralı askerlik olsa, bu hem istihdam sağlar, hem de gönüllü kişilerin katılacağı için istemeyen gençlere zorunluluk da tutmaz. Ancak ekonomik açıdan bunu sağlayabilir miyiz meçhul” diye görüş belirtti.
Albaylar, “Ülkemizde askerliğin süresinin kısaltılması, kısa bir süre için bunca kişiyi eğitmek, kullanılacak malzemeler vs. olarak bakıldığında ekonomik olarak maliyetli bir şeydir. Ancak profesyonelliği arttırırsak, eğitimli ve kaliteli askerlerle hem devlet hem de gençler faydalanacaktır” şeklinde konuştu, paralı askerliğe çağrı yaptı.
Türkiye’de askerlik süresi 6 aya indi, bedelli kalıcı hale getirildi
NTV’nin haberine göre, Türkiye’de askerlik süresini 6 aya indiren, bedelli askerlik uygulamasını kalıcı hale getirerek askerlik sistemini yeniden düzenleyen kanun, Resmi Gazete'de yayımlanarak dün yürürlüğe girdi. Yasanın yürürlüğe girmesiyle askerlik sisteminde köklü değişiklikler hayata geçmiş oldu.
Askerliğe gelen yeni sistemle, kısa dönem-uzun dönem askerlik ayrımı sona erdi. Zorunlu askerlik 12 aydan 6 aya düştü.
6 aylık askerlik görevini tamamlayanlar istemeleri ve uygun görülmeleri halinde askerlik hizmetine devam edebilecek. Bu kişilere görev yerlerine göre maaş verilecek. 6 aylık süreyi tamamlamış olan 100 binden fazla askerin terhis süreci dün itibari ile başladı.
Yeni sistemde 20 yaşını doldurmuş ve 31 bin TL ödeyenler bedelli askerlik yapabilecek. Bedelli askerlikten yararlananlar bir aylık temel eğitimin ardından terhis olacak.
Düzenlemeyle, bakaya ve yoklama kaçağı durumunda olanların bir defaya mahsus olmak üzere bedelli askerlikten yararlanmasının önü açıldı, cezaları da affedildi.
Yeni askerlik kanunuyla yedek subaylığın yanı sıra yedek astsubaylık da devreye girdi.
Yedek astsubay olarak görev yapacaklar 2 ay temel 10 ay da kıta görevi yapacak. İsteyenler yedek astsubaylıktan astsubaylığa geçebilecek.
Doktorlar ve öğretmenler, bir aylık temel eğitimin ardından görevlerini yaparak askerlik hizmetini tamamlamış sayılacak.
Emekli Albaylar ne dedi?
Mustafa Kemal Tümkan: “Ekonomiyi, gençliği ve mücadeleyi koruyacak bir düzenlemeye gidilebilir”
“Yürürlüğe giren bu yasanın insan kaynakları sebebiyle olduğunu düşünüyorum. Şu anda içerisinde bulunduğu tehdit, ekonomik kaynaklar göz önüne alınarak bizdeki askerlik yasası düzenlenebilir. KKTC’nin bağımsız bir cumhuriyet olmasını istiyorsak, bu konuyu da kendi çapımıza göre ele almalıyız. Tabii ki askerlik süresinin kısaltılması veya iyileştirici düzenlemeler gençlerimiz için ve özel sektör çalışanları için olumlu bir şeydir. Ancak ülke olarak içinde bulunduğumuz belirsizlikte, bunun uygulanabilirliği sorgulanmalıdır. Aslında bazı ülkelerde olduğu gibi, paralı askerlik olsa, bu hem istihdam sağlar, hem de gönüllü kişilerin katılacağı için istemeyen gençlere zorunluluk da tutmaz. Ancak ekonomik açıdan bunu sağlayabilecek yapıda değiliz. Gençlerimiz artık hep göç ediyor, dış ülkelerde okuyup çalışarak, bedelli askerlik yapma arayışına giriyor çünkü askerlik süresi çok uzun… Baktığımız zaman, askerliğin süresinin kısaltılması, kısa bir süre için bunca kişiyi eğitmek, kullanılacak malzemeler vs. olarak bakıldığında ekonomik olarak maliyetli bir şeydir. Ancak profesyonelliği arttırırsak, eğitimli ve kaliteli askerlerle hem devlet hem de gençler faydalanacaktır. Türkiye’de bu yasa 14 senedir konuşuluyordu ve bunun ortaya çıkması, büyük bir ülkede bile bu kadar uzun sürdü. Bunun incelenmesi, bizde değerlendirme süreci daha kısa sürebilir. Ancak yine de birden olacak iş değildir. Ekonomiyi, gençliği ve mücadeleyi koruyacak bir düzenlemeye gidilebilir.”
