Tanju KONURALP
Son günlerin en önemli gündem konularından birisi olan Karpaz ve Karpaz bölgesinde bulunan doğal koruma alanlarının tahribatı ile ilgili, Akademisyen Umut Akçıl ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Karpaz’da inşa edilen yol ve Eylül ayında yapılması düşünülen festival konularında önemli bilgiler veren Akçıl, Dünya üzerinde çok nadir rastlanılabilecek ekolojik bir değer olan Karpaz’ın, anlık rantlar ve bilinçsizce gerçekleştirilen peşkeşler sonucunda yok olma ile karşı karşıya bırakıldığı mesajını verdi. Bölge halkı da dâhil bütün vatandaşların bu konuda duyarlılık göstermesinin hayati önem taşıdığına vurgu yapan Akçıl, ülkedeki bazı yöneticilerin yanlışlarından dolayı ileride Karpaz diye bir eko güzelliğin kalmayacağı endişesini dile getirdi.
EKOLOJİK AÇIDAN DEĞERLİ
Nedir Karpaz bölgesindeki hassasiyetin sebebi?
Avrupa Birliği (AB) tarafından Potansiyel Natura 2000 Koruma Alanı ilan edilen Karpaz yarım adası ve özellikle de Dipkarpaz köyünden sonraki bölge; ekolojik değeri, standartların çok üzerinde bir bölge olarak tescillenmiştir. Çevre Yasası gereği “Flora ve Fauna Emirnamesi” ile korunan 238 türün 162’si bu alan içerisindedir. Koruma altında bulunan 5 tür memelinin 2’si, 16 tür sürüngenin 12’si ve 215 kuş türünden 147’si bu alanda yaşamlarını sürdürmektedir. Ekolojik açıdan bu gibi özelliklerin bir arada toplandığı yerler, dünyada da sınırlıdır. Böylesi bir değer için hassasiyet düzeyi en üst noktada olmalıdır.
İnşası devam eden yol çalışması ile ilgili yanlış nerededir?
Öncelikle bu yol çalışması başlatılmadan önce, Çevre Dairesi’nden yasalar gereği bir görüş alınmalıydı. ÇED Raporu adını verdiğimiz bu uygulama, her imar çalışması için zorunludur. Ancak yol çalışması ile ilgili ÇED raporu alınmadığı kesin bir bilgidir. ÇED raporu alınmadığına göre tahminim; Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’nın eline bir cetvel alarak, Google Earth’den belirlediği alanı çizmiş olduğu ve çalışmaların bu şekilde başlatıldığı yönündedir. Bu uygulamanın başka mantıklı bir açıklaması olamaz. Öte yandan yıkılan iki adet tepenin, aşağıda kalan alanların yükseltilmesi amacı ile yıkıldıkları da, bizlere imar hazırlığı ihtimalini sunuyor. Ülkenin her konusunda görüldüğü gibi yine bir rant kokusu yayılıyor. AB bizlere bu değerleri korumak adına 5 Milyon Euro gibi desteklerde bulunurken, bizim ortaya koyduğumuz çalışmalar akıllara soru işareti getiriyor. AB bizden daha mı fazla değer biliyor?
TAHRİBAT DURURSA, DOĞA KENDİNİ YENİLERSE…
Verilen bu tahribatın düzeltilmesi mümkün mü?
Bölgede verilen tahribat oldukça ciddi boyutlardadır. Öncelikle buraya tekrardan ağaç veya bitki dikmek doğru olmaz. Böyle bir hareket oradaki eko sistemin bozulmasını sağlar. Dolayısı ile doğanın kendisini yenilemesini beklemek durumundayız. Bu da en iyi ihtimalle bizlerin torunlarının torunları için bir umut demektir. Elbette bölgedeki tahribat durdurulur ise…
“ÇAPULCULAR, DİNSİZLER”
Olaylı geçen bir de eylem gerçekleştirdiniz. Burada ne yaşandı?
Elbette bunca tahribatın ve katliamın üzerine, ülkedeki çevreci kesimler sessiz kalmama kararı aldı. Bu karar ile birlikte, geçtiğimiz Pazar günü eylem yapmaya karar verdik. Ancak sesimizi duyurmak amacı ile Karpaz bölgesine vardığımızda anladık ki; ülkenin bazı kendini bilmeyen yöneticileri, Karpaz halkını, kendi çıkarları doğrultusunda ve doğru olmayan söylemler ile dolduruşa getirmişler. Köye gireceğimiz esnada; belediyenin anons cihazlarından duyduklarımıza inanamadık. “Çapulculular ve dinsizler geliyor”, “Karpazı savunun, Karpaz Karpazlılarındır” şeklinde anonslar yapıldı. Ardından Dipkarpaz ile Zafer Burnu yolu üzerinde, bölge halkı tarafından yollarımız kesildi. Burada bulunan polis ekipleri, yolu kesenlere hiçbir müdahalede bulunmadı. Buradan anladık ki; olayın arkasında Karpaz Belediye Başkanı, Kaymakam ve Polis Müdürleri bulunuyor. Onların kimden emir aldığı ise zaten açık…
Konu ile ilgili halka bilgi verdiğiniz zaman ne oldu?
