Reyhanlı....Futbol...

Erdinç Gündüz

Hatay-Reyhanlı’da çok büyük ve aslında son derece de önemli  bir şeyler oldu. Bombalar patladı, insanlar öldü, yaralandı.  Yaralananların sayısı 100’ü aşkın. Resmi rakamlara göre ölü sayısı 51... Gayri resmi rakamlara göre ise 150 küsur. İnsanlar perişan. Yakınlarını kaybedenler de, işyerleri tahrip olanlar da.
Ve...Bir sürü soru...
İstihbarat ihmali var mı ? İstihbarat varsaydı neden önlem alınamadı ? Bu işin arkasında kim veya kimler var ? Suriyeli Esad taraftarları mı ? Yoksa başka örgütler mi ?  Hatay vede özellikle Suriye hududuna yakın bölgelerde olağanüstü sayıda CIA ajanının kol gezdiği biliniyor. Onların da mı hiç haberi olmadı ? Patlamaların arkasında Amerikalılar mı Esad mı var ? v.s. v.s. v.s..
Sorular cevaplar bekleyedursun Hatay-Reyhanlı’da kan aktı... Masum insanlar, öldü veya yaralandı. Ama galiba ateş düştüğü yeri yaktı sadece.
“PKK pususu...Şehit olanlar var..” haberlerine her seferinde büyük  tepkiler ortaya koyan futbol seyircisini hiç ilgilendirmedi Reyhan. İlgilendiren bir tek şey oldu:  Fenerbahçe-Galatasaray karşılaşması ve bu karşılaşma sırasında ve sonrasında olup bitenler.
Maç öncesinde, heyecen ve gerginlikten,  nerdeyse İstiklal Marşı bile unutulacakken, Reryhanlı’da ne olanlar, ne yaralananlar, ne de ölenler hiç kimsenin umurunda bile değildi sanki. Gündem bambaşkaydı...
Falanca golden önce faul var mıydı yok  muydu ? Bilmem kim kime farul yaptı mıydı yapmadı mıydı ? Sabri Volkan’a, Volkan Sabriye nasıl ve neden  saldırmıştı ?  Galatasaray yenilmesine karşın Saraçoğlu’nda şampiyonluk kutlaması yapmalı mıydı yapmamalı mıydı ? Tribündeki muz neydi ? Kime sallanmıştı ?  Irkçılık var mıydı yok muydu ? Karşılaşma sonrasında bıçaklanarak  öldürülen genç niçin öldürülmüştü ? Galatasaraylı taraftarlara “şşşşşt...” diyerek tahrik etmiş miydi etmemiş miydi ?
Türkiye’de futbol katleama uğramıştı ama hiç kimsenin umurunda bile değildi.
Reyhanlı’da olup bitenler  mi ? Futbolseverin (!) gündeminde asla ve asla birinci sırada değildi. Ne futbolseverlerin, ne sporcular, ne de yöneticilerinin... Onlar için önemli olan  tuttukları futbol takımı ve taraftarlar arasındaki ‘kan davası’ydı... Reyhanlı’da akan kan spor camiasını pek de ilgilendirmiyordu.
     ***
Karşılaşma sonrasında sosyal paylaşım sitelerine bir göz atanınız oldu mu ? Şöyle bir baktım ama yetti. Çok kısa süre içinde anlayıverdim Hanyayı Konyayı... Türkiyedeki ‘fubolsever’ maskesi arkasındaki kan davalılardan pek de farkı yoktu bizim Kıbrıslı sporseverlerimiz (!!!)’in de . Karşı takım taraftarına küfürler üstüne küfürler....İnanılır gibi değildi. Utandım, üzüldüm.
Kıbrıslı da buydu işte.  “Kıbrıslıyım..Ben farklıyım diye övünür; “Asimile ediliyoruz...” diye bağırır; “Özüne dön, kendini bil, bul...” diye nara atar ama “Hangi takımı tutuyorsun ?” diye sorulduğunda “Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş” diye cevap verirdi...Çetinkaya, Yeni Cami, Türk Gücü, Türk Ocağı aklına bile gelmezdi....Sorsanız, bu yıl Kuzey Kıbrıs’ta hangi takımın şampiyon olduğundan bile habersizdi.
Reyhanlı’da olup bitenler mi ?  Anlaşılamayan amaçlar uğruna kurban edilen, ölüp giden masum insanlar mı ? Önemli değil....  Düşünüyorum da, böyle bir olay Ankara veya İstanbul’da olsaydı, aynı mı olurdu acaba ? Galatasaraylılar şampiyonluğu, Fenerbahçeliler de GS galibiyetini öylesine kutlarlar mıydı yine ?