2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Genç TV’de katıldığı bir programda çeşitli olayları değerlendirdi.
Kıbrıs Türk siyasetinin geldiği nokta hakkında görüşlerini açıklayan Talat, siyasetin sonuçta toplumun aynası olduğunu söyledi.
VİTRİNE ÇIKTI
İktidara kim gelirse vatandaşın ondan ayrıcalık istediğini anlatan Talat, maalesef vatandaşların bu duruma düşürüldüğünü kaydetti ve son rüşvet iddiasının vitrine çıktığını kaydederek “Vitrine çıkınca da utandık” dedi.
Talat bunların olmaması için, halkın doğru politikalara destek olması ve toplumun dönüşmesine yardımcı olması gerektiğini söyledi.
UBP hükümetinin son dört yılda yıkmadığı hiçbir kurum bırakmadığını söyleyen Talat, seçim yasağına bir gün kala yine kendileri tarafından atanan bir daire müdürünün görevden alınıp başkasının atandığını, bu olayda Cumhurbaşkanının da suç ortaklığı yaptığını anlattı. Her bakanlar kurulu toplantısında çok sayıda vatandaş yapıldığını, bunların önemli bir kısmının ilgili yasaya aykırı olduğunu, hükümetin düşmesine birkaç gün kala beş yüzün üstünde bakanlar kurulu kararı alındığını ifade eden Talat, 2009’da kurulan Eroğlu hükümetinin ilk işinin kolej sınavlarını hortlatmak ve düzenli imarı hedef alan imar emirnamelerini ortadan kaldırmak olduğunu hatırlattı. KTHY’nin kapatıldığını, petrol dolum tesisi gibi büyük tepki toplayan projelerin gündeme getirildiğini anlatan Talat, “Kısacası geçmiş hükümet dönemi bir kabustu”, dedi.
Gelen teknokrat hükümetle insanların yüzünün biraz da olsa güldüğünü belirten Talat, ancak sistemin sorunlu olmaya devam ettiği üzerinde durdu.
POLİTİKALAR DESTEKLENMELİ
Çeşitli kurum ve kuruluşların seçimlere yönelik tavsiye ve taleplerini de değerlendiren Talat, teker teker kişilerin desteklenmesi yaklaşımını eleştirerek, politikaların desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Tek tek kişilerin hiçbir şey başaramayacağını söyleyen Talat, “Tek bir çiçeğin açmasıyla bahar gelmeyeceği gibi politikalar da değişmez. Önemli olan politikalardır”, diye konuştu.
2. Cumhurbaşkanı Talat, dolayısıyla politikalara oy verilmesinin önemine değinerek karma oy kullanmanın da çok doğru olmayacağını ifade etti. Talat, ısrarla demokratik siyasi yaşamın, devlet yönetiminin temelinin siyasi partiler olduğunu vurguladı.
Yasamanın kendi işlerini, yürütmenin de kendi işlerini yapması gerektiğini kaydeden Talat, “Halbuki bugün, yasama görevleri de yürütmenin elindedir” diyerek sistemi eleştirdi.
ENTRİKALARIN İÇİNDE
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu da eleştiren Talat, Eroğlu’nun iç politikadaki her karmaşanın, her entrikanın içinde olduğunu ifade ederek “Başlangıçta UBP’nin Cumhurbaşkanı gibi davranıyordu, şimdi ise adeta DP’nin Cumhurbaşkanı oldu” dedi.
TAKIM TUTAR GİBİ
Vatandaşlıklar konusundaki artışa yargı kurumunun da şaşırdığına dikkat çeken Talat, yaşanan kaosa rağmen birçok insanın hala takım tutar gibi parti desteklediklerini ifade etti. Talat, takım tutar gibi parti tutma yüzünden, 2004 referandumundan sonra dahi UBP’nin “zırnık” değişmediğini ifade etti.
DEĞİŞİM
CTP’nin hem Başbakanlık hem Cumhurbaşkanlığı döneminde bu sistemi neden değiştirmediğinin sorulması üzerine Talat, bunun bir tecrübe ve birikim meselesi olduğunu ve kendisinin de zaman içerisinde gelişip değişime uğradığını anlatarak, şimdi geriye baktığında bazı yanlışları ve yapılması gereken doğruları daha iyi görebildiğini söyledi.
