Rekor bütçe açığı olan 2025 bütçesine iflas bütçesi denir...

Ödül Muhtaroğlu

2025 yılı devlet bütçe tasarısı, Meclis bütçe komitesinde görüşülmeye başlıyor. Bugünkü yazımda, devlet bütçesinin ana hatlarına dair, özet bilgiler vereceğim.

2025 yılı bütçesi, 2024 yılı bütçesine göre giderlerde yüzde 73.13, gelirlerde ise yüzde 66.38 artış öngörüsü çerçevesinde hazırlanmıştır. Bütçe gelirleri toplamı yaklaşık 118.6 milyar TL, bütçe giderleri toplamı 136,3 milyar TL ve bütçe açığı da yaklaşık 17.6 milyar TL olarak öngörülmektedir.

Eğer, bir işletmenin gelirleri giderlerinden düşük ise ve o işletme iflas ederse, devlet bütçesi de buna benzer. fakat, devlet iflas etmeyeceğine göre, ya öngörülen yatırımları tam olarak yapamayacak, ya da kaynak yetersizliğinden dolayı halka yeterli hizmet veremeyecektir. Başta ekonomide, sağlıkta, eğitimde, enerjide, tarımda, sanayide, ticarette olmak üzere sektörlerin ve halkın sorunlarını çözemeyecektir.

Bu bağlamda, 2024 yılı bütçe açığı yaklaşık 6.8 milyar TL öngörülürken, yüksek enflasyondan, kayıt dışındaki vergilerden, tasarruf yapılmaması ve savurganlıktan dolayı, 2025’de yaklaşık iki buçuk kat fazla bütçe açığı ( 17,6 Milyar) öngörülmektedir. Önemli olan, bütçe rakamlarını artırırken, bütçe açığını düşük düzeylerde tutacak şekilde bütçe gelirlerini artırmak olmalıdır. Fakat, bu yılki bütçede bunu göremiyoruz.

2025 bütçesinde, en yüksek bütçelere sahip olan Eğitim Bakanlığı’na yaklaşık 16.4 milyar TL ödenek ayrılmıştır. Geçen yıl bu rakam yaklaşık 9.8 milyar TL idi. Sağlık Bakanlığına ise bu yıl yaklaşık 12.8 milyar TL ödenek ayrılmıştır. Geçen yıl, bu rakam 6.9 Milyar TL idi.

Temennim, sağlıkta ilaç eksikliklerinden ve devlet okullarında konteyner sınıflardan ve okullardaki eksikliklerden kurtulmuş oluruz. Umarım, Enflasyon ve kurlar dengede olur da, yapılan bu bütçe artışları yeterli olur.

TC yardım ve kredilerinin tümünün bütçeye girdiğini öngördüğümüzde, açık 17.6 milyar TL görülmektedir. Bu açık da, genel bütçenin yaklaşık yüzde 13‘üne denk gelmektedir. Geçen yıl bu oran yaklaşık yüzde 8.5 idi. Bu oran bize, Bütçe açığının  bir senede rekor düzeyde arttığını göstermektedir.

 Öte yandan, TC Kredileri ve TC yardımları yeterli derecede ülkeye gelmezse, bütçe açığı, çok daha fazla miktara ulaşacaktır. Örneğin, savunma harcamaları ve kamu maliyesine katkı rakamları az geldiğinde, doğrudan bütçe açığını artırmaktadır. Nitekim, son yıllarda bu kaynakların eksik geldiğini görüyoruz.

Eylül ayı sonu itibarı ile kamu maliyesine katkı rakamının gerçekleşmesi yüzde 1.25, savunma harcamalarına katkının gerçekleşmesi ise, yüzde 70 düzeyindedir. Yatırımlardaki gerçekleşme oranı da yüzde 45’dir. Tüm yardım ve kredilerin toplam gerçekleşme oranı ise yüzde 38 civarındadır.

Bütçede personel giderlerine yaklaşık 37.7 milyar TL, Cari transferlere yaklaşık 59.8 milyar TL ve sosyal güvenlik kurumlarına ödenen devlet primleri giderlerine de yaklaşık 2.6 milyar TL ayrılmaktadır.

Neticede, toplamda yaklaşık 100 milyar TL ile bütçenin en büyük bölümü, yani yaklaşık yüzde 73’ i  bu kalemlere harcanmaktadır. Bu toplamın içinde personel giderleri, maaşlar,  emekli maaşları ve sosyal güvenlik harcamaları da önemli yer tutmaktadır.

