• “BEN ONUNCU REKTÖR VEKİLİYİM…” Önemli olan yasanın başarı ile geçmesi, başarı ile demokratik bir seçim yapılması ve bundan sonra işlerin bu şekilde devam etmesi… Demek ki bu üniversitede 10 kez vekalet yapılmış. Her vekaletin anlamı da üniversitede sıkıntı var demektir.”
• “HEP AYAK OYUNLARI İLE REKTÖRLÜK OLDU…”“Önemli olan DAÜ’nün bu bilimsel yetkinliğine yakışan rektörlerin buralara gelip bu işleri yapmasıdır…. Ayak oyunları ile rektörlük olmasın… Biz üniversitede ayak oyunları ile rektör hiçbir zaman istemedik ama hep böyle olmuştur”.
• “ÖZERK DEMOKRATİK DAÜ YILLARDIR PLANLANIYOR…” Prof. Dr. Osam, “Üniversitenin özerk, demokratik olması planlanıyor, ben üniversiteye girdiğim günden bu yana bu sözcükleri duymaktayım, dilerim bu sözcükler çok kısa bir süre sonra gerçekleşir”.
• ”KÖTÜ DÖNEMİ GERİDE BIRAKTIK… ““Yaşanan sıkıntıların üniversiteyi de etkilediğini kaydeden Osam, “İç huzurun sağlanması, hocaların rahat etmesi, öğrencilerin kaygı duymaması gerekir. Kısa da olsa sıkıntılı bir dönem yaşadık, özellikle de mahkemeler döneminde… O kötü dönemi geride bırakmış bulunuyoruz” dedi.
• “DAÜ SAYILARLA UĞRAŞACAK BİR ÜNİVERSİTE DEĞİLDİR”… “Üniversite demek öğrenci sayısı demek değildir. Ne yazık ki memlekette böyle bir kanı var. Böyle bir önyargı oluştu” diyen Prof. Dr. Necdet Osam, halbuki üniversitelerin bilimin yeşerdiği ve bilimin insan hayatına katkı koyduğu yer demek olduğunun altını çizdi.
Meltem SONAY
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ’ Rektör Vekili Prof. Dr. Necdet Osam, Hükümet’in öncelikli hedefleri arasında olan ve bir süredir de Meclis’in ilgili komitesine çalışmaları süren ‘Özerk DAÜ Yasası’nın, ivedilikle Meclis’ten geçmesi, DAÜ’nün de özerk, demokratik yapıya kavuşması temennisini belirtti.
Yaşanan sıkıntılar, geçmişten gelen sorunlar ve DAÜ’nün bugünkü durumuna ilişkin YENİDÜZEN’in sorularını yanıtlayan Rektör Vekili Prof. Dr. Osam, mahkemelerden uzak, toplumsal barış anlayışı ve özellikle de DAÜ’ye yakışır bilimsel ve evrensel eğitim anlayışı ile görevlerini sürdürdüklerini ifade etti.
“DAÜ sayılarla uğraşacak bir üniversite değildir”
DAÜ’nün ‘doğal sürecini’ yaşadığına işaret eden Rektör Vekili Prof. Dr. Necdet Osam, belli bir düzeye gelen üniversitenin, yeni oluşumlarla yoluna devam ettiğini ifade etti.
DAÜ’nün, ‘olgun, büyük bir üniversite’ olduğunun altını çizen Prof. Dr. Necdet Osam, “DAÜ sayılarla uğraşacak bir üniversite değildir” şeklinde konuştu.
“Üniversite demek öğrenci sayısı demek değildir. Ne yazık ki memlekette böyle bir kanı var. Böyle bir önyargı oluştu” diyen Prof. Dr. Necdet Osam, halbuki üniversitelerin bilimin yeşerdiği ve bilimin insan hayatına katkı koyduğu yer demek olduğunun altını çizdi.
“Bunlar unutuluyor, insanlar öğrenci sayıları ile belli çıkarsamalar yapmaya çalışıyor. Bunlar yanlış yaklaşımlardır. Tabi ülke bağlamında bakıldığında, öğrenci sayısı Kuzey Kıbrıs için önemlidir” diyen Osam, öğrencinin yıl içerisinde bıraktığı katma değerin ekonomik bir olgu olduğuna işaret ederken, işin bir de ‘bilimsel olgusu’ olduğuna vurgu yaptı.
