Hüseyin ÖZBARIŞCI
‘Zamlar’ yemek sektörünü darmadağın etti… Sürekli artan fiyatlar karşısında, onlar da fiyat artırmak durumunda kaldıklarını belirten sektör temsilcileri restoranda yemek yemenin ‘lüks’ olduğuna işaret etti: “3 haftada bir menümüzdeki fiyatları yükseltmek zorunda kalıyoruz. Böyle olunca da müşteri gelmiyor. Artık nefes alamaz hale geldik, dayanamıyoruz” dedi.
“Zamlara artık yetişemiyoruz” ifadelerini kullanan restoran sahipleri yapılan zamlara karşın menülerinde sürekli olarak değişiklik yapmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Yapılan zamların halkın alım gücünü de çok etkilediğinden bahseden restoran sahipleri, alım gücünün oldukça gerilemesinden dolayı restorana gidip yemek yemenin artık ‘lüks’ olduğunu belirtti.
Kıbrıs Türk Restorancılar Birliği (RES-BİR) Başkanı Salih Kayım ise, “Bizler birlik olarak gerekli çalışmalar yapıyoruz, yetkililere fikir ve önerilerimizi söylüyoruz ama dikkate alınmıyor. Şu anda bu ülkede hiçbir sektörde yarının ne olacağı belli değil. 90’lı yıllarda restorana gidip yemek lükstü. O günlere geri döndük” şeklinde konuştu.
RES-BİR Başkanı Salih Kayım:
“90’lı yıllarda restorana gitmek lükstü. O günlere döndük…”
Kıbrıs Türk Restorancılar Birliği (RES-BİR) Başkanı Salih Kayım ise YENİDÜZEN’e yaptığı değerlendirmede “Zamlardan gözümüzü açamaz hale geldik. 90’lı yıllarda restorana gidip yemek yemek lükstü. O günlere geri döndük” dedi.
Kayım şöyle konuştu:
“Zamlar karşısında ne söylenebilir ki? Her şey ortada ve yapılan zamlar nedeniyle gözümüzü açamıyoruz. Çok ciddi oranlarda zamlar var ve nasıl baş edeceğimizi bilmiyoruz. Zamlar sayesinde halkın alım gücü de her gün erimektedir. %70’lere varan bir enflasyon var. Yılbaşında verilen yüzde 40 artış Hayat Pahalılığı şu anda eridi. 90’lı yıllarda restorana gidip yemek yemek lükstü. O günlere geri döndük. Bizim sektörümüz zamlardan en çok etkilenen sektörlerden biridir.
Bizler birlik olarak gerekli çalışmalar yapıyoruz, yetkililere fikir ve önerilerimizi söylüyoruz ama dikkate alınmıyor. Şu anda bu ülkede hiçbir sektörde yarının ne olacağı belli değil. Türk Lirası’nın değer kaybına bağlı yaşanan sorunlar belki elimizde olamayabilir ancak KDV indirimi gibi bir takım çalışmalar yapılsa bir çare bulma yoluna gidilebilir. Ancak ne yazık ki bu konularla ilgili hiçbir çalışma yapılmıyor.”
Restoran sahipleri ne dedi?
Salih İlgin (Alseven Döner): “Böyle devam ederse küçük esnaf denen bir şey artık kalmayacak”
“Zamlar devam ediyor ve bu zamlar karşısında her gün eriyip gidiyoruz. Halkın alım gücü kalmadığı için artık eskisi gibi satış da olmuyor. Bu zamların altından kalkamıyoruz. Bu böyle devam ederse küçük esnaf denen bir şey artık kalmayacak. Herkes yavaş yavaş dükkânını kapatmaya başladı çünkü bu şekilde dönmüyor. Ürünü döviz altından alıyoruz ancak satışımız Türk Lirası üzerinden ve bu durum piyasayı çok etkiliyor. Tek bir ekmeğin bile 8 TL olduğu bir yerde insanlar nasıl restorana gidip yemek yesin?”
Fatih Tatar (Severse Döner): “Tüm masrafların döviz üzerinden, kazancımızın da TL olması büyük bir engel…”
“Ana harcamalarımıza zam geliyor. İşimize daha çok sarılıyoruz ama artık son noktadayız. Yani bu böyle gitmez. Bu, sadece bizim sektörümüz için de değil. Tüm sektörler zor durumda ve çarklar dönmüyor. Bu şekilde ayakta durmak çok zor… Tüm masrafların döviz üzerinden olup, kazancımızın Türk Lirası olması önümüzde çok büyük bir engel… Yani, masraflarımızı da Türk Lirası’na çevirme yoluna gitmeliyiz. Küçük esnaf çok zor günler geçiriyor, artık bir şeyler yapılmalı.”
