Başbakan Erhürman’ın, Reel Sektör Danışma Kurulu toplantılarında toplumdaki sivil toplum örgütleri ve kuruluşlarla eş zamanlı bir araya gelip, ortak akıl oluşturma düşüncesinde adım atılacağı açıklaması sektörlerde memnuniyetle karşılandı
Fehime ALASYA
Başbakan Tufan Erhürman’ın Reel Sektör Danışma Kurulu toplantısı için yaptığı çağrıyı etkili bir adım olarak nitelendiren birçok sivil toplum örgütü ve iş çevresi temsilcileri, hükümetten neler beklediğini paylaştı, toplantıya götürülmesi planlanan konuları anlattı.
Taleplerin başında ise sektörü kayıt altına alma, sıkı denetim, ilgili devlet birimi veya kurumu oluşturulması gerektiğine ilişkin maddeler yer aldı.
Başbakan Tufan Erhürman dün düzenlenen basın toplantısında ülkedeki ekonomik gelişmelerin seyri çerçevesinde yapılan birtakım uygulamaların yanı sıra perşembe gününden itibaren Reel Sektör Danışma Kurulu’nun toplanacağını ve sendikalardan sivil toplum örgütlerine, çeşitli iş çevrelerine kadar birçok ilgili merciine aynı masa etrafında söz hakkı verileceğini kaydetti.
Bu durum sektördeki temsilcilerden tam not aldı.
Reel sektör danışma kurulu toplantılarında ilgili paydaşlara eş zamanlı söz hakkı verilecek olması, temsilcileriyle görüşülecek olmasından duyulan memnuniyeti dile getiren birçok işletme, bunun sonuç odaklı ve sürekli olması temennisinde bulundu.
Özelde, sektördeki sıkıntı ve taleplerini dile getiren ilgili merciler, genelde hükümetten taleplerde bulundu.
Bu taleplerin başında sektörü kayıt altına alma, sıkı denetim, ilgili devlet birimi veya kurumu olması gerektiğine ilişkin maddeler yer aldı.
Yasa ve tüzüklere takılmaktan yorulduğunu ifade eden işletmeler, bu konuda ihtiyaç doğrultusunda güvenilir adımlar atılması, çalışmalar yapılmasından yana hemfikir…
SEKTÖR TEMSİLCİLERİ NE DÜŞÜNÜYOR?
Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur:
“Öncelikle kaçağı konuşmalıyız”
“Eğer hayata geçerse çok güzel bir gelişmedir. Böyle bir komite kurulmalı ve herkes açıkça fikir belirtmeli. Özellikle hortlayan kaçak emlakçıların durumu. Yani ofisi olmayan, vergi ödemeyen, vatandaş olmayan, dolandırmak amaçlı ofisi olan kaçakçılar ve yerli olsa da son çare emlakçılık yapan kişilerin kaçak oluşu ve sektörde sıkıntı yaratmasıdır. Emlakçılar birliği yasası ile sektör disiplin altına, 1742007 tarihli yasanın revize edilmesi gerek. Kaçak emlakçıları uyarıyoruz, üyemiz yapıp kayıt ve disiplin altına alamaya çalışıyoruz ama olmuyorlar. Otomatik olarak bize bu yetki verilecek ve devletin omzundan çok büyük bir sorumluluk alacağız. Bu kaçakçılık giderek artıyor ve çok sıkıntılar yaşanıyor. Emlak ve kira fiyatları yükselmeye başladı, emlak sektörü saldırı altındadır. Bunların acilen disiplin altına alınması gerek. İlk etapta bunları talep ederdim.
İkinci önemli konu ise emirnamelerin gözden geçirilmesini talep edeceğiz. İvedi olarak Girne ve Lefkoşa bölgesinde düzenlemeler yapılması gerek. Lefkoşa’da insanlar artık arsa alamıyor, 100 bin Sterlin üzerinde fiyatları konuşuluyoruz. İmara açılması gereken birçok nokta var, açılırsa otomatik olarak fiyatlar yüzde 40 civarında düşecek, piyasa ve insanlar nefes alacak, arsa fiyatları 60 bin Sterlin’e düşecek.
Çevre ve yaşam olanaklarını da göz önünde bulundurup imara açmalıyız, insanlar bundan korkmasın. Yasaklar artık yumuşatılmalı, yeşili ve çevreyi koruyacak, bilinçli olarak yasaklar kaldırılmalı.”
Benzinciler Birliği Başkanı Levent Çağdal:
“Piyasayı kontrol edecek kurul talep ediyoruz”
“Akaryakıt sektöründe 2 adet dağıtım şirketi var, 150 adete yakın da petrol istasyonu var. Bu sayı çok fazladır. Popülist olarak izin verildi. Ada genelinde Avrupa normlarında 50 adet olması gereken petrol istasyonu bizde 150 adettir. Araç sayısı, nüfus ve bunun gibi bazı etkenlere bakıldığı zaman bir petrol istasyonunun limiti 350 bin litredir, bizde ise bu limit 100 bin litrenin altındadır. Bunlar bile ülkedeki petrol istasyonu sayısının çok fazla olduğunu gösteren rakamlardır. Halen daha da yoğun ve popülist şekilde izin talepleri gelmektedir. Umut ediyoruz ki verilmeyecek. Bence en öncelikli sorunumuz budur. Bu piyasaya 50 adet istasyon yeterliyken 150 tane istasyon varken akaryakıt şirket yönünden ise en az 4 şirketin olması gerekirken bizde 2 adet var. Bu rakam çok az.
