Bazen ‘boş’ konuşmalar olur. İncir çekirdeğinden öteye gitmeyen laflar… Kulağa hoş gelir, ama o sözlerin bir anlamı yoktur.
Eğer ‘içi boş’ laflar deşifre edilmezse, bazı insanlar buna kanabilir.
O yüzden balona iğneyi dokundurmak gerekir bazen…
Bakalım içi boş mu, dolu mu?
**
UBP liderliği Eroğlu’na “Cumhurbaşkanı adayı ol” çağrısı yapma kararı almış.
Çok mühim!
Önce MYK tavsiye kararı üretmiş, sonra Parti Meclisi bu karara onay vermiş.
New York’tan bugün dönmesi beklenen Eroğlu’na UBP’nin ‘çağrı’sı bugün-yarın yapılır herhalde…
Çağrıyı yapacak heyette Tahsin Ertuğruloğlu da olur mu acaba?
Olursa şık olur!
Olmazsa da bir şey değil…
Zaten bu yazının konusu geçmişte Eroğlu’nu “Hanedan” kurmakla eleştiren Ertuğruloğlu’nun şimdiki ikircikli pozisyonu değil…
**
Eroğlu Ban Ki-Moon’la görüştü, çıktı basına konuşurken Anastasiadis’i suçladı, Cenevre’de 3’lü zirve önerdiğini açıkladı, Kıbrıs sorununun uzadığını, hedeflerinin uzlaşıya varmak ve referanduma gitmek olduğunu falan söyledi.
“Bugüne kadar Genel Sekreterlerin onayladığı bütün anlaşmaları Türk tarafı kabul etti, Rumlar ise hep reddetti” gibi tarihsel ve diplomatik yanlışlarla dolu bir de cümle kurdu Eroğlu…
Zira Kıbrıs’la ilgili bir onay söz konusuysa, bu ancak BM Güvenlik Konseyi ile olur. Genel Sekreter’in yaptığı Güvenlik Konseyi kararları ve mandası çerçevesinde soruna siyasi çözüm bulmaktır.
Ayrıca bugüne kadar Kıbrıs Türk tarafının kabul ettiği tek anlaşma metni Annan Planı olarak bilinen 2004’te referanduma sunulan metindir.
Ve o uzlaşıya Kıbrıs Türk tarafı güçlü bir ‘evet’ derken, Eroğlu ve partisi UBP ‘hayır’ kampanyasının başını çekmişti!
Eroğlu’nun “Rumlar reddetti” dediği anlaşma metni, kendisinin de şeytanlaştırdığı metindi yani…
**
Eroğlu New York’ta dostlar alış verişte görsün usulü de olsa ‘uzlaşma ve referandum’dan söz ederken, UBP de kendisine 2015 seçimlerinde “yeniden aday ol” çağrısı yapma kararı aldı.
Şimdi soru şu: Diyelim ki taraflar masaya oturdu, yeni Özel Danışman Eide’nin çabasıyla bir noktaya gelindi, imzalar da atıldı ve eş zamanlı referandumlar geldi, çattı…
Eroğlu acaba referandumda ne diyecek?
Bu sefer ‘evet’çi mi olacak, yoksa 2004’teki gibi meclisin sanal duvarlarına Yunan bayrağı çizdirip ‘hayır’ kampanyası mı yürütecek?
Tahsin Ertuğruloğlu ve Zorlu Töre ile diğer UBP’liler yine ‘silahlanıp dağa çıkmak’tan mı söz edecekler, yoksa ‘barış güvercini’ mi kesilecekler bu sefer?
Eroğlu ile UBP’nin olası bir referandumda ters düşmeleri mümkün müdür?
UBP’nin Kıbrıs’ta federal bir çözüme ‘evet’ deme olasılığı var mıdır?
**
O yüzden ‘boş’ konuşmalardır bunlar…
Laf salatasıdır. Statükocuların günü kurtarma siyasetidir.
İlk fırsatta ‘taksim’in kalıcılaşmasıdır Eroğlu’nun da partisi UBP’nin de asıl istediği…
Bugünlerde söyleyemiyorlarsa, konjonktür söyletmiyor da ondandır!
Dokununca balona, hemen sönüyor, ‘pat’ diye!..