Üniversitelerin topluma yaratacağı bilimsel değerlerle katkı koyması gerektiğinin altını çizen Osam, bu noktada da öğrenci sayısını ikinci sıraya koyduğunu kaydetti.
“5 Ekim itibarıyla yeni öğrenci sayısı: 4 bin 770”
DAÜ’nün bu yıl hem LYS’de, hem de DGS’de gösterdiğine işaret eden Osam, hedeflenen 20- 21 bin bandına yaklaşıldığını açıkladı.
5 Ekim itibarıyla birinci sınıfa kayıt yapan öğrenci sayısının 4 bin 770 olduğunu kaydeden, hedeflerininse 5 bin 500’le, 6 bin arasında olduğunu belirtti. Kuzey Kıbrıs’tan 769,Türkiye’den 2 bin 534, üçüncü ülkelerden de bin 474 yeni öğrencinin kayıt yaptırdığını açıklayan Osam, üniversiteye öğrenci akışında bir sıkıntı olmadığının altını çizdi.
“Üniversite altın çağını yaşıyor”
“Zaman zaman duyuyoruz, ‘yok üniversiteye az öğrenci geldi, yok üniversite kötü durumdadır’… Hayır efendim, üniversite altın çağını yaşamaktadır” şeklinde konuşan Prof. Dr. Osam, “Birileri yarın diyecek ki rektör abartıyor, abartmıyorum. Sayılar ortada…” şeklinde devam etti.
“DAÜ standartları koyan bir kurum”
DAÜ’nün son derece prestijli bir kurum olduğunun altını çizen Prof. Dr. Necdet Osam, DAÜ’nün üniversite bağlamında standartları da koyan bir kurum olduğuna vurgu yaptı.
Prof. Dr. Osam’ın ifadeleri devamla şöyle:
“Bunu söylerken kimseyi rencide etmek istemiyorum. Bu üniversite kurulduğu günden itibaren en iyiyi hedeflemiştir. Bu en iyiyi hedefleme bütün yönetimler boyunca da gerçekleşmiştir. Bu bir bayrak yarışıdır, önemli olan bu bayrak yarışında en iyi performansı çıkarmaktır. Biz de bunun için uğraşıyoruz”.
“Taban puanı da uygulansa, DAÜ problem yaşamazdı… Öğrenci kaliteyi tercih ediyor”
Türkiye’de taban puanlarının uygulandığına işaret eden Osam, bizde de taban puanları uygulanmış olsaydı, DAÜ’nin hiçbir problem yaşamayacağına işaret etti.
Osam’ın konuyla ilgili ifadeleri devamla şöyle:
“446 tane taban puanı bağlamında birinci sıraya oturan öğrencimiz var. Bu basit bir olay değildir, öğrenci kaliteyi tercih etmiştir. DAÜ’nün kalitesini hiç kimse tartışamaz, yapmış olduğu uluslar arası yayınlar bir tarafta, açmış olduğu programların niteliksel bağlamda akredite edilmesi başka bir tarafta… 113 farklı ülkeden öğrenci var burada…
Bu öğrenciler basit bir diploma için değil, üniversitenin kalitesi belirlenmiştir. DAÜ 25 bin üniversite arasında 1436. sıradadır. Kıbrıs’ta en yakınımız 1900’ün üzerinde bir sıradadır.
ÖSYM bu yıl, bir öğrenci Hukuk ve Tıp Fakülteleri’ne yerleşecekse, minimum puanları olması gerektiğini söyledi. ÖSYM bu yıl bunu Kıbrıs’taki üniversitelere uygulamadı ama önümüzdeki yıl uygulayacak. Bu yıl yerleşen öğrencilerde DAÜ’nün oluşan taban puanları bu minimumların üzerindedir. Önümüzdeki yıl diğer üniversiteleri böyle bir tehlike bekliyor. Bu yılki Hukuk ve Tıp Fakülteleri’nin yanına önümüzdeki yıl Mühendislik ve Mimarlık Fakülteleri de eklenecek. Bu Kuzey Kıbrıs üniversiteleri için büyük bir tehlike olabilir.”