Yıllardır bu piyasayı denetleyecek, düzenleyecek, enerji piyasasını kontrol edecek kurul kurulmasını talep ediyoruz ama yapılmıyor.
Akaryakıt birimi diye bir birim var ve bu birimde 3-5 kişi çalışıyor, bu birimin araçları bile yoktur… Biz birlik olarak onlara kiralık araç önerdik.
Akaryakıt ve vergi istasyonları vergi topluyor ve devlete aktarıyoruz, akaryakıt bu ülke bütçesindeki gelirlerin çok önemli kalemlerinden biridir fakat buna rağmen bunu denetleyecek birimin bir aracı bile yoktur. Son on yıldır bunları talep ediyoruz ama hemen hemen hiçbiri de yerine gelmedi.”
Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer:
“Kendi kendine yeter bir ekonomi yaratmalıyız”
“Başbakanla bir süreden beridir görüşüyoruz. Atılması gereken adımları sağlıklı şekilde tespit ederek atmak gerek. Esas üzerinde duruğumuz ülkede yapılmayanların yapılmasıdır yani reformcu anlayışın ön plana çalışması ve ülkede kendi ayakları üzerinde durulacak adımların atılmasını istiyoruz. Bu güne dek yapılan rutin çalışmalar oldu, bu güne dek hayat pahalılığı olduğunda Türkiye’den para istenirdi veya bu gibi projeler için TC den para istenirdi, bu şekilde ekonomi büyütülemez, asalak olarak yaşarız. Bu ülke kendi kaynaklarını harekete geçirip, kendi kendine yeter bir ekonomi yaratıp, toplumu nemalandırmalı. Bunların üzerinde durmalıyız.
Örneğin Mağusa Limanı yıllarca atıl kaldı, liman şu anda gündemimizde, toplum olarak nemalanabileceğimiz, peşkeş olmadan, özel-devlet ortaklığıyla, tüm kesimlerin kazana bileceği doğru model şu anda masamızda bunu çalışıyoruz. Doğru bir proje hayata geçirilirse burada 8bin istihdam sağlanıp devlet 1 Milyar Dolar gelir elde eder. Faiz farkı korunması ile konut ihtiyaçlarında kolaylıklar sağlanacak, ekonomiyi canlı kılacak şeyler yapılabilir.
Büyük şehirlerimizde askerin çekilmesi için birtakım çalışmalarla önce halkın yeşil alan ihtiyaçları karşılanmalı, bunlarla uyum ve şeffaf yatırımlara açılmalı. Peşkeş çekilmemeli, asker birilerinin lehine çekilmemeli.
Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin ülkemize dönemsi için çalışmalar yapmalıyız.
Savunma halinde değil atağa kalkıp ekonomiyi büyütürsek zavallı durumundan kurtuluruz.
Reel sektör danışma kuruluna ben de katılacağım. Bunu olumlu buluyorum, somut adımlar atılmalı. Artık adım atmalıyız.”
Motorlu Araç Satıcılar ve İthalatçılar Birliği Başkanı İbrahim Akın:
“Acilen gümrük, kayıt dışı satışlar ve kayıt konuları ele alınmalı”
“Örneğin 24 Nisan’da bakanlar kurulunun aldığı karar ile bu tarihten itibaren ülkeye gelen ürünün belirlenen gümrük bedelinin, günlük kurdan çarpılarak işlemleri yapılıyordu, 24 Nisan’dan sonra gümrüklerde malın değeri, 24 Nisan kurundan baz alınacak, kurlar düşerse dikkate alınacak diye bir karar alındı. Bu güzel bir uygulama ama bazı eksiklikleri var ve üzerinde görüşüyoruz. Bu uygulamayı kalem kalem ayırmalılar, atıl olan değerleri değerlendirmek gerek.
İkinci el araba satışlarındaki kayıt dışılığın önüne geçilmesi için yıllardan beridir üzerinde çalıştığımız ve gündeme alınması gereken bir sorundur.
Galerilerin tümü kayıt altına alınmalı. Bunun yanında bazı gümrük uygulamalarının revize edilmesi gerek. Yıllardır bunu talep ediyoruz, yine ederiz, aylardır yasal mevzuatı bekliyoruz, her gün gidip geliyoruz, gitmeye de devam edeceğiz.”
Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Candan Avunduk:
“Uygun talepleri sıralayacağız”
“Böyle bir davet reel sektöre verilen önemi gösteriyor. Neticede bu ülkeyi yönetirken eli taşın altında olan sektörün de görüşleri son derece önemli. Alınacak bu kararların en başından en sonuna etkileyeceği kesim bu kesimdir, çok memnun olur ve katılırız.
