Rusya – Ukrayna krizi ve KKTC’nin  Nasreddin Hoca ile sınavı!

Serhat İncirli

Rusya – Ukrayna Savaşı büyür mü büyümez mi?
Daha fazla ülkeyi içine çeker mi çekmez mi?
Üçüncü Dünya Savaşı çıkar mı çıkmaz mı?
Türk sihaları veya ihaları, Ukrayna tarafından kullanılıyor, Türkiye’nin başı derde girer mi girmez mi?
Çünkü Putin dedi ki, “Ukrayna’ya silah vereni de…”

-*-*-

Bir konuya daha bakalım…
Stanislav Osadchiy…
Bu kardeş, Rusya’nın Kıbrıs Cumhuriyeti Büyükelçisi’dir…
Kendimi bildim bileli bu isim sanki Güney’de görev yapmaktadır…
Ve çok ilginçtir, bu kardeşin Güney Kıbrıs iç siyasetindeki etkisi, neredeyse Ali Murat kardeşimizin KKTC’deki etkisi kadardır.

-*-*-

Bazı iddialara göre örneğin DİKO ve EDEK gibi partiler, bir çok konuda Osadchiy ile ciddi anlamda yakındır.

-*-*-

Peki şu anda durum nasıldır?
Efendim, Osadchiy dün bir açıklama yaptı ve “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hava sahasını uçaklarımıza kapatmış olması, kendi ayağınıza sıktığınız kurşundur” dedi.
Başka ne mi dedi?
Dedi ki, “… Türkiye hava sahasını Rus uçaklarına kapatmadı, şimdi tüm Rus turistler Türkiye’ye ve O’nun desteğiyle Kuzey Kıbrıs’a gidecekler”…

-*-*-

Ve gelelim KKTC’yi yöneten gariban kesime…
Ersin Tatar, Rusya – Ukrayna meselesini kesinlikle bilmez, bilmek için de uğraşmaz…
Faiz Sucuoğlu hükümetinin de o taraklarda bezi olduğunu sanmıyorum.
Çünkü bu gibi meselelere yıllardır “Türkiye Dışişleri” bakıyor…
Bizimkiler Nasreddin Hoca şenlikleri, Gaziantep baklavası etkinlikleri gibi bir takım zırvalıklarla ilgileniyor, o kadar…

-*-*-

Ancak şu anda durum gerçekten ciddi şekilde düşünme zamanıdır.
Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi, iki siyasi otoriteyi devlet olarak tanıdığını ilan etmesi; FIFA, FIBA, UEFA gibi uluslararası spor kurumlarından uzaklaştırılması ve hepsinden önemlisi de ekonomik ilişkileri yani mesela turizmi; mutlaka ele alınmalıdır.

-*-*-

Rum Toplumu; Rusya’yı, Yunanistan’dan daha “anavatan” görür durumdaydı.
Özellikle BM Güvenlik Konseyi, neredeyse Rum Toplumu’nun hizmetindeydi çünkü Rusya her zaman yanlarındaydı.
Hatta şu acı bir gerçektir, Annan Planı’nın “evet” sonucu ile buluşamamasının arkasındaki güç de Türkiye ile Rusya’nın bir çeşit pazarlığıdır ki birlikte Tassos Papadopulos’a çalıştıklarını elbet tarih yazacaktır.
Neyse…

-*-*-

Şu anda Rusya ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin arası, limoni olmanın dahi ötesindedir.
Kıbrıs Cumhuriyeti hava sahası, Rus uçaklarına kapatılmıştır.
Bu yıl tek bir Rus turist Güney Kıbrıs’a gidemeyecektir.
Rus futbol, basketbol, voleybol ve benzeri takımları kimseyle maç yapamayacak durumdadır.
Ve Rusya’nın Ukrayna’daki pozisyonu; Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’taki pozisyonu ile yüzde 75 hatta fazlası benzemektedir.

-*-*-

Bu ahval ve şerait içerisinde; yıllardır tek kuruşunu görmediğimiz, asla KKTC’yi tanımayan ve tanımayacak olan Batı ülkelerine de “çalım atıp gol kaydetmek” için müthiş bir fırsat söz konusudur.

-*-*-

Örneğin Ersin Tatar olsam, Osadchiy’e, O’nun üzerinden Rus devletinin zirvesine ulaşmaya çalışırdım…
Bir şekilde derdimi anlatırdım.
Siyaseten olmasa bile, turizm ve sportif faaliyetler, üniversiteler arası işbirliği gibi ilişkiler kurardım, kurmaya çalışırdım!