Aslında Karpaz’da bulunma amacımızın, doğanın tahrip edilmesini ve doğru yollar varken; yanlış yöntemler ile ekolojinin katledilmesini protesto etmek olduğunu anlattığımız zaman köylülerden “bizlere böyle anlatmadılar” cevabını aldık. Bölge halkı, kendilerine bilgi veren kişilerin, bizlerin Karpaz’ın kalkınmasına karşı ve hiçbir şekilde gelişmesini istemeyen kişiler olduğu şeklinde açıklamalarda bulunmuş. Hatta bizlerin kendilerini doğru bir şekilde dinlediğini fark eden bölge halkı, kendilerinin de Karpaz’ın tahrip edilmesine karşı olduklarını ve bu yönde daha ciddi sorunların da bulunduğunu anlatmaya başladı. Yıllardır mandıraların yaşam alanları içerisinde olduğunu ve bölgede avın yasaklanmadığını dile getiren köylüler, bölgede doğayı tahrip eden birçok sıkıntıdan bahsetti. Kısacası işin organizatörleri, doğayı savunmak isteyenler ile o doğa içerisinde yaşayan insanları birbirine düşürerek; kendi rant hesaplarını korumaya çalıştı. Yönetenlerimiz bir kez daha ortaya koydu ki; onlar için önemli olan tek şey, rant sağlamaktır. Rant uğruna toplumları dahi birbirlerine düşürmek ve kargaşa yaratarak bu kargaşaya göz yummak, ülke yöneticilerinin doğası haline gelmiştir.
--------------------------------------------------------------------------------
“Festival doğa sömürüsü ile denktir”
Eylül başında Karpaz’da yapılması planlanan ve üç gün sürecek olan festival ile ilgili görüşlerini belirten Akademisyen Umut Akçıl, bu festival ile ilgili de Çevre Dairesi’nden herhangi bir izin alınmadığını belirtti. Çevre Dairesi’nin planlanan festivalin, Karpaz’a büyük zarar vereceğinin farkında olduğunu sözlerine ekleyen Akçıl, yine ülkenin yöneticilerinin bu festivalin yapılması adına bazı protokollere imza attıkları yönünde duyumlar aldıklarını vurguladı. Ülkede Çevre Dairesi’nin diğer makamlarca kaale alınmasının hayati bir önemi olduğuna işaret eden Akçıl, özel koruma bölgelerinde festival veya plansız yol çalışmalarının yapılmasının Karpaz’ı kalkındırmak yerine; gelen turistlerin sayısını azaltacağı yönünde bir açıklamada bulundu. Getirilmesi planlanan 80 bin kişinin bölgeye bırakacağı çöp, tuvalet gibi atıklar ile hiçbir belediyenin baş etmesinin mümkün olmadığını ifade eden Akçıl, meydana gelecek olan ses kirliliğinin ise birçok canlının bölgeden göç etmelerine sebep olacağının altını çizdi. Yine aynı bölgede yalnızca geceleri yumurta bırakan ve yine geceleri yumurtadan çıkıp denize giden kaplumbağa türlerinin var olduğunu belirten Akçıl, bahsi geçen festivalin bu yönde de bir yıkım sağlayacağının kaçınılmaz olduğuna işaret etti. Yine bölgede 1 tek insandan dahi kaçan Akdeniz Foklarının bulunduğunu ifade eden Akçıl, 80 bin kişinin oraya gelmesi ile bu fokların bir daha görünmeyeceği mesajını verdi. Altın kumsal üzerine aynı anda bin kişinin çıkması ile Karpaz Endemikleri’nin yok olacağına vurgu yapan Akçıl, 80 bin kişi ile geriye dönülemeyecek zararların ortaya çıkacağı uyarısında bulundu. Çevreciler olarak Karpaz’ın kalkınmasına karşı olmadıklarını ifade eden Akçıl, bütün tepkilerin dünyada nadir bulunan değerlere sahip olan Karpaz özel koruma alanının yok olmaması adına ortaya konduğunu ifade etti. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu tür ekolojik değerlere zarar verilecek organizasyonların yapılmadığına dikkat çeken Akçıl, bu insanların bizim gibi ülkeleri tercih ederek; bir nevi doğa sömürüsünde bulunduklarının altını çizdi. Yola karşı olmadıkları gibi, festivalin de başka bir yerde yapılmasının gerekliliğini savunan Akçıl, insanların bu yönde bütün bir duyarlılık göstermeleri gerektiğinin altını çizdi.