Olur olmaz birçok şey istemekten ziyade ülke gerçeklerinde, sanayi koşularına uygun talepleri sıralayacağız. Bu bağlamda bir yol haritası çizilecekse biz de katkı koyarız.
Bizim de bu bağlamda çeşitli taleplerimiz olacak, hazırlanıp gideceğiz.
Sonuç odaklı toplantılar yapılmasını temenni ediyoruz.”
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO ) Başkanı Mahmut Kanber:
“Adil bir gelir dağılımına gidilmeli”
“Yıllardır sunduğumuz birtakım öneriler var zaten. Olağan beklentilerimiz; yıllardan beridir sürdürülebilir bir ekonomi için çalışmalar bekliyoruz, hayat pahalılığı, üretim, enerji, turizm, yüksek öğretim gibi kalemlerin sıkıntılarının bir an önce gündeme alınması gerek.
Teşviklerin kritere bağlanması ve belli bir süre olmasını istiyoruz.
Mademki dövize müdahale edemiyoruz, dövizin kullanımını yaygınlaştırmalıyız, üretime, esnafa döviz kayması ile rahatlatmalıyız.
Turizm girdilerindeki yüksek döviz gelirinin tüm sektöre eşit bir şekilde tüm sektörlere eşit olarak yayılmasını talep ediyoruz. Bu şekilde adil bir gelir dağılımına gidilmeli.
Yıllardır ülkede birçok sektörde bu konularda yasa ve tüzüklere takılıyoruz, bunun dışına çıkılmalı. Artık ülkede büyük bir kriz var, buna rağmen yasa ve tüzük düzenleyemiyorsak çok yazık, yasa ve tüzükler ihtiyaçlardan doğar.
Bu hükümetin vizyonuna yasa budur vizyonu uymuyor. Bunların artık hızlıca değişmesini istiyoruz.
Turistin çarşıya inme noktasında sıkıntılar var biliyoruz fakat çözüm üretemiyoruz. Ülkede eşit ve adil, hızlı bir gelir dağılımının sağlanması. Bizler bu paylaşım için hazırız. Biz yaptık, onaylayalımın ötesine geçip, daha çok çalışıp sonuç odaklı olalım ve hemen hissedelim. Yapılan tüm uygulamaları şu an kabul ediyoruz ama hemen etki göremiyoruz. Artık tüm paydaşlar bir masa etrafına oturmalı, herkes elini taşın altına ve toplumun hissedeceği rahatlama acilen hissetmeli.”
Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz:
“Aynı masa etrafında toplanmak, bu süreci hızlandıracaktır ama…”
“Kaç zamandan sonra bu toplantı ilk kez yapılıyor, öncülüğünü de biz yapıyoruz. Konuşulacak ve buraya getirilecek olan birçok konu vardır. İş çevreleri ve iş yapan, üretim yapan, hizmet veren herkesi bu reel sektör içine alıyor. Bu tarımdan üniversiteye kadar, inşaattan turizme kadar birçok kesimi ele alıyor.
Kamu hantallığı, bürokratik engellerin çok fazla olması, yatırım ortamının önün saçılması gerektiği, vergide reformların yapılması gerektiğidir. Bu sayede pek çok sıkıntı kalem kalem ele alınacaktır. Ülkedeki ekonomi durağandan çıkıp durma noktasına gitmektedir, acil tedbir şarttır ve bu tedbirler yediden yetmişe herkesi ilgilendiriyor. Bugün ülkemizde yarım gün çalışması kabul edilmez. Sıkıntılı dönemlerde daha çok mesai yapıp daha çok çalışmayı gerektirir, aksi halde işler durur. Yapılacak çok iş vardır. Aynı masa etrafında toplanmak, bu süreci hızlandıracaktır ama bunu uygulayacak olan hükümet edenlerdir, onlar da bugün karşımızda dört maymunu oynamışlardır. Ama ne isterse olsun çalışıp üretmeye çözüm önerileri sunmaya devam edeceğiz.”
Kıbrıs Türk Üniversiteler Birliği (KÜB) Başkanı Prof. Dr. Halil Nadiri:
“Yatırım anlamında yapılan tüm giderler döviz cinsi”
“Yüksek öğretim adası olarak üniversiteler en önemli katma değeri yapan durumdadır. Özellikle Türkiye ve KKTC öğrencilerinin eğitim ücretlerini Türk Lirası olarak belirlemişlerdi. Rekabet edebilirlik çok önemli, üniversitelerin ağırlıklı gelirler TL iken yatırım anlamında yapılan tüm giderler döviz cinsi bu da yatırımlarla ilgili dövizdeki artış maliyetlerine yansımakta, bu da yatırımları olumsuz etkileyecek unsurlardan biri. Bu gibi konuları hükümet ile görüşüp, sürdürülebilir bir yüksek öğretim için kalite sağlamak gerek, bunlar da gelişim ve yatırımlarla orantılı, tüm bu kalemler ele alınmalı. Bu toplantılara katılmak ve gerek sektörümüz gerekse genel olarak sorun ve çözüm alışverişinde bulunmak tabi ki isteriz.”