2025 Bütçesine göre, Mahalli gelirler yaklaşık 86.1 milyar TL olarak öngörülmüştür.2024 yılında ise mahalli gelirler 51.2 milyar TL idi. Yaklaşık yüzde 70 civarında bir artış öngörülüyor.

Doğru ekonomi ve maliye politikaları uygulanıp, enflasyon ve pahalılık azaltılırsa,  güney geçişleri,  turizm, yükseköğretim gelirleri, ithalat vergileri, KDV ve FİF vergileri ile birlikte, mahalli gelirlerin,  öngörülenin de üstünde gerçekleşebileceğini düşünüyorum.

2025 Bütçe gelirleri içinde yer alan TC yardımları,  yatırımlar(Alt yapı) için 8.5 milyar, savunma harcamaları için de 6 milyar olacak şekilde toplam 14.5 milyar TL olarak öngörülmüştür.

Geçen yıl bu rakamlar, yatırımlar için 4.5 milyar, savunma için 4.5 milyar olmak üzere toplam 9 milyar tl olarak öngörülmüştü. Geçen yıla göre TC yardımlarında yaklaşık yüzde 61 artış görülmektedir. Enflasyon düzeyinde bir artış görüyoruz.

Bütçe gelirleri içinde bulunan diğer bir kalem olan TC kredileri ise 4 milyar TL olarak öngörülmektedir. Geçen yıl bu rakam 5 milyar TL olarak öngörülmüştü. Geçen yıla göre TC kredilerinde yüzde 20 düşüş görülmektedir. Bu rakamlar bize, toplam bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 15’inin, TC yardım ve kredilerinden oluştuğunu göstermektedir.

Maliye’nin borçlarının ve bütçe açığının arttığı bu dönemde, kamu maliyesine yapılacak katkının azaltılması, Maliye’ ye büyük sıkıntı yaratacaktır. Özellikle, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ödeneğinden dolayı, Maliye Bakanlığı zorlanacaktır.

Ancak, önemli olan TC Yardım ve Kredilerinin zamanında ve eksiksiz olarak ülkeye ulaşmasıdır. Kaynağın zamanında gelmesi, Kamu Maliye’ sinin, devlet ve özel sektördeki yükümlülüklerini yerine getirmesini kolaylaştırır.

Maalesef, son yıllarda bu kaynaklar zamanında ve yeterli miktarda ülkeye ulaşmamaktadır. Muhtemelen, bunun başlıca nedeni KKTC’nin taahhütlerini yerine getirmemesidir.

2018 yılındaki bütçe fazlasından sonra, geçtiğimiz son 5 yılda, yüksek bütçe açıkları oluşmuştur. Fakat bu yılki bütçe açığı tarihi ve rekor bir bütçe açığıdır.

Öte yandan, umarım, döviz,  petrol fiyatları ve enflasyon artışları bu yıl makul düzeylerde kalır. Aksi halde,  bu yıl öngörülen bütçe açığı daha da yükselebilir.

Bütçe açığı, iç kaynaklarla karşılanmaya çalışılacaktır. Bunun gerçekleşmesi için, kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alma çalışmaları geliştirilmeli, adaletli vergi toplanması çalışmalarına hız verilerek gelirlerinin artırılması ve ayni zamanda giderlerde de tasarruf yapılması gerekmektedir.

Bunlar yanında, Rum komşularımızın yaptığı harcamaların artarak devam etmesi için, piyasa ucuzlatılmalı, mevcut geçişler kolaylaştırılmalı ve yeni kapılar açılması için girişim yapılmalıdır.

Pahalılık ve enflasyon artışı ile satın alma gücü düşen kamu çalışanları, emekliler, asgari ücretliler, sosyal yardım ve engelli maaşı alanlara, 2025’ de hayat pahalılığı ödeneğini azaltacak herhangi bir düzenlemeye gidilmemeli ve hayatı ucuzlatmak için gerekli tedbirler mutlaka alınmalıdır. Maalesef, Hükümet, yapacağı düzenleme ile hayat pahalılığı ödeneğini azaltmaya çalışmaktadır.

Netice itibarı ile 2025 yılı rekor bütçe açığının oluşmasının en önemli nedenleri, Hükümet’  in kayıt dışı ekonomi ile mücadele edememesi, pahalılık nedeni ile ekonominin güneye kaymaya başlaması sonucunda gelirleri artıramaması, tasarruf yapmaması ve gereksiz, partizan istihdamlar ve aşırı savurganlıktan vazgeçmemesidir