Rüzgarın bile yetişemediği atlet Yiğitcan Hekimoğlu

Rüzgarın bile yetişemediği atlet Yiğitcan Hekimoğlu

 

 

Son olarak Türkiye Büyükler ve Gençler Salon Atletizm Yarışları’nda 60 metre branşında 6.82’lik derecesi ile Türkiye ikincisi olan Yiğitcan, 2016 yılında Brezilya’da gerçekleşecek olimpiyat oyunlarında yer alma hedefinde

Necmi Belge


Kuzey Kıbrıs’ın hafta sonları en çok okunan dergisi olan “ADRES” için, son yıllarda Kuzey Kıbrıs atletizminin gündemini oluşturan Meliz Redif ile birlikte iki atletinden biri olan 100 ve 200 metredeki sprinterimiz Yiğitcan Hekimoğlu ile Bellapiais’teki evinde bir söyleşi yaptık.
Annesi, çok zarif hanımefendi Aynur Hekimoğlı ile Yiğitcan’ın bugünlere gelmesinde en önemli rolü olan hocası Celal Keleş’in de hazır bulunduğu söyleşide ilk sözü Yiğitcan Hekimoğlu aldı.
Yiğitcan bu önemli söyleşiye başlamadan, en büyük hedefinin 2016’da Brezilya’nın organize edeceği olimpiyatlarda yarışmak olduğunu açıkladı.

Yiğitcan’ı keşfeden hocaları Halil Oktunç, Serhat Deniz ile Kansoy Yıldız
Şimdi Yiğitcan’ı dinleyelim.  27 Nisan 1992 yılında Girne’de İbrahim-Aynur Hekimoğlu’nun tek çocuğu olarak dünyaya gelen Yiğitcan,  ilk okuldan sonra öğrenimine devam ettiği  19 Mayıs Maarif Koleji’nde 2009 yılında hocaları Halil Oktunç, Serhat Deniz ile Kansoy Yıldız’ın dikkatini çeker.
Lise 2’de iken, o yılki Liselerarası Atletizm Elemeleri’nde 100 metre ve 200 metrede birinci olan Yiğitcan, bu yarışlarda kendisini izleyen hocası Serhat Deniz tarafından, daha sonra, atletizm yaşamında ve başarılarında büyük rol oynayacak olan antrenörü Celal Keleş’e Yiğitcan’ı tavsiye ediyor.

Celal Keleş ile başlayan büyük yürüyüş
Yiğitcan, kendi söylemiyle Celal hoca ile başarı için başlayan büyük yürüyüşünü şu şekilde anlatır: “Celal hoca beni ilk olarak, atletik testlere sokmuştu. Bu testlerde başarılı olunca çalışmaya başladık. Elemelerden bir hafta sonra, KKTC Liseler Şampiyonasında 100-200 metrede  şampiyon oldum. Bu yarışların ardından yine bir hafta, Celal hoca ile çalışmaya başladıktan iki hafta sonra, Bursa’da düzenlenen Türkiye Liselerarası atletizm müsabakalarında Türkiye üçüncüsü oldum.”

Dünya Yıldızlar Barajını geçiyor
Hocaları tarafından keşfedildiği yıl olan 2009 yılı Yiğitcan’ın önlenemez yükselişinin yılı oluyor. Haziran ayı içerisinde Bursa’daki müsabakalarda, Temmuz ayı içersinde İtalya’nın Bricanone şehrinde yapılan Dünya Yıldızlar Şampiyonası barajını geçen Yiğitcan, ilk defa bir Kıbrıslı Türk olarak, dünyanın en hızlı 24 atleti arasında yer alır.

Tasnif Dışı Balkan Şampiyonluğu
Yiğitcan’ın bu başarıları devam ederken, yıldızlar kategorisinde en iyi atletlerden biri olmasına rağmen, Ankara’da düzenlenen Balkan Şampiyonası’nda tasnif dışı koşturulur.
Bu yarışta birinci olduğu halde tasnif dışı koştuğu için madalya alamayan Yiğitcan, bu olayın kendisini çok üzdüğünü belirtir.

Yunanistan’da gençler üçüncülüğü
Yiğitcan’ın bu üzüntüsü geçici olur. Yıldızlar kategorisinde olmasına rağmen, gösterdiği büyük başarı sonucu Yunanistan’ın Sicimatri kentinde düzenlenen Gençler Balkan Şampiyonası takımına seçilir.
Yunanistan’daki yarışmalarda yıldızlar kategorisinde olmasına rağmen, Balkan Gençler üçüncüsü olarak, kürsüye çıkar.

