Didem MENTEŞ
Süpermarket İşletmecileri Platformu Başkanı Tanser Nizam askeri kantinlerin kayıt altına alınması gerektiğini savundu, “Bu memleketteki perakende sektörünün %30’unu askeri kantinler ve ordu pazarları ele geçirdi. Kazançlarından bir tek kuruş bu devlete vermiyorlar. Bir çıkar grubu bu paralara el koyuyor. Bu meblağ 500 milyon TL’lik bir meblağdır” dedi.
İç Hizmet Yasası’nın 67 ila 68’inci maddelerinin çok açık olduğuna işaret eden Nizam, “Askeri kantinler asgari personelin ihtiyaçlarını gidermek içindir” şeklinde konuştu.
“Asker için de ithal ettiği ürün de var ise KDV, gümrük, fon ödemez. Bu kantinler ise tırlar ile çocuk bezi getirir, saç boyası getirir? Asker, çocuk bezi mi ya da saç boyası mı kullanır?” diye soran Nizam
“Bu kadar mal kime gider? Bu mallardan bu devletin kaybı 100 milyon TL’yi aşkındır” dedi.
Askeri kantinleri “kayıt dışı aktivitelerin başında gelen kurumlar” olarak yorumlayan Nizam “Bazı mallarda biz daha ucuzuz ama devletten çaldıkları para 100 milyon TL’yi geçer. Bunlar rant grubudur” dedi.
Nizam “Artı kazandıkları paradan hiçbir vergi de ödemiyorlar. Nasıl bir yolsuzluk bu? Bu resmen kaçakçılıktır” şeklinde konuştu.
“Bu memleketteki perakende sektörünün %30’unu askeri kantinler ve ordu pazarları ele geçirdi. Kazançlarından bir tek kuruş bu devlete vermiyorlar. Bir çıkar grubu bu paralara el koyuyor. Bu meblağ 500 milyon TL’lik bir meblağdır”
Marketler arasındaki fiyat farklarının sebebi tüccar
Süpermarket İşletmecileri Platformu Başkanı Tanser Nizam, son dönemlerde marketler arasındaki fiyat farkının tüccarlardan kaynaklandığını ifade ederken, Hükümetin bazı gıdalarda fiyat dondurabileceğini de savundu.
Bazı tüccarların malları stoklayarak ne eski, ne de yeni fiyattan mal verdiğini savunan Nizam, “marketçi de malı varsa rafa koyacak yoksa boş kalacak, ya da yeni fiyatı ürüne yansıtacak” dedi.
Marketlerde aynı ürünler arasındaki fiyat farkının ürünlerin stok miktarından kaynaklandığını anlatan Nizam, stoku olan bir marketin eski fiyattan, stoku biten bir marketin yeni fiyattan ürünü sattığı için far oluştuğunu aktardı.
Kriz döneminde Hükümetin 100 çeşit temel gıda maddesinin fiyatını dondurarak halka yansıtabileceğini söyleyen Nizam, “Hükümet bu gıdaların fiyatlarını donduracak. Merkez Bankası’ndan ucuz Türk Lirası’ndan alınan Dolar veya Euro’ları bu işe ayıracak. Bu fondan ithalatçıyı ödeyecek. Hem tüccar hem de marketçi kâr marjını indirecek. Bu dönem geçene kadar fiyatlar sabitlenmiş olacak” önerisinde bulundu.
Tanser Nizam, ayrıca askeri kantinlerin ve ordu pazarlarının haksız rekabete yol açtığını, Hükümetin bunları kayıt altına alarak, büyük miktarda gelir elde edebileceğini de dile getirdi.
“100 çeşit temel gıda fiyatı dondurulsun”
Bu dönemde herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyleyen Tanser Nizam, önerilerde bulundu:
“Bu kriz döneminde Hükümet, ithalatçı, tüccar, marketçi ve halk aynı gemideyiz. Savunma psikolojisi ile herkes kendi kabuğuna çekilirse, bu gemi batar. Bizim ülkemizde ki yürütme erki dövize müdahale edemiyor. İthalatçı firmanın TL ile geldiğini sandığımız bütün malları, Dolar veya Euro ile ithal ediyor. TL ile alınan hiç bir mal yoktur. Faturada TL yazar ama döviz üzerinden çevrilir. Sonra marketçiye veriyor marketçi de malın cinsine göre 10 ya da 20 lira olan kârını üzerine koyup, halka tedarik ediyor. Bu iş zincirleme gelişiyor. Eğer bu zincirde bir kopukluk olurda herkes kendini korumaya kalkarsa bu gemi daha kolay batar, sizin şahsi korumanızda bir işe yaramaz hep beraber gideriz. Onun için en başta yürütmenin bazı tedbirler alması lazım ama somut tedbirler.”
