İlknur Işıl Türkmen
yiyo_turkmen@hotmail.com
1974'te tüm adada 40 cami vardı (Kaynak: Dünden Bugüne Kıbrıs Vakıflar İdaresi, Yayına hazırlayan: Nihal Boztekin). 2017'de sadece KKTC'de 214 cami var (Kaynak: www.yenidüzen.com, Ayşe Düzen ülkedeki cami sayılarını araştırdı). 1974'ten günümüze 90 tane okul kapatıldı (merkezileşme adı altında) Kaynak : KTÖS örgütlenme sekreteri, Burak Maviş.
Din işleri dairesinin bütçesi nedir?
MEB'in bütçesi nedir?
Sivil Savunma Teşkilatı 2007 yılında adanın kuzeyindeki muhtarları Çanakkale’ye götürdü.
(Kaynak: Görev yaptığım okuldaki müdür muavini).
2013 Mart ayında MEB’e bağlı gençlik kamplarındaki liderler Antalya’ya gözleme götürüldü. Bu konuda biraz daha bilgi sahibiyim. Kampın başında katılımcılara Mevlana’nın Mesnevisi ve Evliya Çelebi’nin Seyahatname kitapları verildi. Kamp sonunda bu kitaplardan bilgi yarışması olacak dendi. Derece alanlara tablet, kamera vb. gibi cazip ödüller vardı. Buraya kadar her şey NORMAL. Kitapların içeriği diniydi. Kamp liderlerinin yaşları 18 üstüydü. O nedenle çok da sorun oluşturmuyordu. Cinsiyetlerine göre kampa çağrıldılar. Yani kadın ve erkekler ayrı ayrıydı, kampa katılım tarihleri de farklıydı. Kamp bitiminde öğrencilerinizle de buyurun gelin dendi. Liderler gördükleri ortamdan (duvarlardaki peygamber hadisleri)ve uygulamalardan bu kampların Kıbrıs Türk toplumuna uymadığını düşünerek itiraz ettiler. “Sizler Türkiye’den KKTC’deki kampınıza gelin, misafirimiz olun!” dediler. Türkiye’dekiler, cinsiyet ayrımı olmayan kamplara katılamayacaklarını bildirdiler (Kaynak: Eskiden okutup mezun ettiğim öğrencilerim, öğretmen arkadaşlarım.)
Kuran Kursu dayatılmalarına karşı sendikaların direnmesini, zamanın başbakanı “Ha tenis kursu, ha kuran kursu!” diyerek küçümsemişti. Kıbrıslı Türklerin “dindarlığı”, ”Müslümanlığı” beğenilmiyor (Kaynak: Ali Şahin-Ankaradeğillefkoşa.org-Mecburi hale gelen bir tartışma konusu.) Önceleri evlerde ve gerekli ibadet yerlerinde sükûnet ve zarafet içinde yapılan ibadetler şimdi mikrofonlardan çevre sakinlerine zorla dinletilmek istenircesine bangır bangır yapılıyor (Mahalle aralarında okunan ezan, mevlit). Büyük bir çoğunluğu Türkiye medyasını takip eden oradaki dizi, evlenme programı gibi beyin uyuşturucusu programları izleyen Kıbrıs’ın kuzeyindeki halk, Türkiye’nin geldiği pozisyonla paralellik arz ediyor (Kaynak: Gazeteci gözlemi).
Belli çevrelerde ve iş yerlerinde Zaman gazetesi okunup birlikte çalıştıkları arkadaşları da okusun-etkilensin diye ortalıkta unutuluyor!!! Çeşitli finansörlerin katkılarıyla Abi-Abla evlerinde daha küçük yaştaki öğrenciler yönlendiriliyor-devşirilip bu tip kültürle en azından tanış ediliyor (Kaynak: Öğrencilerim). Tüm vergi verenler Sünni-İslam mezhebindenmiş gibi din yatırımları bu doğrultuda yapılıyor (Örnek, Hala Sultan İlahiyat Koleji ve külliyesi). Bu okula kayıt olan öğrenci, yatakhanesinden, yemekhanesinden, ibadet yerinden, alışveriş merkezlerine kadar altyapıyla donanmış bir ortamda öğrenim görebiliyor isterse.
Geçenlerde birçok gazetenin haberinde İlahiyat Kolejinin mezuniyet töreni görüntüleri vardı. Buraya kadar yazdıklarımı gözlemlemek için dindar veya dinsiz olmaya gerek yok. Zaten karşılaştırmanın da kimseye yararı yok. Tüm bunları neden mi yazdım? “Çanakkale kampına ne güzel bilgi gezisine gitmişti öğrenciler. Bir densiz yüzünden bir bardak suda fırtına koparıyor bazı çevreler.” Denince dayanamadım ve yazdım. Bu tip olaylar ve tutumlar münferit (istisna) değildir. Tüm parçaları bir araya koyduğumuzda görülen resim ortada ve ben/biz bu resmin içinde oturuyorum/oturuyoruz. Boğuluyorum! Gelecek, hem de çok yakın gelecek için kaygı duyuyorum.