Bu kafa, kendine benzeyen kafalar tarafından yaratılmıştır. Milli Eğitim fabrikasının kusursuz bir ürünü olarak bir iftihar vesilesidir. Bu kafa dünyayı ”Türküm, doğruyum” açısından görür. Bu kafa kendine benzer kafalarla sıraya girmiş kendine ezberletileni tekrar etmektedir.
Bu kafa başarıya ulaşacak bir kafadır. Gözlerinde dolar işaretleri ışıldar. Hangi kapıyı çalacağını, nereden neyi araklayacağını çok iyi bilir. Burnu, iç ve dış düşmanların kokusunu alır. Dudakları el öpmeye, dili yalamaya hazırdır.
Bu kafanın kulakları otoritenin ne dediğine dikkat kesilmiş, cümleleri hazırlanıp önüne servis edilmiştir. Midesi bir ham hum şaralop midesidir. Elleri kendi gibi düşünmeyen hainleri tokatlamaya, ayakları tekmelemeye hazır haldedir.
Bu kafa bir paket kafadır; kendine benzemeyen herkesi hor görür, küçümser, tiksinir, nefret eder. Bu paket içinde ırkçılık, misojeni, homofobi, zenofobi ve saire mevcuttur. Düşmanı iyi bellemiş, nefret cümleleri ile bezenmiştir. Bu kafanın istikameti bellidir. Hep işaret edilen yöne doğru yürür.
Bu kafanın hayat hikâyesi belirlenmiş, milletin hizmetine gururla sunulmuştur. Hangi okullarda okuyacağı, kaç yaşında evlenip kaç çocuk sahibi olacağı, ne zaman asker olup gerektiğinde ne zaman öleceği özenle hesaplanmıştır.
Bu kafa inanacak, itaat edecek, zinhar tehlikeli sorularla iştigal etmeyecektir.
Bu kafa hesap kafasıdır. Ne alırımın hesabını yapar sürekli… Büyüklerimiz bunu dikkate alarak payını özenle ayırmaktadırlar.
Bu kafa kudretli devlet büyüklerimiz nutuk atarken öne doğru eğilip onay verir. Omuzları değerli zat-ı şahanelerinin yükseltilmesi için tasarlanmıştır.
Bu kafa onaylamadığı sözler işittiğinde gözlerinden ateşler saçar, ağzı küfürler saçar.
Bu kafaya göre bu kafa en doğrunun en doğrusunu bilen kafadır.
Bu kafanın kalbi yoktur. Kalp tehlikelidir. Gerektiğinde gereği neyse o yapılacaktır.
Bu kafanın kendini şarj etmesi için televizyon denen bir alet icat edilmiştir. Bu kafa müsait kanalları çevirir ve kendini doldurur. Bu alet ona her şeyin en doğrusunu öğretmekle mükelleftir.
Bu kafa kimin önünde eğileceğini gerektiğinde kimi toslayacağını çok iyi bellemiştir.
Bu kafa gerekli durumlarda kendine benzer kafalarla sıraya girer. Çok çeşitli sıralar mevcuttur: Büyüklerimiz karşısında ceket düğmesi iliklenen sıralar, el öpme sıraları, cumaları namaz sırası, askerde tören kıtası sırası, sırası gelince gidip dikilerek kalabalık yapma sırası ve saire…
Bu kafanın pek çok dengi vardır ama denk olmalarına rağmen aslında bu benzer kafalar birbirlerini pek sevmezler çünkü bu kafa önce kendini ve sonra da kendini sevme kafasıdır. Diğer kafalarla bir araya gelmesi öncelikle öz esenliği içindir. Birlikten kuvvet doğar. Her Türk asker doğar. Büyüklerimiz nasıl doğmasını arzu ediyorsa öyle doğar. Doğan çocuk kimliğe kayıt edilir ve devletimiz onun babası olur.
Bu kafa yan tarafında gerektiğinde kurulabileceği bir burgu taşır. Bir saat kadar kusursuz çalışması, alarm anlarında hazır ol vaziyetinde ayağa dikilmesi beklenir.
Bu kafa korkan bir kafadır. Kafanın Türkçedeki diğer karşılığı baştır ve bazen “başa çorap örülmekte”dir.
Dikkatli olmak elzemdir. Bu kafaya korkması öğretilmiştir. Büyüklerimiz arzu ettiklerinde hizaya getirilmesi için korkması önemlidir çünkü. Korkan bir kafa kolay idare edilebilen bir kafadır.
Bu kafanın yapısı yapılır, çatısı çatılırken milletin değerli kafaları bir araya gelmiş, kafa kafaya verip teoriler üreterek planlar, programlar yapmışlardır.
Millet bu kafaların çoğalması ile ihya olacaktır. Gerektiğinde görmeyecek, gerektiğinde duymayacaktır. Her daim haddini bilecek; ne buyurulursa onu yapacaktır.
Milletin bekası, yükselip kalkınması için bu kafaların çoğalması arzu edilmekte, bu konudaki çalışmalar başarıyla yürütülmektedir.
Büyüklerimiz bir şey mi uygun gördüler. Bu kafa reddetmeyecektir.
Reddetmek mi? Ayıp denen bir şey var.
Terbiyeli olun! Terbiyeli!