“Diyebilirler ki ‘biz bu çalkantılı dönemde şeker, pirinç, yağ gibi 100 çeşit temel gıdanın fiyatını donduruyoruz”
“Bazı tedbirler aldılar ama yeterli değil. Örneğin insanların en önemli kullanımları nedir? Temel gıda beslenme maddeleridir. Diyebilirler ki ‘biz bu çalkantılı dönemde şeker, pirinç, yağ gibi 100 çeşit temel gıdanın fiyatını donduruyoruz. İthalatçıya da bizim Merkez Bankası’ndan ucuz Türk Lirası’ndan aldığımız Dolar veya Euroları bu işe ayırıyoruz. Fiyatlar yükselmeyecek bu belirlediğim 100 çeşit malın faturalarını bu fondan biz size ödeyeceğiz ve fiyat yükseltmeyeceksiniz. Hatta kar marjınızda bu seçilen 100 çeşit malı da indireceksiniz, marketçiye vereceksiniz, marketçide kar marjını indirecek. Ve bu çalkantılı dönemler geçene kadar en temel zaruri gıda maddelerinin fiyatları sabitlenmiş olacak.
“Fiyat farkı stoktan ve tüccarlardan kaynaklanır”
Şu an ki sistemin karmaşa içersinde bir sistem olduğunu savunan Nizam, “Neden? Sayın Başbakan birkaç marketi dolaşmış farklı fiyatlar görmüş ve bu tuhafına gitmiş. Neden gidiyor? Örneğin benim 10 bin çeşit ürünüm var burada. Tüccar selpak tuvalet kağıdının fiyat listesi 36 TL yaptı ama ben halen daha ellimdeki stoktan 29.90 TL’ye veriyorum. Papia 36 TL oldu ama ben hale daha 29.90 TL’ye satıyorum. Şimdi başka bir markete giderseniz stoku bitmiş ve yeni fiyattan ürün almışsa kaça satacak? Yeni fiyattan satacak. O fiyat 40 lira uçurum çıktı. Hadi o 40 liraya satanı suçla! Ben ucuza satabiliyorum çünkü stokumda var ama onun yok. Başka bir malda da onun stoku var benim yok. Dolayısıyla bu fiyat artışları marketçilerden kaynaklanmaz” dedi.
“Tüccar mal yollamıyor”
Marketlerdeki fiyat farkının marketlerden değil tüccarlardan kaynaklandığına işaret eden Nizam, “bazı tüccarlar bize fiyat listesi yolluyor. Ama eski fiyattan da yeni fiyattan da mal yollamıyor. Savunmaları da biz yeni fiyattan mal vermedik. Eski fiyattan birçok tüccar bize raflık mal dahi yollamadı. Neden? ‘Benim stokumdadır neden vereyim, ben bu malı dolarla getirdim şimdi verirsem yerine koyamayacağım. O zaman marketçiye neden vereyim’ diyor. O zaman marketçi de rafa neye koyacak? Mal var ise koyacak ya boş kalacak ya da yeni fiyattan aldığında yeni fiyattan koyacak” şeklinde konuştu.
“Marketçiler kötü durumda”
Şu anda en kötü durumda olan marketçiler olduğunu savunan Nizam, “Marketçiler halk ile bil fiil muhataptırlar. Örneğin bugün sabun almaya 70 yaşlarında bir kadın geldi. Rafımda 30 tane sabun vardı hepsini aldı. Utandım bir şey diyemedim. Şimdi ben onu eski fiyattan aldım eski fiyattan satıyordum. Kadına saygımdan dolayı hiç bir şey diyemedim. Çalışanlarımı uyardım ‘3-5 taneden fazla vermeyin’ dedim. Çünkü herkes eski stoktan alabilsin. Ama ben ithalatçı şirkete bana sabun yollayın dediğimde bana onun bir buçuk katından fiyat veriyor. En mağdur durumda olan gerçekten marketçidir çünkü halkla muhataptır. Fiyatı yükselttiğinde yeni fiyatı aldığında halk marketçiye ‘neden yükselttin’ der. Acaba benim eski stokum bitti yeni aldım ne yapacaktım mecbur yükseltecektim. Müşteri ‘diğer markete bu ürün bu fiyata var’ diyor. Çünkü o markette bir miktar daha fazla stok vardı çünkü. Şimdi örneğin bir markete gitseniz adamın rafında Selpak 24’lü yoktur çünkü ben 29 TL’ye satıyorum o da 36 TL’ye alacak” şeklinde konuştu.
