▶ Başhekim Dr. Abidin Akbirgün, "Uyuşturucu ile mücadele, tüm dünyanın zorlandığı bir konu. Amerika bile bu konuda ciddi zorluklar yaşıyor. Bizim de büyük eksikliklerimiz var. Devlet politikası net değil ve tam olarak oturmuş değil, ancak uğraşılıyor." dedi.
Serap ŞAHİN
Evrensel bir insan hakkı olan ruh sağlığı alanında Kıbrıs’ın kuzeyi sınıfta kaldı.
Toplumsal bir sorun haline gelen uyuşturucu ve bununla ilgili suçlarda son dönemlerde gözle görülen bir artış yaşanırken, madde bağımlılarına yönelik Kıbrıs’ın kuzeyinde devlet himayesinde tek tedavi merkezi olan Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Abidin Akbirgün YENİDÜZEN’e konuştu, ruh sağlığı ve uyuşturucu alanında Hükümetin politikasının net olmadığını söyledi.
Yılda ortalama 15 bin hastanın başvuru yaptığı hastanede 9 yetişkin psikiyatri, 5 de çocuk ve ergen psikiyatristi görev alıyor ancak artan nüfusa sağlık sistemi yetişemiyor.
YENİDÜZEN’e açıklamalarda bulunan Başhekim Dr. Abidin Akbirgün, eylül ayında günlük ortalama 150 hastanın başvuru yaptığı hastanede 254 hastanın da yatılı tedavi gördüğünü söyledi.
Akbirgün, hastanede yalnızca bir yatılı hasta servisi bulunduğunu ve bunun ciddi bir sorun teşkil ettiğini belirtti. Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) ile çocuk psikiyatri servisinin ayrı olması gerektiğini ifade eden Akbirgün, AMATEM’in açılması için çalışmaların sürdüğünü, birkaç ay içinde faaliyete geçeceğini söyledi.
Ruh sağlığı yasasının meclisten geçtiğini ancak henüz yasalaşmadığını belirten Akbirgün, yasanın güncellenmesi gerektiğini ifade etti.
Akbirgün, madde bağımlılığı tedavisinde zorunlu terapinin mümkün olmadığını ve ailelerin, tedavi için çocuklarını hastaneye getirmesi durumunda yalnızca tehlikeli durumlarda üç gün tutma yetkisine sahip olduğunu belirtti, adli yolla tedavi süresinin uzayabileceğini ekledi.
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Rasiha Kandulu Olcayb da nüfus artışına bağlı olarak cinsel istismar vakalarında artış gözlemlendiğini, boşanma süreçlerinin bu durumu etkilediğini ifade etti. Olcay, artan nüfusun eğitim sistemini olumsuz etkilediğini, öğretmenlerin çocukları tanımasının zorlaştığını vurguladı. Olcay, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun en sık karşılaşılan vaka olduğunu kaydetti.
Psikiyatrist Gözde Ataöv ise Kıbrıs’ın kuzeyinde liselerde madde kullanımının yaygınlaştığını ve bu sorunu önlemek için bilgilendirme çalışmalarının önemini dile getirdi. Ataöv, toplumsal algının psikiyatri hizmetlerine ulaşımı zorlaştırdığını ifade etti.
Başhekim Dr. Abidin Akbirgün:
“Eylül’de günlük ortalama 150 hasta başvuru yaptı”
Dr. Abidin Akbirgün, Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yaz aylarında yatan hasta sayısının daha düşük olduğunu belirtti. 2024 yılı itibarıyla yatan hasta sayısında bir düşüş yaşandığını söyleyen Akbirgün, bu durumun madde bağımlılarının protokol gereği Pembe Köşk’e sevk edilmesinden kaynaklandığını ifade etti. Akbirgün, Pembe Köşk’e giden hasta sayısının bir yıl boyunca 86 olduğunu kaydetti.
Eylül ayında hastaneye günlük ortalama 150 başvuru yapıldığını belirten Akbirgün, bunlardan 112'sinin yetişkin, 38'inin çocuk hastalar olduğunu açıkladı.
Aktif doktor sayısına da değinen Akbirgün, çocuk psikiyatristi sayısının şu anda 5, yetişkin psikiyatristi sayısının ise 9 olduğunu belirtti. Geçen yıla kadar hastanede sadece 5 yetişkin psikiyatristi bulunduğuna dikkat çeken Akbirgün, yetişkin alanında yeterli sayıda doktor olmasına karşın çocuk psikiyatri alanının zorlandığını vurguladı.
