Bir ülkenin sporu o ülkenin ekonomisi ve siyasi yapısıyla eş anlamlıdır. 1980’li yıllarda ekonominin ve siyasi yapının kötü gittiği ülkelerin başında İngiltere geliyordu. Spor alanında inanılmaz çöküşler yaşadı. Avrupa kupalarından yıllarca men edilme sebebi holiganizm olarak gösterilse de, siyaset ve ekonomi baş roldeydi. Örneğin; Bulgaristan, Romanya ve Çekoslovakya. Bir dönemler dünya futbolunda söz sahibiyken, şu anda nerede oldukları belli değil. Ancak ekonomileri düzlüğe çıkar çıkmaz bu ülkeler geçmişlerine dönebilecek kapasitelerdedir.
Gariban ülkemize dönecek olursak, tam bir fiyaskoyla karşı karşıya kaldığımız bir gerçek. KKTC ekonomisinin bırakın çok kötü olmasını, bir de tanınmamışlığı söz konusu. Yozlaşmış bir spor yapısı. Bu yapı içerisinde yamalanmak isteyen tetikçiler. Herkesin çok anladığı ama gerçekten de hiç birşey bilmediği garip bir oluşum. Deyim yerindeyse, tutanın elinde kalan bir sistem. Bireyler kendi kurtuluş savaşını vermekle meşgul .Ülke gençliği yalnızca birer PİYON. Gençliğin geleceğinden çok, bireylerin geleceği ön planda. Ve ne ilginçtir, bu pis işlerin içerisinde yer alan baş aktörler de her zaman tepemizde gezinip duruyor. Mangalda kül bırakmamaları da cabası. Tıbkı KKTC MOK yöneticileri gibi.
Birkere şunu kimse aklından çıkarmasın. KKTC’nin mevcut siyasi ve ekonomik yapısıyla, spora şekil vermek asla mümkün olamayacak.
Dün Hasan Ecer, YAK’ın yıldız oyuncusu Tansel’le harcadığı parayı ve oyuncunun da elini kolunu sallayarak Adanaspor’a transferini yazdı. Hem de bedelsiz. Kulüpler çabalayıp didinip dursun. Birileri gelip, alıp gitsin. İşte, KKTC MOK’un işgalci başkanın savunduğu model bu olması gerek. Anlamsız ideolojileri için spor neredeyse yok oluyor. Varsa da yoksa da KKTC gerçeği. Halbuki, Ülkedeki spor federasyonlarının yüzde doksan dokuzu adamları istemiyor. Onlar da ısrarla “hayır bizim için önemli olan ideolojimiz. İşgal ettiğimiz bu koltukları terk etmiyoruz” diyorlar.
KKTC MOK işgalcilerinin KTFF Başkanı ve Başbakan için yaptıkları açıklamaya cevap vermeyeceğim. Çünkü başsavclığın da belirttiği üzere adamlar “İLLEGAL ve YASADIŞIDIRLAR”. Bu yüzden adamları ölümsüz yapmaya gerek yok. Zaten son yaşanan olaylarda bu zihniyete sahip kişilerin spora bakış açısını toplum çok daha iyi algılamıştır.
YAK’IN başına gelenler, KKTC MOK’un işgali, Spor bakanlığının sessizliği, koordinatörün pasifliğini alt alta koyup topladığınızda, KKTC’nin gerçek yüzü ortaya çıkar. Günün sonunda kim kimi yaşatır bilinmez ama sporu seven bir birey olarak REZALETİN eşiğinde olduğumuzu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Ve bu rezaletin savunucuları hala daha koltuklarda oturup ahkam kesebiliyor.