“Marketçiler hedef gösteriliyor”
Hükümetin, marketçi ve tüccarı suçladığını iddia ederek, eleştiride bulunan Tanser Nizam, şunları söyledi:
“Bu gün bu ülkede kayıt dışı bir sürü ekonomik aktivite vardır. Sen bunlarla ilgilenmiyorsun dönüp marketçiyi ve tüccarı suçluyorsun. Dönüyor tüccar ne yapıyor? Yeni fiyattan mal vermedim diyerek marketçiyi suçluyor. Ama ne eski fiyattan ne de yeni fiyattan mal veriyor. Tüccar bize fiyat listesi yolladı, ‘artık 10 liraya değil 15 liraya alacaksın’ diyor. O maldan benim rafımda 20 tane varsa, bunun 5 tanesini satayım, 15 liradan alacağımı bile bile 13 liradan satar mıyım? Tekrar sermaye koyarak sattığım ürünü yerine koymam mümkün değil. Ama tüccar ellindeki eski fiyattan ithal ettiği malı bana veriyor eski fiyattan vermiyor. Hükümet, ithalatçıya diyor mu ; ‘sen de temel gıda ithal ediyorsun, al ben de sana eski fiyattan doları vereyim’. Yok demiyorlar, marketçiyi suçlayıp hala hedef gösteriyorlar. Bu çok yanlış... Marketçi çok aciz durumdadır birçok marketçi ekonomik sıkıntıya düşmüştür. Çünkü sattığı malı yerine koymakta ekstra sermayeye ihtiyacı olmuştur. Ve bu gün bu memlekette tek doğru dürüst KDV, vergi, kurumlar vergisi ödeyen yerlerin en başında süper marketler geliyor”
“İç Hizmet Yasası’nın 67 ila 68’inci maddeleri çok açıktır. Askeri kantinler asgari personelin ihtiyaçlarını gidermek içindir”
“Askeri kantinler kayıt altına alınmalı”
4’lü koalisyonun göreve gelmeden önce yasa dışı işlerle uğraşacağını söylediğini ama bunu yapmadığını iddia eden Nizam, askeri kantinlerin kayıt dışı olarak haksız kazanç elde ettiğini belirtti. Hükümetin, askeri kantinleri kayıt altına alması ve vergi elde etmesi halinde büyük kazanç elde edeceğini aktaran Nizam, haksız rekabetin de ortadan kalkacağına dikkat çekti.
Nizam, “4’lü koalisyon ülkedeki yasa dışı işlerle uğraşacağını söyledi. Bu memleketteki perakende sektörünün %30’unu askeri kantinler ve ordu pazarları ele geçirdi. Kazançlarından bir tek kuruş bu devlete vermiyorlar. Bir çıkar grubu bu paralara el koyuyor. Bu meblağ 500 milyon TL’lik bir meblağdır. İç Hizmet Yasası’na göre askeri kantinler birliklerde kurulur. Birlikteki asgari personelin ihtiyacı karşılanır, vergi alınmaz ve o birliğin bütçe dışı ihtiyaçlarında kullanılır. Asker için de ithal ettiği ürün de var ise KDV, gümrük, fon ödemez. Bu kantinler ise tırlar ile çocuk bezi getirir, saç boyası getirir? Asker, çocuk bezi mi ya da saç boyası mı kullanır? Bu kadar mal kime gider? Bu mallardan bu devletin kaybı 100 milyon TL’yi aşkındır. Kayıt dışı aktivitelerin başında askeri kantinler ve ordu pazarları geliyor... Halka tedarik ettikleri ki sözde ucuzmuş. Bazı mallarda biz daha ucuzuz ama devletten çaldıkları para 100 milyon TL’yi geçer. Bunlar rant grubudur. Artı kazandıkları paradan hiçbir vergi de ödemiyorlar. Nasıl bir yolsuzluk bu? Bu resmen kaçakçılıktır. İç Hizmet Yasası’nın 67 ila 68’inci maddeleri çok açıktır. Askeri kantinler asgari personelin ihtiyaçlarını gidermek içindir” ifadelerini kullandı.