Akbirgün, hastanede 7/24 hizmet verildiğini ve nöbetçi doktorların bulunduğunu da belirtti.
“Yatılı hasta servisi bir tane”
Hastanede yalnızca bir yatılı hasta servisi bulunduğunu belirten Akbirgün, "Bu konuda ciddi sorunumuz var," dedi. Akbirgün, AMATEM (Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi) ve çocuk psikiyatri servisinin ayrı olması gerektiğini ancak şu anda tek bir yatılı servisin hizmet verdiğini ifade etti.
AMATEM’in açılması için yoğun bir çaba içinde olduklarını vurgulayan Akbirgün, birkaç ay içerisinde servisin faaliyete geçeceğini söyledi.
Akbirgün, esas hedefin dışarıda bir binada olduğunu ancak maddi kaynakların başka yere aktarılması nedeniyle Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde kullanılmayan bir servisin AMATEM’e dönüştürüleceğini söyledi.
“Devlet politikası net değil”
Dr. Abidin Akbirgün, uyuşturucu ile mücadelede devletin bir politika oluşturmaya çalıştığını ancak ciddi koordinasyon eksikliklerinin olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanlığı'nda yapılan son toplantıda bu sorunun ele alındığını dile getiren Akbirgün, "Uyuşturucu ile mücadele, tüm dünyanın zorlandığı bir konu. Amerika bile bu konuda ciddi zorluklar yaşıyor. Bizim de büyük eksikliklerimiz var. Devlet politikası net değil ve tam olarak oturmuş değil, ancak uğraşılıyor." dedi.
Akbirgün, 2020 yılında göreve başladığından beri AMATEM’in açılması için çaba gösterdiğini ifade ederek, "AMATEM’in açılmamasının sebebi politik mi, bilmiyorum. Ancak politik irade olsaydı, çoktan açılmış olurdu. Ülkenin en büyük sorunu uyuşturucu olarak kabul ediliyorsa, AMATEM’in de açılması gerekirdi." diye konuştu.
“Ruh sağlığı yasasının güncellenerek gündeme gelmesi gerekiyor”
Dr. Abidin Akbirgün, ruh sağlığı yasasının meclisten geçtiğini ancak yasalaşmadığına dikkat çekerek “Yasanın güncellenerek gündeme getirilmesi gerekiyor.” dedi.
Koruyucu ruh sağlığına yönelik merkezlerin oluşturulması gerektiğini belirten Akbirgün, madde bağımlılığında 10-20 yıllık bir bağımlının yüzde 90 oranında tedavi edilemeyeceğini, ancak önceden tespit ve müdahale ile daha yüksek başarı oranları elde edilebileceğini kaydetti. "Bu durum, şiddet ve adli suçlar için de geçerli. Tespit ve müdahale, bilgilendirme ve psikoterapi teknikleriyle daha başarılı sonuçlar alınabilir," diyen Akbirgün, ailelerin çocukların ruh sağlığındaki kritik rolüne de dikkat çekti. Akbirgün, anne ve babaların sorumluluklarının büyük olduğunu belirterek "Öğretmenlerin öğrencileriyle empati kurabilmesi, onların ruh sağlığı açısından önemlidir. Sadece çocuklara eğitim vermek yeterli değil; daha geniş bir politika gerekmektedir." şeklinde konuştu.
Akbirgün, aile yapısının ve devlet yapısının çocukların ruh sağlığını etkilediğini ifade ederek, "Aşırı eleştiri ve koruyucu yaklaşımlar, çocukların ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Özellikle aşırı koruyucu ailelerin ileride suç işleyen vakalarda daha sık görüldüğünü belirtti.
“Zorla tedavi uygulamak mümkün değil”
Akbirgün, madde bağımlılığı tedavisinde zorunlu terapinin mümkün olmadığını söyledi. Ailelerin çocuklarını tedavi için hastaneye getirdiklerinde, yalnızca tehlikeli durumlarda üç gün boyunca tutma yetkisine sahip olduğunu belirten Akbirgün, “Zorla tedavi uygulamak mümkün değil.” dedi.