Dilek Türker (Şefler Pastanesi): “Pahalılık devam ettiği sürece bugünlerden kurtulmamız imkânsız”
“Aslında sadece bizim sektörümüz özelinde değil, tüm sektörler için sorunlar aynı. Sürekli olarak zam yapılması insanlarımızın alım gücünü iyice aşağıya çekti, iş çevrelerini de iş yapamaz hale getirdi. Sadece 3 haftada bir tavuğa zam geliyor. Biz de her 3 haftada bir menümüzdeki fiyatları yükseltmek zorunda kalıyoruz. Pahalılık devam ettiği sürece bugünlerden kurtulmamız imkânsız gibi görünüyor.
Esas ona yoğunlaşılması gerekiyor diye düşünüyorum. Akaryakıtın bu kadar pahalı olması işleri iyice zorlaştırıyor. Özellikle akaryakıt zamları artık son bulmalı. Çünkü bu bir zincirdir ve her sektör bundan etkileniyor.”
Cengiz Topal (Meliz restoran): “Herkes mutsuz…Üretici ürettikçe batıyor, esnaf satış yapamıyor, tüketici de istediğini tüketemiyor”
“Mevcut durum malum ve her şey zamlanıyor. Bu zamlar da fiyatlara ve dolayısıyla da tüketiciye yansıyor. Tüketicinin de alım gücü iyice gerilediği için bizim işlerimize yansıyor. Bu, sadece bizim sektörümüz için geçerli değil, tüm sektörlerin durumu aynı. İnsanlar artık kısıtlama yoluna başvuruyor ve bu kısıtlama da biz esnaflara yansıyor. Gelinen aşamada üretici ürettikçe batıyor, esnaf satış yapamıyor, tüketici de istediğini tüketemiyor. Öyle günler yaşıyoruz ki, herkes mutsuz… Temennimiz, bugünlerin geride kalmasıdır. Geleceğimiz pek parlak görünmese de biraz sabırlı olmak gerektiğini düşünüyorum. Bizim bu memleketten başka gidecek yerimiz yok. Kalkınmamız gerekiyor.”
Necmettin Sivri (Ekmek Teknesi Lahmacun-Pide Salonu): “Artık nefes alamaz hale geldik, dayanamıyoruz”
“Kesinlikle işlerimiz artık eskisi gibi değil. Yapılan bu zamlar her ne kadar biz esnafları olumsuz yönde etkilese de insanlarımızı da etkiliyor. Halkın alım gücü kalmadı bu bir gerçek. Küçük bir kolayı bile 10 TL olmuş durumda. İnsanlarımızın artık dışarıya çıkıp yemek yemesi artık bir lüks oldu. Bu zam furyasının artık bir an önce durması gerekiyor. Artık nefes alamaz hale geldik, dayanamıyoruz.”
Savaş Yolgeçen (Dragon Pizza): “Kar marjı düşünmüyoruz. Sadece işimizi döndürüyoruz”
“Zamlara artık yetişmekte zorlanıyoruz. Bunları müşteriye yansıtmak da istemiyoruz ancak elimizden bir şey de gelmiyor. Eskiden dışarıdan yemek yeme çok daha uygun fiyata geliyorken, şimdi bunun tam tersini yaşıyoruz. Benim dükkânım çok yeni, henüz bir ay önce açtım. Bu dönemde zorlukların çok olduğunu bilerek açtım. Şunu söylemek gerekiyor ki, bu dönemde kar marjı düşünmek yerine işi döndürebilmek çok önemli… Buna rağmen günü kurtarmak bile imkânsız… Ama yine de eminim bütün işletmeler de şu anda bu şekilde çalışıyor. Evet, sabırlı olmak lazım ancak sadece sabırla düzelmez bazı şeyler. Devletin üretimi desteklemesi gerekiyor. Mesela bir patates üreticisi desteklenmeli ki, ithal patates yerine yerli patates tüketilsin. Aslında bizim eksikliğimiz burada. Üretmiyoruz, bu fiyatlarla üretemiyoruz. Sektörleri ayağa kaldırabilmek adına çok ciddi çalışmalar yapılması şart.”