Beylerbeyi Dr Ali Özsoy Stadı’nda iki renktaş ekip, bölge derbisinde karşı karşıyaydılar. Her iki takım da sahaya aynı tertiple sahadaydı. Türk Ocağı’nda Davut libero, Sedat ve Nurcan stoper konumunda başlarken, rakibin etkili oyuncusu Moris’i kontrol etme adına, stoper oynamasına alıştığımız Yunus orta sahada görev aldı. Ev sahibi ekip ise liberoda Hüseyin Özbaysal, stoperlerde ise Emre ve Taner’le oyuna başladı. Geçen haftanın etkili ismi Sesay’i ise Ali Akbulut ile tabiri cayiz ise “kene” markajına alınmıştı. Hemen hemen iki hoca da rakibi durdurmak adına ayni planı yapmışlardı.
Maçın başlamasıyla takımlar atak girişimlerine başlayınca, Türk Ocağı’nda Yunus’un Moris’i kontrol etmekte zorlandığı görüldü. Seyyar oynayan Moris, topla buluştuğu an etkili hareketler yapıyor, atakların mimarı oluyordu. Bir de ona Nurettin ve kaptan Kamil eklenince ortasaha üstünlüğü Tatlısu’ya geçmiş oluyordu. Ocak stoperleri bir türlü ortasahadan gelen paslarda ileri uç adamlarını kontrol edemiyorlardı. Defansın arkasına atılan topların sıklığı nedeniyle konuk ekip iki sakat verdi. Kaleci Ali maçın hemen başında, libero Davut ise ilerleyen dakikalarda adale problemi nedeniyle oyun dışı kaldılar. Zorunlu değişiklikler yapmak zorunda kalan konuk ekibe ikinci darbe de yenen goller oldu. Defansta kademe anlayışının kaybolmasından gelen iki gol. Şimdi bu durumdan sadece defans oyuncuları mı sorumlu? Kesinlikle hayır. İleri uçtan başlayıp orta sahaya kadar, oynayan tüm oyuncular bunun sorumlusudur. Maç boyunca, kendisi de ne yaptığını anlayamayan ve bana göre ülkemizin en yetenekli oyuncularından Murat Gertik, sadece top ezdi, yerde kaldı vs. Ediz ki bu takımın en eski oyuncularından ve en çok şey beklenen adam konumundaki biri olarak bu kadar etkisiz oluşu düşündürücüydü. Hele hele genç oyuncu Ahmet Cılbağın tel tel dökülmesi hiç ona yakışmadı.
Mücadeleci oyunu, rakibi dağıtan presinden eser yoktu. Demek ki kendine hiç bakmıyor. Tüm bunlar birleşince darmadağın bir takım görüntüsü ortaya çıkıyor. Her şeyi Sesay’den beklemek de mantıklı olmaz. Geçen hafta Lefke ikramlarını değerlendirmesi aldatmasın. Markaj altında ne yaptığını gördük bugün. Türk Ocağı Takımı birtakım sorunları kendi içinde halledip henüz vakit varken toparlanmalıdır. Gidişat iyi değil.
Ev sahibine gelince. İlk hafta nasıl oynadılar bilemem. Ama sonuçta farklı kaybettiler. Bu günkü mücadeleleri kayda değerdi. Ancak daha fazla pozisyon üretip gol bulmaları gerekir. Her takımı Ocak kadar kötü yakalayamazsınız. Defansta stoperler hemen hemen hiç hata yapmadı. Tabii bunda Ocak oyuncularının topu ısrarla havadan oynamaları da etkili oldu. Kalede güven veren bir kaleci var.Ama açıkçası liberoda oynayan Hüseyin Özbaysalın hareketli forvetler karşısında ne yapacağını merak ediyorum. Orta sahada serbest oynayan Moris bildiğimiz gibi çok kaliteli bir yabancı oyuncu. Sonradan oyuna giren Allen’in hazır olmadığını herkes gördü. Kaptan Kamil ve Nurettin’i beğendim. İleride Emin fizik olarak gösterişli bir oyuncu ama daha verimli oynamalı. Açıkçası Tatlısu takımı rakibine göre iyi şeyler yaptığı kesin. Ama unutulmaması gereken şey Türk Ocağı’nın hiçbir şey yapmamasıdır. Kazanırken eleştiri yapabilmek, sıkıntıları görebilmek önemlidir. İkinci yarıya 2-0 önde başlayan bir takımın şuursuz ataklar yapmaya çalışan rakibi karşısında ne kadar panik yaptığını herkes gördü. Bir de gol yeseler ne olurdu kim bilir? Sonuç olarak hak eden kazandı dünkü maçta.
İki şeye değinmeden de geçemeyeceğim. Birincisi maç öncesi seremonisine her futbolcunun yanında çocukların da çıkması hoş bir görüntüydü. İkincisi ise konuk ekibin yedek kulübesinin hemen yanında taç çizgisini de içine alan bataklığa dönüşen bir bölge var. Sakatlık riski veriyor. Aman biri ayağını kırmadan düzeltilsin. İlgililere duyurulur.