“Artı kazandıkları paradan hiçbir vergi de ödemiyorlar. Nasıl bir yolsuzluk bu? Bu resmen kaçakçılıktır”
“Yasalar uygulanmalı”
Tanser Nizam, “Hükümet bugün 20 milyon TL tasarruf yapacak diye çalışan memurun özlük haklarına müdahale etti. Sendikalar ile yüz göz oldu. Çalışanının kazandığı nedir zaten, en büyük darbeyi zaten halk yiyor. Arada da marketler darbeyi yiyor, sattığı malı yerine koyamıyor. Tüccara daha yüksek meblağ ödemek zorundadır. Sendikalarla, esnafla, halka ile bu dönemde birlikte olman gerekirken, çalışanın haklarına müdahale ediyorsun. Diğer taraftan yasadışı para kazananlara müdahale etmiyorsun. Ben öneri getiriyorum hükümete. Yasaları uygulayın ve yasa dışılıkları önleyin, gelirlerinizi artırın. En önce hükümet elini taşın altına koyacak. Gerekirse halkın en temel tüketim mallarının ithalatına gereken dövizi eski fiyattan kuru sabitleyecek. Bunu korudun mu zaten fakir fukara rahat eder” dedi.
“Asker için de ithal ettiği ürün de var ise KDV, gümrük, fon ödemez. Bu kantinler ise tırlar ile çocuk bezi getirir, saç boyası getirir? Asker, çocuk bezi mi ya da saç boyası mı kullanır?”
“Marketlerle, askeri kantinleri kıyaslamak züldür”
Tanser Nizam, YENİDÜZEN’de yayınlanan marketlerdeki fiyat karşılaştırmalarına da tepki gösterdi, şunları kaydetti: “Yasal platformda ticaret yapan marketlerle, aynı kefede olmadığımız yasa dışı ticaret yapan askeri ve ordu pazarlarının karşılaştırılmasını kabul etmiyoruz.
Yani kazancından gelir ve kurumlar vergisi ile gümrük ve fon ödeyen, işçi ödeyen, çalışanların sosyal yatırımlarını yapan, elektrik, kira ödeyen marketlerle; hiçbir KDV ödemeyen, kazancından gelir ve kurumlar vergisi ödemeyen, çalışanı vatani görev yapmak için gelen insanlar olan, elektrik, kira ödemeyen ve yaptığı ticaretin GKK’nin İç Hizmet Yasası’na ters olan ordu kantinleri ile mukayese edilmesi bize züldür, bunu eleştiriyoruz.”
“Onlar da bizim gibi yasal ticaret yapsınlar kabul edelim”
“Bu haberlerin faydalı kısmı ise şu; örneğin Tat salça askerde 5.80 TL, ben de 5.95’tir. % 5 KDV’si var. Ben kazancımdan yukarıda belirttiğim ödemeleri yaparım. Bunların toplamı bu fiyatın % 30’udur. O zaman sorarım; bu salçanın % 30’u devlete giderken, askerinki nereye gider?
Önemli bir kısmı devlete gitmesi gerekirken, birilerinin cebine gidiyor. Çok az bir kısmı bazı yerlerde halka gidiyor.
Fiyatlar arasında çok fark yoktur. Demek ki devletten çalınan bu rant bir yerlere gidiyor. Bu da haberin en güzel örneğidir. Onlar da bizim ödediklerimizi ödeseler bu fiyata satabilecekler mi ya da bu fiyata satarken bu kârlarını ne yapıyorlar… Üçüncüsü ise Hükümetin yasakladığı, ithali olmaması gereken normal pınar süt satıyor. Bu insanlar Hükümete biz senin kararlarını, gümrüğünü tanımayız diyorlar. Hiçbir şey de ödeyemeyiz diyorlar… Bunu yürütme erkinin sineye çekmesi, hiçbir demeçte bulunmaması da bizim için züldür. Bu yasa dışılığa göz yumuyorlar. Hükümet askere tanıdığı olanakları bize tanısın eğer biz askerin sattığı fiyattan bu malları satamazsak, marketleri kapatacağız.”
Tanser Nizam, John West 2’li ton balık fiyatını rafta 16.90 TL’ye sattığını ama tüccarın yeni fiyat listesinde 21.30 TL’ye bu malı satmasını önerdiğini gösterdi