“2009’dan bu yana en yüksek yerleşme ve kayıt yüzdesi bu yıl…”
Sayılarla ilgili ‘resmi verileri’ de paylaşan Rektör Vekili Prof. Dr. Necdet Osam, 2009-2015 yılları arasında Lisans Yerleştirme ile ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti’nden öğrenci akışı verilerini açıkladı.
“2009 yılında DAÜ’nün 4 bin 42 kontenjanına, yerleşen öğrenci sayısı 1174 iken, yerleşme yüzdesi % 29, kayıt yapan 768 öğrenci, kayıt yüzdesi ise %65’ti.
2010 yılında ise, 4 bin 830 kontenjana yerleşen öğrenci sayısı 1018, yerleşme yüzdesi %21, kayıt yapan 736, kayıt yüzdesi de %72’ydi.
2011 yılında, 4 bin 38 kontenjana yerleşen 1405, yerleşme yüzdesi %35, kayıt yapan öğrenci sayısı 1141, kayıt yüzdesi de % 81 olarak gerçekleşti.
2012 yılında kontenjan 3 bin 419’a düşerken, yerleşen öğrenci sayısı 1495, yerleşme yüzdesi %44, 1213 kayıtla da % 81 kayıt yüzdesi gerçekleşti.
2013 yılında 3 bin 368 kontenjana 1773 öğrenci yerleşti, %53 yerleşme yüzdesi, 1511 öğrenci kayıt yaptı, % 85 kayıt yüzdesi gerçekleşti.
2014 yılında 3 bin 513 kontenjana 2029 öğrenci yerleşti, yerleşme yüzdesi %58, kayıt yüzdesi %85,80 oldu.
2015 yılında ise verilerin alındığı en son güne göre, 3141 kontenjana 2111 öğrenci yerleşmiş, yerleşme yüzdesi %67 olarak gerçekleşmiş ki 2009’dan itibaren en büyük yerleşme yüzdesidir, 1854 kayıt yapan öğrenciye göre ise kayıt yapan öğrenci yüzdesi %88 olmuştu. Şu anda kayıtın artmasıyla oran da %90’lardadır.”
Prof. Dr. Necdet Osam, 2009 yılından bu yana ‘yetenekle yerleşme’ oranlarında da ciddi bir artış olduğunu vurguladı.
“Harçlar yükseldi, buna rağmen geçen yılki rakamların üzerine çıktık”
“Kimse bilmeden yalan yanlış haber vermemeli” diyen Osam, yerleşme oranı ve rakamlarının ‘kontenjan sayısına göre’ dikkate alınması gerektiğine işaret etti.
Kuzey Kıbrıs’a gelen öğrencilerin çoğunun artık ‘burslu’ programları tercih ettiğine de işaret eden Osam, “Öğrenciler üniversitelere harç yatırmıyor… Rektörlüğümüz bu yıl bir düzenleme yaparak harçları artırdı.
ÖSYM’nin yaptığı bir düzenleme oldu ve çok öğrenci gelen bazı bölümlerin kontenjanları ÖSYM kaynaklı düşürüldü. Buna rağmen geçen yılki rakamların üzerine çıktık” dedi.
Yapılan detaylı araştırma sonucu fiyat artırımına gidildiğini ve öğrencinin bilinçli olduğu ve kaliteyi tercih ettiğinin de ortaya çıktığını ifade eden Osam, “Bu bizim için ciddi bir imtihandı, başarıyla geçtik” şeklinde konuştu, yerleşen öğrencilerin bu anlamda üniversite bütçesine katkısının da diğer dönemlerden çok daha fazla olduğunu açıkladı.
“Biz özel bir üniversite değiliz, sorumluluğumuz çok yüksek!”
“Biz biz devlet üniversitesiyiz ve asla üniversiteyi ticari bir meta olarak görmüyoruz” diyen Osam, DAÜ’nün özel bir üniversite olmadığına ve sorumluluklarının çok yüksekolduğuna vurgu yaptı.
Prof. Dr. Osam, “Her üniversitenin sorumluluğu çok yüksektir ama bizim sorumluluğumuz farklıdır. Biz insanlara en iyi eğitimi vermekle mükellefiz. Hangi ülkeden gelirse gelsin, öğrencilerimize en iyi eğitimi vermeliyiz ki, tanınmamış devletimizin ne kadar ileri boyutlarda bir eğitim seviyesine mazhar olduğunu göstermeliyiz” şeklinde konuştu.