-*-*-

“Mümkün değil” mi diyorsunuz?
Peki neden mümkün olmadığını da bir zahmet anlatır mısınız?

-*-*-

Hani çok kısa süre önce, her fırsat bulduğunuzda, Kıbrıslıların “tumarhana delisi” dediği bir yığın garip garip insanın açıklamaları vardı balıklama dalıyordunuz… Yok Çin bizi tanıdı; yok Kırım bizi bilmem ne yaptı! Yok Uganda, yok Libya, yok Tanganika!
Haydi!
İşte size bulunmaz bir fırsat!
Salın Rusya’nın üzerine!
İsteyin!

-*-*-

Mümkün değil!
Evet doğru!
Yapamazsınız!
Çünkü siz yani KKTC Yönetimi, Türkiye’nin alt yönetimisiniz değil mi?
Ne acı ama…
C’mon Ers!
Lets go to Hodja Nasreddin festival and listen some music from Akşehir Municipality Band!

-*-*-

Nasreddin hocaya bir gün sormuşlar; “Hocam, KKTC devleti tanınacak mı?”
Hoca soruyu soranlara bakmış, aralarında Ersin Tatar da var; gülmüş ve “Türkiye bile tanımıyor” demiş!
Ahali üzgün bir şekilde Digomo’ya doğru yönelmiş!

Safsata!

Türk Dil Kurumu’na göre “safsata” ne demektir?
Safsata; Arapça kökenli bir kelimedir ve “Boş, temelsiz, asılsız söz” anlamına gelmektedir…

-*-*-

Korkuya bağlı demokrasi olacağına, hiç olmasın daha iyi!
Yalanla yönetilen, sahtekarlıkla idare edilen bir “devlet” olacağına, hiç olmasın daha iyi!

-*-*-

Korku mu?
Çok basit; KKTC’yi yöneten veya yönettiğini sanan Cumhurbaşkanı da Başbakan da tüm bakanlar da kesinlikle korkutulmuştur.

-*-*-

Mesela, Cumhurbaşkanı da Başbakan da, Halil Falyalı’nın çok iyi dostuydu…
Ama, Falyalı’nın vahşi bir cinayete, üstelik de uzun namlulu çok şüpheli silahlarla katledilmiş olmasına hiç ses çıkaramadılar!
Çıkarmadılar da!
“Allah rahmet eylesin” o kadar…

-*-*-

Meclis’te bile Falyalı cinayetini gündeme getiren, en yakın arkadaşları olan siyasetçiler değildi; Asım Akansoy’du…

-*-*-

Akansoy, “Mafyalar, eli silahlı insanlar ülkeye girip çıkıyor ama Kıbrıslı Türk aydınlar Türkiye’ye sokulmuyor” dedi…
Bu konuda Tatar veya Sucuoğlu bir şey söyleyebilir mi?
Söyleyemez!
Neden?
Korkudan!

-*-*-

TC’nin buradaki askerinden de, sivilinden de, diplomatından da, hatta son dönemlerde imamından bile korkuyorlar.
Ve işleri güçleri “yalan”!
Bunların camiye gidiyor olması bile yalandan mesela!
Ne acı!

-*-*-

KKTC’nin Dışişleri Bakanı, yabancı bir ülkenin büyükelçisine, “Sayın büyükelçi, diplomatik pasaport sahibi eski bir vekilimizin Türkiye’ye sokulmaması hakkında bilgi almak istiyorum” diyemez!
Korkar!
Ama en acısı; sadece dışişleri bakanı değil, başbakanları hatta cumhurbaşkanları da korkar!
Soramazlar!
Sorsalar, “Sana ne!” yanıtını alma ihtimalleri mi?
Bilemem; ama o ihtimal da varmış gibi duruyor!

-*-*-

Kısacası, KKTC’nin egemen ve eşit – bağımsız bir devlet olduğu iddiası, safsata bile değildir!

“Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar” diye çok sevdiğim bir türkü var… Şimdi o türkü adeta “ülkemin etrafı silahlı gemiler”e döndü… Fransız uçak gemisi FS Charles De Gaulle (R91) Cumartesi gününden beri Limasol’da demirli (Fotoğraf)… Geminin planlı bir tatbikat için burada olduğu söylense de; savaşa hazır olduğu da biliniyor… Ağrotur İngiliz Üsleri’ndeki İngiliz savaş uçakları da takviye edildi… “Allah önce Ukraynalıları, sonra tüm dünyalıları korusun” diyorum…