Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Siyasi ve Barış İnşası İşleri Biriminde Avrupa, Orta Asya ve Amerika'dan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenča ile görüştü.
Yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından basına açıklamalarda bulunan Ersin Tatar, toplantının, Eylül ayında New York’ta gerçekleşecek BM Genel Kurul toplantısı öncesi Kıbrıs’ta zemin aramak ve son değerlendirmeleri yapmak niyetiyle düzenlendiğini söyledi.
Jenča ziyaretinin, Pile olayının yaşandığı sürece denk geldiğini söyleyen Tatar, Pile ile ilgili de bir değerlendirme yaptıklarını ifade etti.
Yolun tamamlanmasının her iki tarafın hayrına olması gerektiğini, yol çalışmalarının tekrar başlaması gerektiğini anlattığını söyleyen Tatar, Jenča’nın da bu söyleme olumlu baktığını söyledi.
Bu sabah Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile Pile konusunda bir görüşme gerçekleştirdiğini aktaran Tatar, bölgede yeni bir geçiş noktası açılması konusunda olumlu bir gelişme yaşandığını da ifade etti. New York görüşmeleri öncesinde, resmi müzakerelere geçmeden önce ortak zemin var mı, bunun tespit edilmesi gerektiğini söyleyen Tatar, “Bizim iki buçuk yıldır sürdürdüğümüz yeni egemen eşitlik ve uluslar arası statü konularının teyide ihtiyacı var” dedi.
“Karşı taraftan gelen sesler, Crans Montana’da kalınan noktadan devam edilmesi yönünde” diyen Tatar, “Bunu asla kabul edemeyeceğimizi söyledik. 0 asker, 0 garanti… Kıbrıslı Türkler bunu bu saten sonra kabul etmez, etmemeli” şeklinde konuştu.
Tatar, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olmadığını belirterek, “Ne zaman oluyor bilemeyiz ama bizim federal bir çatı altında, Türk askerinin çekildiği bir ortamda, maceraya ve tehlikeye atılmamıza gerek yok” ifadelerini kullandı.
Tatar, “Egemen eşitlik konusunda ortak zemin bulunana kadar Kıbrıs sorununda bir gelişme beklenmemeli” dedi.
Daha sonra basından gelen soruları da yanıtlayan Tatar, Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis’in Kıbrıslı Türklere yönelik sunmaya hazırladığı 14 maddelik pakete ilişkin şöyle konuştu:
“Kendi değerlendirmesidir. Kıbrıs’ın bazı gerçekleri vardır. Kişisel girişimler olabiliyor. Zaman içerisinde bazı ilişkiler gördük. Bazı insanlarımızın orada yaşadığını, şirket kurduğunu gördük. KKTC’nin bir otorite olarak zaman içinde hak ettiği yer bulması için çalışıyoruz. Bu öneriler KKTC’yi ilgilendirmez. Şahsi menfaatlerin karşılanabilmesi için insanları Kıbrıs Cumhuriyeti’ne çekmeye çalışan, tuzaklarla dolu bir süreç… Kuzeydeki devlet yapamıyor, bana muhtaçsınız diyen bir yaklaşım var. Bu yaklaşıma saygı duyamayız.”