Türkiye’den pek çok yetkili, elçi ya da adaya gelen bakanların ortak sitemi:
- “Proje üretmiyorsunuz”
Elbette hem proje hem de sorunlara ‘çözüm üretme’ yönündeki kabızlığımız inkar edilemez gerçek.
***
Türkiye’den su geliyor ya!..
Soru net: “Kim yönetecek?”
Suyu da yönetiyoruz oysa, elektriği de.
Elbette olumsuzluklar var, ancak, ‘yürütme’ de kötü diye, Meclis’e vekil “ithal” edecek halimiz yok.
***
Kıbrıs Türk Belediyeleri Birliği çok kapsamlı bir proje ile karşımıza çıktı.
28 belediyenin tümünün ‘onay verdiği’ söylendi.
Siyasi farklılıklar, her bir beldenin kendine özgü yapısı, nüfus ve gelir uçurumlarına rağmen böylesi bir ‘güç birliği’ yaşanması dahi tek başına önemli.
Üstelik ortada tüm detayları, rakamları, planlamaları, verileri ile ‘profesyonelce’ çalışılmış bir proje var.
***
İşin özeti şu.
Belediyelerimiz içme ve kullanım suyu ile atık su yönetiminde şu anda ‘parça parça’ ilerliyor!
Her belediye, ayrı bir krallık…
Siyasi popülizm de devreye girince, yatırım planlamasından tahsilata ciddi ‘kaçaklar’ var, hizmet kalitesi yetersiz!..
Bir şirket kurulacak.
Özel bir şirket.
Ama farkı şu ki, bu şirketin hissedarları belediyeler olacak.
Yani bir anlamda, toplumsal iradenin temsil edileceği, halkın da dolaylı katılımına yer açacak sosyal bir işletme…
***
Pek çok uzman çalıştı, 104 sayfalık bir de proje kitabı verdiler elimize…
Belediyelerimiz ‘su yönetimi’ne talip!..
Bu önemli sınav, gelecekte ‘elektrik’, ‘telekom’ ya da ‘limanlar’ gibi başlıklara örnek olabilir.
İyi örnek de olabilir, kötü de...
***
Toplumun beklentisi kaliteli, hesaplı, sağlıklı hizmet…
İyi ve adil bir yönetim, güler yüz…
Ve elbette kurumlarımıza sahip çıkmak.
Ya ‘kendimize güveneceğiz’, çok daha fazla çalışarak ve ders alarak yanlışlarımızdan…
Ya da ‘kapatacağız’ dükkanı!..
***
- ‘Proje üretmiyorsunuz’ diyenler, bakınız, üretiyormuşuz işte!
Görelim bakalım, niyetiniz ne?