“DAÜ, geleceği kalitede gören bir üniversitedir”
DAÜ’nün üzerine düşen eğitim, araştırma ve sosyal sorumlulukları bir fiil yerine getirdiğine vurgu yapan Osam, “DAÜ konjonktürel bir üniversite olma niyetinde değildir, DAÜ kaliteye yatırım yapan, geleceği kalitede gören bir üniversitedir” dedi.
Yaz döneminde üniversitenin akreditasyon çalışmalarında yer aldığını ifade eden Osam, Psikoloji Bölümü’nün akredite olduğunu belirtti. DAÜ’den mezun bir psikoloji mezunun, dünyanın herhangi bir yerinde psikolog olarak görev yapabildiğine vurgu yapan Osam, Irak’ta tek tanınan üniversitenin DAÜ olduğunun ve devlet bursu verilebilecek üniversiteler listesine de girdiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Osam DAÜ’nün, İran’da da koşulsuz akredite olmuş tek üniversite olduğuna vurgu yaptı.
Osam, DAÜ’nün çalışma hayatından yüksek öğrenimdeki kaliteye kadar, her anlamda standartları belirlediğini yineledi.
“Sayılarla ‘Amiral Gemisi’ olunmaz!”
DAÜ’nün kurulduğu günden bu yana önemli bir eğitim kurumu olarak devam ettiğini ifade eden Osam, “Bu önemli kuruma çeşitli yakıştırmalar yapılmaktadır. Kıbrıs’ın amiral gemisi denmektedir… Evet, doğrudur. Amiral gemisi olma kavgamı öğrenci sayıları ile ilgili değil. Bunu Kuzey Kıbrıs Halkı bilmek mecburiyetindedir” dedi.
Sayılarla bir noktaya varılmadığını vurgulayan Osam, önemli olanın kurumun kimliği ve topluma verdiği değerler, bilimsel bağlamda kattığı çalışmalar olduğunun altını çizdi.
“Öğrenci sayısında şu kadar yükselme oldu, alçalma oldu, bunların amiral gemisi olmakla hiç ama hiç ilgilisi yoktur” diyen Prof. Dr. Osam, “Sayılarla yalan söyleyebilirsiniz, oynayabilirsiniz ama kimlik olarak topluma kazandırdıklarınla oynamazsınız” şeklinde konuştu.
“Tüm üniversiteler de en iyi eğitim kaygısı ile hareket etmeli…”
Osam, DAÜ’nün topluma hizmetlerinin sınırsız olduğuna da işaret etti, tüm bakanlılara, belediyelere hizmet verdiğinin altını çizdi, eğitimin temel amaç, bilimsel çalışmanın vizyonun önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Osam, yaptıkları işle de gurur duyduklarını belirtti. Her türlü öğrenciyi kabul etme gibi bir niyetleri de olmadığını ifade eden Osam, DAÜ’nün en iyi eğitim, bilimsel anlamsa en iyi hizmet kaygısı ile hareket ettiğini ve tüm üniversitelerin de bu kaygı ile hareket etmesi gerektiği düşüncesini paylaştı.
‘Kuzey Kıbrıs’ı üniversite kirliği’ haline getirmeyelim…
YÖK Başkanı’nın buraya gerçekleştirdiği üst düzey ziyarette, ‘Kuzey Kıbrıs’ı üniversite kirliği’ haline getirmeyelim vurgusu yaptığını aktan Osam, sürekli bir program açma, bir şeyleri yenileme niyetinde de, en iyiyi nasıl daha iyiye götürebiliriz niyetinde olunması gerekliliğine vurgu yaptı.
Dikey Geçiş Sınavı’yla yapılan yerleştirmelerdeki kısıntının da bundan sonra olduğuna işaret eden Prof. Dr. Osam, Kuzey Kıbrıs’taki tüm üniversiteleri olumsuz etkileyebilecek adımlardan kaçınılması gerektiğine dikkat çekti.
