Hani geçmişte çirkin bir anlatı vardı, bilenler bilir, “rezilliğin” üzerini parayla kapatırlardı.
Pis bir kelime yazılır, üzerine para savrulur ve “oku” derlerdi.
* * *
Paranın her türlü kirliliğin üzerini örttüğü düşüncesi büyük bir yanılgıdır.
Ayıptır da!
Tam da bu yapılmak isteniyor şimdi…
* * *
Hükümet ortakları birbirlerinin kuyusunu kazarak ülkeyi yeni bir kaosa sürüklerken, anında bir algı operasyonu devreye girdi: Türkiye’den 700 milyon lira geldi, işler yolunda!
Böylesi bir yaklaşım Türkiye’yi insanların zihninde çok farklı bir yere taşıyor.
* * *
Siz tam bir yönetim sefaleti yaşayacak, didişecek, toplumu belirsizliğe ve hukuksuzluğa sürükleyecek, küçük hesaplarla birbirinizi aldatacak, geceden sabaha kararlar değiştireceksiniz.
Başbakan bakanın altını oyacak, bakan başbakanı uyutacak, belediye başkanları müteahhitlerle karşı karşıya gelecek, çevreciler mimarlarla kavgaya tutuşacak ve her gün yeni bir kaosa imza atılacak.
Sonra da denecek ki “para geldi.”
* * *
Hükümetler “para gelmez” diye yıkılırken…
Çirkinlikler “para geldi” diye unutturulmak istenecek.
* * *
Bu ülkede hukuk, siyaset ya da insanlık “satılık” mı?
Yönetim erki ve iradesi “gelen para”ya mı odaklanmıştır sadece?
* * *
Tüm bu yaşananları kimin midesi kaldırıyor bilmiyorum.
“Mide de ne mideymiş” diyorum hükümet ortakları adına…
O koltuklarda oturmanın ısrarını anlamıyorum.
Siyasette makam ya da hükümet bağımlılığını fazlaca küçültücü buluyorum.
* * *
Öyle görünüyor ki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında bu hükümet yoktur.
Umarım, yeni bir hükümetin odağında bilgi, nitelik, kapasite, irade, yönetim olur, “gelen para”ya yaslanmak yerine!
Barikatta eylem ve hukuksuzluk
Kıbrıslı Rum yönetiminin Kıbrıs adası içindeki geçişlere yönelik tavrı üzücüdür.
Bir diğer üzüldüğüm nokta bu sorunları aşacak bir liderlik, diyalog ya da iletişimin olmamasıdır.
Örgütler eylem yapacak.
Otelciler ya da iş örgütlerinin ‘barikat eylemi’ne pek de alışkın değildik doğrusu!
Haklılar.
Yine de bu eylem hepimizi Kıbrıs’ın gerçeğiyle yüzleştiriyor.
Eylemde taşınacak pankartları öğrendim.
"Serbest dolaşım haktır" örneğin...
Öyle!
Peki Maraş'ta plaj açılırken ve Kıbrıslı Rum giremezken aklımız nerededir?
"Hukuksuzluk ve Tek Yanlı Kararlara Hayır!"
Peki onca otelin mülkiyeti ne kadar hukuğa uygundur?
* * *
Yeniden söylüyorum, Kıbrıslı Rum liderliğinin tavrı kabul edilemez.
Ancak asıl mesele “çözümsüzlüktür.”
Çözüm için çok daha gerçekçi “hak teslimi” gerekir.
“Hukuksuzluk” suçlaması yaparken üzerinde durduğumuz zemine de bakmak gerekir.