Akbirgün, madde bağımlılığı durumlarında ailelerin, sorunu çözmek için polise başvurmadıklarını ifade ederek, “Madde kullanan çocuklar için şikâyette bulunmanız gerekiyor. Ancak adli yolla gelindiğinde, tedavi süresi uzatılabiliyor” şeklinde konuştu.
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Rasiha Kandulu Olcay:
“18 yaş altı çocuk hastalar yatış için Türkiye’ye gönderiliyor”
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Rasiha Kandulu Olcay, 18 yaş altındaki çocukların yatış için Türkiye’ye gönderildiğini kaydetti. Eskiden çocuk hastaların erişkin acil servisinde tedavi gördüğünü belirten Olcay, pandemi hastanesine çocuk bölümü taşındıktan sonra bu uygulamanın sona erdiğini ve çocukların artık çocuk acil servislerine yönlendirildiğini söyledi.
Olcay, çocuk acil servislerinin açılmasının hem çocukların ruh sağlığını destekleme açısından hem de daha sağlıklı bir muayene ortamı sağlanması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. "Çocuklar artık erişkin acilde uzun süre sıra beklemek zorunda kalmıyor ve erişkin hastalarla aynı anda anılmıyorlar. Erişkin acil servisi oldukça yoğundu ve bu bekleme sürelerini artırıyordu. Çocuk acilinin açılması işleyişi hızlandırdı ve çocukların ruh sağlığı açısından destekleyici bir hamle oldu." dedi.
Olcay, bazı vakalarda çocuk ve ergen hastaların kısa süreliğine Barış ruh ve Sinir Hastanesi’ne yatırıldığını belirtti. Özellikle otistik vakalar ve ajite durumda başvuran hastalar için ilk müdahaleyi burada yaptıklarını, sevk süreci tamamlanana kadar hastaların takibinin devam ettiğini kaydeden Olcay, adli vakalar ve psikotik hastalarda da bu yatış sürecinin uygulandığını vurguladı. Psikiyatrist Olcay, "Çok nadiren madde bağımlılığı olan çocuklarda da bu yöntemi kullanıyoruz. Ancak çocuk psikiyatrisi şu anda pembe köşkte olmadığı için erişkin psikiyatrisinden destek alıyoruz." dedi.
“Nüfusumuza göre çok fazla sayıda cinsel istismar vakası başvuruyor”
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Rasiha Kandulu Olcay, son dönemlerde çocuk ruh sağlığına ilişkin başvurularda ciddi bir artış yaşandığını belirtti. Artan nüfusla birlikte cinsel istismar vakalarının da arttığına dikkat çeken Olcay, “Nüfusumuza göre çok fazla sayıda cinsel istismar vakası başvuruyor” dedi. Boşanmaların artması ve çocuk istismar vakalarının çoğalmasıyla birlikte, haftada birkaç kez polis eşliğinde çocukların getirildiğini belirten Olcay, boşanma sürecine dair vakaların da yönlendirme ile kendilerine ulaştığını kaydetti.
Olcay, koruyucu ruh sağlığına yönelik birkaç çalışma başlatıldığını ancak bu çalışmaların sürdürülemediğini ifade ederek, “Özellikle yeni tanılar arasında ebeveyni yabancılaştırma sendromu gibi vakalar da var." dedi. Çocuk ve ergen psikiyatri servisinde uzman sayısının yetersiz olduğunun altını çizen Olcay, işleyişin aksadığını ve daha fazla önleyici çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.
“Artan nüfus hem sağlık hem de eğitim sistemini olumsuz etkiledi”
Olcay, ruh sağlığı sorunlarının tespitinde okulların önemine dikkat çekti, öğretmenlerin çocukları tanımasının, ruhsal sorunları erken aşamada tespit edebilmesi açısından ilk basamak olduğunu kaydetti. Artan nüfusla birlikte sınıf sayılarının 38 kişilik olduğuna işaret eden Olcay, bu şartlarda öğretmenin her çocuğun bireysel özelliklerini tanıyabilmesinin zor olduğunu ifade etti.
Olcay, artan nüfusun hem sağlık hem de eğitim sistemini olumsuz etkilediğini vurgulayarak bu durumun sürecin gelişimini baltaladığını kaydetti.