--------------------------------------------------------------------------------
DAVALAR, MAHKEMELER, SIKINTILAR…
“Çok sıkıntılı bir dönem yaşandı… O kötü dönemi geride bıraktık…”
“Makamlar ve mevkiler her zaman geçicidir, biz hocaların esas görevi sınıftadır, bilim alanıdır” diyen Prof. Dr. Necdet Osam, “Bu yapmakta olduğumuz görevler geçici görevlerdir. Bunu da bilerek hareket ediyoruz” şeklinde devam etti.
“Göreve gelişimizin nasıl olduğu biliniyor… Bize bir görev verildi biz de bu görevi aldık, birisinin bu görevi yapması gerekirdi. Bu ben olmasam bir başkası olacaktı” diyen Osam, yaklaşık bir yıldır görevde olduğunu ve büyük sıkıntılar da yaşandığını kaydetti.
Yaşanan sıkıntıların üniversiteyi de etkilediğini kaydeden Osam, “İç huzurun sağlanması, hocaların rahat etmesi, öğrencilerin kaygı duymaması gerekir. Kısa da olsa sıkıntılı bir dönem yaşadık, özellikle de mahkemeler döneminde” şeklinde konuştu.
Üniversite’nin, özellikle de rektör yardımcılarının bu süreçte çok basiretli davrandığına işaret eden Osam, “Üniversitenin yara almaması için gayret gösterdiler, o kötü dönemi geride bırakmış bulunuyoruz” dedi.
“Yıllarca keyfi bir şekilde imzalanmamış olan Toplu İş Sözleşmeleri imzalandı”
Makamların gelip geçici olduğuna ve en iyisi için çalıştıklarına dikkat çeken Osam, öncelikle üniversitenin bütçesini düzeltmek için çok emek harcandığını kaydetti.
Üniversitenin bütçesinin düzelmeye başladığını, yıllarca keyfi bir şekilde imzalanmamış olan Toplu İş Sözleşmeleri’nin imzalandığını aktaran Prof. Dr. Osam, sözleşmede bulunan hakların bir fiil yansıtılması için de çalışmaların sürdüğünü belirtti.
Haksız bir şekilde görevlerine son verilen öğretim görevlilerinin görevlerine geri döndüğünü hatırlatan Osam, “Ama Göç Yasası ile görevlerine iade ettik, o da ayrı konu… Bu da bir haksızlık belki ama yuvalarına buruk da olsa geri döndüler” dedi.
--------------------------------------------------------------------
‘ÖZERK DAÜ’ için yasa…
“Yıllardır Özerk, demokratik DAÜ sözcüklerini duyuyorum… Dilerim olur…”
Hükümet’in öncelikli hedefleri arasında bulunan ve Meclis Komitesi’nde de bir süredir çalışılan ‘DAÜ Yasası’na ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Rektör Vekili Osam, “Üniversitenin özerk, demokratik olması planlanıyor, ben üniversiteye girdiğim günden bu yana bu sözcükleri duymaktayım, dilerim bu sözcükler çok kısa bir süre sonra gerçekleşir” şeklinde konuştu.
“Yasa Tasarısı’yla ilgili rapor hazırladık… Sunacağız”
Şu anda bir çalışılan yasa tasarısına ilişkin zaman zaman kendilerinin de görüşlerinin sorulduğunu ifade eden Osam, “Kendilerine bazı konularda ifade ettik, biz de kendi içimizde yasanın sıkıntılı noktalarını avukatlarımızla birlikte tartıştık, rapor hazırladık, bizi ziyaret ettikleri zaman bu raporu kendilerine sunacağız” dedi.
“İşgal amacımız da girişimimiz de olmamıştır”
“Yasa yapılmalıdır, Meclis’ten ivedilikle geçmelidir, ‘özerk, demokratik’ kavramlarının hayata geçirilmesi sağlanmalıdır” diyen Prof. Dr. Osam, “Amacımız herhangi bir pozisyonu işgal etmek değildir, ya da böyle bir pozisyonu işgal etmek içi bizim girişimlerimiz olmamıştır” şeklinde devam etti.
“Yasanın geçmesiyle görevimiz sona erecek… Kazanın elini sıkacağız”
“Ben ve ekibim o dönemde üzerimize düşeni yapmışızdır ve yasanın geçmesiyle bizim görevimiz de sona erecektir” diyen Osam, yasanın ‘seçimi’ öngördüğüne işaret ederken, “Adaylar girip yarışacak, kazananların elini sıkacağız, görevi devredeceğiz” dedi.