Öcal Dallı: “Ülkemizdeki askerlik, meclisin gündemine gelmeli, hassasiyetle düzenlemeler yapılmalı”
“Yürürlüğe giren bu yasa olumlu gibi görünüyor, ancak kendi içinde toplumsal ayrıştırmalar içermektedir. Bence, Meclisimiz açıldığında gündeme gelecek konulardan biri de, KKTC’deki askerliktir… Kıbrıs’a baktığımızda, askerlik yasası hep konuşuluyor. Türkiye’de, profesyonel askerliğe geçmenin yolu aranıyor. Askerlikle para ilişkilendirilmiş durumda ve bence bu yanlıştır. Bu sebeple, olası bir düzenlemede daha hassasiyetle kararlar alınmalıdır. Örneğin şu anda ülkemizde birçok TC vatandaşı genç var, yasa gereği onlar askerliğini burada yapabiliyor, ancak kendi ülkelerinde altı ay olan askerliği neden burada 12 ay yapsınlar? Bu sebeple, oldukça kapsamlı bir şekilde düşünülerek bizde de düzenlemeler yapılabilir. Ben şahsen profesyonel ordu oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bu sayede, devlet gereksiz masraf yapmaz, hem de sadece gönüllüler bu görevi yapmış olur.”
Behçet Öznacar: “Farklı düzenlemeler yapılarak yasalarımız iyileştirilebilir”
“Türkiye’de yürürlüğe geçen bu yasa sonrası, Kıbrıs’ın kuzeyinde ne olabilir diye düşünülüyor. Ancak şahsen fikrim, bu daha çok nüfus ile ilgili bir konudur. İnsan kaynakları daha fazla olan ülkeler böyle düzenlemeler yapabilir. Fakat bizim ülkemizde nüfus daha az, bu yüzden burada askerliğin kısaltılması hayata geçirilebilir değildir. Yasalarımız gereği, askerlik bir ödev… Tabii ki farklı düzenlemeler yapılarak yasalarımız iyileştirilebilir. Şu anda ada çevresinde sıcak gelişmeler varken, askerlik süresinin kısaltılmasının gerçekçiliği meçhuldür.”
Vicdani Retçiler de YENİDÜZEN'e konu ile ilgili açıklamada bulunarak, kuzey de de düzenlemeler yapılması gerektiğine işaret etti
“İsteğimiz silahsız bir ada”
Uzun zamandır ülkedeki askerlik yasasının düzeltilmesi için talepte bulunan ve mücadele veren vicdani retçiler, Türkiye’deki sürenin kısaltılmasının olumlu bir başlangıç olduğunu, kuzeyde de en kısa zamanda konunun tartışılması gerektiğini kaydetti.
Vicdani retçiler, “İsteğimiz silahsız bir adadır, ama gönüllü askerlik de olumlu bir başlangıç olacaktır” şeklinde konuştu.
Vicdani retçiler, askerliğin tamamen ortadan kalkmasını isteyip dilediklerini, ancak günümüzde bu olamayacaksa da, gönüllü hale getirilerek, sadece bunu kabul eden kişilerin profesyonelce yapması gerektiğini söyledi. Vicdani retçiler askerliği hiçbir şekilde yapmak istemediklerini vurgulayarak, sürenin kısaltılmasının olumlu bir adım olabileceğini ekledi. Kıbrıslı Türkler, gençlerin ülkeden göç etmesine dikkat çekerek, en verimli yaşlarda 12 ay askerliğe zorunlu olarak gidilmesinin ‘büyük bir kayıp’ olduğunun altını çizdi.
Vicdani retçiler, askerliğin tek tip erkekler için yapılan bir sistem olduğunu savundu, gönüllü ve profesyonel askerliğin yürürlüğe girilmesini talep etti. “Bu sayede istemeyenler zorlanmaz, gönüllüler için ise ücretli iş doğar” dedi.
Yurt dışında yaşayan Asil Yahi: “Benim gözümde askerlik: Eril toplumun, toplumsal normlar ışığı altında, militarizm ideolojisi ile özgür düşüncelerinin törpülenmesidir”
“İngiltere’de yaşayan bir Kıbrıslı Türk olarak şunları belirtmek istiyorum… Askerlik, gençler ve toplumun gözünde eskisi gibi önemli bir dönem olarak sayılmıyor. Benim gözümde askerlik: eril toplumun, toplumsal normlar ışığı altında, militarizm ideolojisi ile özgür düşüncelerinin törpülenmesidir. 12 aylık psikolojik baskı, stres, korku, savaş hazırlıkları, sevdiklerinden uzak kalmak, komutanların mantık çerçevesine sığmayan emirleri, şiddete varan askeri eğitim ile oluşturulmaya çalışılan düşünce profili artık çağımıza hizmet etmiyor. Sürenin yarıya düşürülmesi gibi bir uygulama olumlu olsa da, benim açımdan askerliği katlanılır bir hale getirmiyor. Bence burada ki asıl mesele, Vicdani ret sürecinde hayatlarından ödün veren arkadaşlarımızın mücadelelerinin hiçe sayılması, davaların askeri mahkemelerin gözetimi altında siyasi bir meze haline getiriliyor olmasıdır. Sürenin kısaltılması konusu, askerlik ideolojisinin halen bir zorunluluk olarak benim hayatıma müdahil olma gerçeğini değiştirmiyor. Bana göre ülkemizde yapılması gereken, özelleştirmedir. Özelleştirmeden kastım, askerlik görevini yapmak isteyenler gitsin eğitimini alsın, memnun kalanlar, maaşlı bir şekilde vatanlarına askerlik adı altında hayatları boyunca hizmet etmeye devam etsin. Militarist düşünceye hizmet etmek istemeyen eril kişiler için, vicdani ret süreci önemli bir süreçtir. Bu sürecin yakın zamanda sonuca vardırılması en büyük temennimdir. Bedelli durumu hakkında konuşmak bile istemiyorum. Askerlik adı altında özgürlüğüme maddi değer biçilmesi kabul edilemez. Bir de Türkiye Cumhuriyeti’nde alınan kararların ülkemin topraklarını her açıdan etkiliyor olmasını utanç verici bir durum olarak görüyorum.”