“En sık karşılaştığımız vaka dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu”
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Olcay, artan başvurularla birlikte ilaç kullanımında da yükseliş olduğunu belirtti. Olcay, en sık karşılaşılan rahatsızlığın dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olduğunu söyledi. Bu rahatsızlığın tedavisinde kullanılan ilaçlardan birinin beyaz reçeteyle, diğerlerinin ise yeşil reçeteyle verildiğini ifade etti.
Psikiyatrist Gözde Ataöv:
“Liselerde madde kullanımı çok yaygın”
Psikiyatrist Gözde Ataöv, Kıbrıs’ın kuzeyinde madde kullanımında ciddi bir artış yaşandığını belirtti. Kullanımın yaş olarak oldukça düşük seviyelere indiğine dikkat çeken Ataöv, "Liselerde madde kullanımı çok yaygın." dedi.
Ataöv, bu sorunun önüne geçmek için liselerde ve ortaokullarda bilgilendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini vurguladı. Okullara yönelik bilgilendirme faaliyetlerinin, madde kullanımını azaltma açısından önemli bir adım olabileceğini ifade etti.
“Toplumsal algı nedeniyle pek çok kişi psikiyatri hizmetlerine ulaşamıyor”
Ataöv, insanların psikiyatriye ulaşırken yaşadığı çekincelere dikkat çekti. Psikiyatri alanında ayrımcılık korkusuyla karşılaşan bireylerin, “Kim ne der, biri görür mü beni orada?” düşüncesiyle hareket ettiğini ifade eden Ataöv, psikiyatri algısının halk arasında henüz yeterince kabul görmediğini belirtti. Günümüzde insanların stresli bir yaşam sürdürdüğünü söyleyen Ataöv, “Bu durum, dahiliye doktoruna gitmekten farksız.” dedi. Ataöv, toplumsal algı nedeniyle pek çok kişinin psikiyatri hizmetlerine ulaşamadığını dile getirdi.
21 ayda 5 bin 4 yeşil reçete
Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde 2023 ve 2024 yıllarında verilen yeşil reçete miktarları karşılaştırıldığında, artış olduğu gözlemlendi. Verilere göre, 2023 yılı boyunca toplam 2 bin 479 yeşil reçete verilirken, 2024 yılının Eylül ayına kadar olan sürede bu sayı 2 bin 525’e yükseldi.
Aylık bazda incelendiğinde, özellikle Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında dikkat çeken bir artış yaşandı. 2024 Eylül ayında reçete sayısı 562’ye ulaştı.
Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Abidin Akbirgün, 10 Eylül 2024 tarihinden itibaren bazı yeşil reçete ilaçlarının hastane eczanesinde verilmeye başlanması nedeniyle reçete miktarlarındaki artış olduğunu belirtti.
5 yılda 2 bin 88 hasta yatarak tedavi gördü
Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde 2020-2024 yılları arasındaki yatan hasta sayıları incelendiğinde, son yıllarda bir düşüş gözlemlendi. 2020 yılında 416 olan yatan hasta sayısı, 2022’de 510’a kadar yükseldikten sonra, 2023 yılında 459’a düştü. 2024 yılı Ocak-Eylül ayları arasında ise yalnızca 254 hasta yatarak tedavi gördü, bu da önceki yıllara azalma dikkat çekti.
Verilere göre 5 yılda toplamda 2 bin 88 hasta Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yatarak tedavi gördü.
2024’te 14 bin 637 yetişkin, 8 bin 263 çocuk ve ergen başvuruda bulundu
Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde 5 yılda toplamda 81 bin 981 yetişkin, 43 bin 829 çocuk ve ergen poliklinik hizmetlerine başvurdu.
Yetişkin poliklinik hizmetlerinde 2020’de 21 bin 363 olan başvurular, 2021 yılında 19 bin 321’e, 2022’de ise 15 bin 975’e geriledi. 2023’te ise bu sayı tekrar 16 bin 685’e çıktı. 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde yetişkin poliklinik başvuru sayısı 14 bin 637 olarak kaydedildi.
Çocuk ve ergen poliklinik hizmetlerinde 2020’de 6 bin 660 olan başvurular, 2021 yılında 7 bin 884’e yükseldi. 2022’de 10 bin 398’e yükselirken, 2023 yılında 10 bin 624, 2024 yılı Eylül ayına kadar ise 8 bin 263 olarak kaydedildi.