“Ayak oyunları ile rektörlük olmasın…”
Prof. Dr. Osam’ın ifadeleri devamla şöyle:
“Birilerinin kafasını almak, canını acıtmak değildir amacımız… Bu üniversitede medeni bir geleneğin oluşmasını sağlayacağız. Şu andaki sistem, ya da bütün rektörlük tarihine bakarsanız ki esasında böyle bir kitap yazmayı da düşünüyorum, ‘DAÜ’de Rektörlük Tarihi’ diye, hep sorun vardır.
Ben onuncu Rektör Vekiliyim… Demek ki bu üniversitede 10 kez vekalet yapılmış. Her vekaletin anlamı da üniversitede sıkıntı var demektir. Demek ki üniversite bu rektör vekilleri ile sürekli bir geçişe uğramıştır. Şimdi de bu geçiş sanırım en ciddi geçiş oluyordur çünkü ciddi ciddi bir yasa çalışması vardır ve bu çalışma sonrası da hedeflenen bir rektörlük seçimi vardır.
Önemli olan yasanın başarı ile geçmesi, başarı ile demokratik bir seçim yapılması ve bundan sonra işlerin bu şekilde devam etmesi, DAÜ’nün bu bilimsel yetkinliğine yakışan rektörlerin buralara gelip bu işleri yapmasıdır.
Ayak oyunları ile rektörlük olmasın… Biz üniversitede ayak oyunları ile rektör hiçbir zaman istemedik ama hep böyle olmuştur”.
“‘Yerli- yersiz’ işten çıkarmalar nedeniyle 80 küsur dava, yüklü tazminatlarla karşı karşıyayız…”
Üniversite’nin önceki dönemlerde ‘yerli- yersiz’ işten çıkarmalar nedeniyle 80 küsur dava ile karşı karşıya kaldığına işaret eden Osam, davalardan 73’ünün öğretim üyelerince açıldığını açıkladı.
Önceki gün tamamlanan, eski bir dekanın açtığı davalardan birinin yüklü tazminatının önlerine geldiğini açıklayan Prof. Dr. Osam, bundan önce de 11 yıl önce işten çıkarılan rektörlüğün hukuk danışmanının davasının tamamlandığını ve çok yüklü tazminatının geldiğini belirtti, “Bunlar artık düzelmek zorundadır” şeklinde konuştu.
Din İşleri Dairesi, Vakıflar İdaresi ile bile mahkemelik olunduğuna işaret eden Rektör Vekili Osam, toplumda liderlik üstlenmiş bir üniversitenin, değerler silsilesini yansıtması gerekirken, yansıtılamadığını belirtti. Bu yanlışların maddi bedelleri yanı sıra manevi bedellerinin de çok yüksek olduğuna vurgu yapan Osam, yeni yönetim olarak mahkemelerden uzak durmanın birincil görevleri, toplumsal barışı sağlamanın da en önemli hedefleri olduğunu vurguladı.
“Öğretim üyeleri ile mahkemeleşmek bizim görevimiz değildir ve bundan kaçınacağız” diyen Osam, verimli ve huzurlu bir durum sergilemek zorunda olduklarına vurgu yaptı.
“Tüm üniversitelerle işbirliğine açığız”
2015-2016 yılını hayırlı ve uğurlu olması dileğini belirten DAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Necdet Osam, temennisinin de tüm üniversitelerin birlik ve beraberlik, dayanışma içerisinde eğitim hedeflerini gerçekleştirmesi olduğunu ifade etti. Osam son olarak, “Tüm üniversiteler kardeştir, bizler yaş olarak üniversite bağlamında büyük kardeş olabiliriz, bu bizim yola önce çıkmamızdan kaynaklanmaktadır. Tüm üniversitelerle iş birliği yapma, belirli hedeflere birlikte gitme konusunda hiçbir çekincemiz yoktur. Her konuda diğer üniversitelerle paydaş olarak bulunabilme imkanımızın olduğunu da belirtmek isterim. Tüm öğrencilere de hayırlı, başarılı bir eğitim yılı dilerim” şeklinde konuştu.