Başkanlık sistemine hemen tüm partilerin çekinceleri olduğunu kaydeden Talat, sistemin değişmesi için partilerin buna hazır olması gerektiğini belirtti.
SİSTEM DEĞİŞMEDEN
Sistem değişmeden de bazı iyileştirmelerin yapılabileceğini söyleyen Talat, bazı yasal ve daha ziyade de içtüzük değişiklikleriyle meclisin özerk hale getirilebileceğini söyledi.
ÇEVRE DESTEBANI
Bir soru üzerine çevre kirliliğine değinen Talat, “kir kiri çeker” diyerek çöp ve kirliliğin her yeri kapladığını anlattı. Talat, çok ciddi yaptırımlara gerek olduğunu anlatarak, çevre destebanlığının, yani çevre bekçiliğinin oluşturulması yönünde görüşünün olduğunu ve bunu yeni hükümete önereceğini kaydetti. Talat, bunun ciddi bir iş olduğunu ve yandaş istihdam etme anlayışından uzak, çevre bilinci ile hareket edecek bir mekanizmanın kurulması gerektiğini söyledi.
Dağların, ovaların kirletilmesine bahane yaratmamak için belediyelerin her türlü çöpü alması gerektiği üzerinde de duran Talat, buna belediyeler tarafından alınmak istenmeyen moloz, karton kutular, beyaz eşyalar, çit ve bahçe ve hayvan artıklarını örnek gösterdi.
HESAP VERMELİ
Bir soru üzerine Talat, bir dizi oyuncusunun vatandaş yapıldığını ve bununla yetinilmeyerek sahte daimi ikametgah adresi ile seçmen de yapılmaya çalışıldığını anlattı. Talat, bu çerçevede yanlış bilgi veren ilgili kişi veya kişilerin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
ESKİ VE YENİ
Vatandaştan gelen sorulara da yanıt veren Talat, meclisin eski vekillerden tamamen arındırılması gerektiği yolundaki bir görüş üzerine, eskilerle yenilerin bir arada olmasının daha doğru olacağını kaydetti ve gençlerin dinamizminden, eskilerin de birikiminden yararlanmak gerektiğini anlattı.
KIBRIS SORUNU
Müzakere sürecini de değerlendiren 2. Cumhurbaşkanı Talat, süreci sürüklemesi gereken tarafın Türk tarafı olduğu yolundaki görüşlerini yineleyerek, prensip olarak Türk tarafının çözüme olan ihtiyacının Rumlardan daha fazla olduğunu, onların tanınmış olmak ve AB üyesi olmak gibi avantajlarının olduğunu hatırlattı.
Talat, Cumhurbaşkanının çözüme heyecanla sarılmadığını söyleyerek, Rum tarafındaki durumun da belli olduğunu dolayısıyla yaprak kıpırdamadığını kaydetti.
Anastasiades’in sil baştan demesine Eroğlu’nun hemen tepki göstermesi gerektiğini ancak bunu yapmadığını kaydeden Talat, “Çünkü çözüm heyecanı yok” dedi.
BABALAR-OĞULLAR
Mecliste giderek bir saltanatın doğduğu ve siyasetin babadan oğula geçtiği yönündeki bir iddiaya Talat, bunun bizde pek de yaygın olmadığını ama çoğu siyasinin evinde siyasetin temel konu olması, siyasetin bir yaşam biçimi haline gelmesi ile o evde yetişenlerin de siyasetle ilgilenir hala gelmesinin son derece doğal olduğunu anlattı. Talat, “Önemli olan, özgürce siyasi faaliyet; söz, anlatım ve örgütlenme özgürlüğünün sağlanması ve tabii ki serbest seçimlerdir. Siyasi yaşamda kendi kişilik ve fikirleriyle özgürce yer alan gençlerin aile bağlarıyla uğraşmayı doğru bulmuyorum” diye konuştu.