Vicdani retçi Erman Dolmacı: “Türkiye gibi karışık bir coğrafyada bile askerlik süresi kısaltılabiliyorsa ülkemizde de güven artırıcı bir adım olarak askerlik zorunlu olmaktan çıkartılmalı”
“Askerlik yapısı gereği militarist ve tek tipleştirişidir, düşmanlığı besler ve savaş politikası üzerinden var olur. Tek tip bir erkek modelinin askere alındığını ve bunun en sağlıklı ve güçlü insan olarak sunulduğunu düşünürsek eşcinsel, biseksüel, translar askeri sistemin ya dışına itilir ya da kimliklerini gizleyerek asker olmuşlarsa da içerde çeşitli baskı ve ötekileştirmeye maruz kalırlar. Bir vicdani retçi olarak askerin cinsiyetçi, homofobik ve ötekileştirici hiyerarşik yapısı olduğunu ve bunun problemli olduğunu düşünüyorum. Her türlü bu yapının parçası olmak istemediğim için de Vicdani Rettin hak olarak kabul edilip yargılanıp hapse atılmamıza son verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hayal ettiğim dünyada askerler, sınırlar, savaşlar yok bu nedenle zorunlu askerlik de bana anlamlı gelmiyor. Askerlik yapmak isteyip de askere gitmek isteyenle bunun parçası olmak istemeyen arasında bir fark olabilmeli dolayısıyla askerlik zorunlu değil gönüllülük esaslı veya profesyonel olarak yapılmalı diye düşünüyorum. Eğer bugün Türkiye gibi karışık bir coğrafyada bile askerlik süresi kısaltılabiliyorsa Kıbrıs gibi barışın konuşulduğu federal bir devlet için çözümün tartışıldığı zeminde güven artırıcı bir adım olarak askerlik zorunlu olmaktan çıkartılıp vicdani ret bir hak olarak tanınabilir”
Kıbrıslı genç Mustafa Mulla: “Ülkemizdeki askerlik yasasının düzenlenmelidir, bu, gençleri olumlu etkileyecektir”
“Yürürlüğe giren bu yasa tabii ki bizim ülkemizde de konuşulmalı hatta daha iyi hale getirilmelidir. Sürenin altı aya indirilmesi olumlu bir başlangıçtır, ancak bizim adamızdaki güncel duruma bakılırsa, bence askerlik gönüllü, yani profesyonel olarak yapılmalı, istemeyen kişiler gitmemelidir. Bu, gençlerin hayatını olumlu etkileyecek, gençlerin göç etmesini azaltacaktır. Tabii düzenlemeler yapılırken, bedelli askerlik konusu da ele alınmalı, parası olan askere gitmesin, olmayan da çilesini çeksin halinden kurtarılmalıdır”
Vicdani retçi Murat Kanatlı: “Bu zorunlu askerlik çağ dışı anlayışın önüne geçilmelidir. Gençlerimiz bu sorun yüzünden yurt dışına çıkıyor…”
“Öncelikle, kesin olan konu şudur ki: günün sonunda uzlaşmaya çalıştığımız nokta, askersiz, silahsız bir ada yaratmak istiyoruz. Ancak buraya gelene kadar güvenlik vb. kaygılar vardır. Dönem dönem idareler kendilerince önlem alıyor. Türkiye’de alınan bu karar, ülkemizde de profesyonel ordu anlamında bizde de benzeri düzenlemeler mevcut. Ancak zorunlu askerlik kurumu, ‘gençleri eğitme’ adı altında gençleri zorluyor. Savaş teknolojisi ilerlemiş durumdadır, artık sofistike silah aygıtları var güvenlik ihtiyacına da daha profesyonel ihtiyacı var. Çok asker iyi güvenlik demek değildir. Kuzeyde mali olarak genişletilerek çözülebilecek bir sistemimiz zaten var. Bu zorunlu askerlik çağ dışı anlayışın önüne geçilmelidir. Gençlerimiz bu sorun yüzünden yurt dışına çıkıyor… Bu da beyin göçü demektir. Kimseyi zorla bu kuruma sokmanın bir mantığı yoktur. Teknik yollarla bu sorunalar çözülebilir… Bu konu gençler için çok büyük sıkıntıdır. Bu ülkedeki ara eleman sıkıntısı varken, 18-20 yaşlarındaki gençleri tam öğrenme ve le becerilerini geliştirme çağında zorla bir kuruma teslim etmemeleri gerekir”