10.54’lük derece ile Dünya Gençler Barajını geçiyor
Atletizme başladığı Mayıs 2009 yılını bu başarılar ile tamamlayan Yiğitcan için, 2010 yılı adeta zirveye tırmanış yılı oluyor.
6 Haziran 2010 tarihinde, Bursa’da düzenlenen Büyükler Deneme başarısı ile 10.54’lük derecesiyle Türkiye Gençler rekorunu kırarken, Dünya Gençler barajını geçerek, Kanada’nın Moncton kentinde yer alan Dünya Gençler şampiyonasına katılma hakkı kazanır.
Ne var ki, sakatlığından dolayı Montcon yarışlarından elenir ve bu yarışlarda yer alamaz.
Ancak, Yiğitcan bu derecesi ile artık Türkiye’nin en iyi sprinterlerinden biri olarak kabul edilir.

Balkan Gençler Şampiyonluğu 
Adım adım zirveye yönelen Yiğitcan, 2011 yılında koleksiyonuna bir Balkan şampiyonluğu dahil eder. Yiğitcan, 2011 yılında İzmir’de düzenlenen Avrupa Takımlar Şampiyonası’nda şampiyon olarak, Avrupa Takımlar Süper Liginde yer alan Türk Milli takımında yer alır.
15 Temmuz 2011 tarihinde Edirne’de yapılan Balkan Gençler Şampiyonasında 10.66 ile 100 metre ve 21.95 ile 200 metrede Balkan Gençler şampiyonu olur.

Avrupa Gençler şampiyonasında final koşan ilk Türk atlet
Yiğitcan’ın başarıları bununla bitmez. Bu kez, 2011 yılında Estonya’nın Başşehri Tallin’de organize edilen yarışlara Avrupa’nın en hızlı beşinci atleti olarak katılır. Burada final koşarak, Avrupa Gençler şampiyonasında final koşan ilk Türk atlet olur.
Ne var ki, finallerde geçirdiği sakatlık nedeniyle, kürsüye çıkamayan Yiğitcan’ın 10.54’lük derecesi bu yarışlardaki üçüncülük derecesi ile muadildi. Yiğitcan, belki de koşsaydı, en az bu dereceyi elde edecekti.

Türkiye 4x100 takımı ile 40 saniye altına indi
Avrupa Gençler Şampiyonasından Türkiye’ye dönen Yiğitcan, Ağustos ayında Bursa’da yer alan  Türkiye Kulüpler yarışlarında 4x100 metrede ENKA takımı ile 40 saniye altında koşarak,  Türkiye rekoru kıran takımda koşar. 

YDÜ adına kazanılan şampiyonluklar
Lise öğrenimini 19 Mayıs Maarif Kolejinde tamamlayan Yiğitcan, üniversite eğitimine başladığı Yakın Doğu Üniversitesi ile Mayıs 2012’de Eskişehir’de yer alan Türkiye Üniversiteler Şampiyonasında yarışır.
Bu müsabakalarda, 100 ve 200 metrede Türkiye Üniversiteler rekoru kırarak şampiyon olan Yiğitcan, Temmuz 2012’de Türkiye takımı ile 4x100 takımında yer alır.

Salon 60 metre Türkiye ikinciliği
2012 yılını bu başarılar ile tamamlayan Yiğitcan, 2013 yılına hızlı ve müthiş bir giriş yapar.
Artık, “BÜYÜKLER” kategorisinde koşacak olan Yiğitcan, bu kategorideki en büyük sınavını 2-3 Şubat 2013 tarihinde İstanbul Aslı Çakır Alptekin Spor Atletizm Salonu’nda yer alan Türkiye Büyükler Atletizm müsabaklarında 60 metrede verir. Bu müsabakada 6.82’lik derecesi ile Türkiye İkincisi olur.
İşte, Yiğitcan Hekimoğlu’nun kısa ama bir kuyruklu yıldız süratindeki başarı öyküsü. Ama, bu öykünün büyük bir fenomene dönüşüp, 2016 yılında hedeflediği 2016 RİO Olimpiyatlarında taçlanacağına yürekten inanıyoruz.

Yiğitcan için ne söylediler
Aynur Hekimoğlu (Annesi) “Yakın Doğu Üniversitesi’ne minnetarız”
Yiğitcan’ın bu büyük başarısının gizli kahramanı annesi Aynur Hekimoğlu, oğlunu şu şekilde anlattı: “Yiğitcan, küçüklüğünden beri hedefleri ve amaçları olan bir çocuktu. Sporla her zaman iç içe oldu. Atletizmde, kısa sürede yakaladığı bu başarı onu hedeflerine ulaşmada daha da motive etti. Yiğitcan’ın en büyük özelliği ise, sporla beraber eğitiminin de başarılı bir şekilde devam etmesidir.
Bu anlamda, YDÜ’nün katkılarıyle eğitimine devam ediyor. Bu bağlamda, Yakın Doğu Üniversitesi’ne teşekkür edereken, minnettarız da. Yiğitcan’ın, atletizmdeki hedeflerine bir disiplin ve çalışma  gayreti içerisinde ulşamaya çalışması bizi çok mutlu ediyor.
En büyük hedefimiz, 2016’da Brezilya’nın RİO kentinde düzenlenecek olan Olimpiyatlarda Yiğitcan’ı alkışlayabilmektir. Yiğitcan kişiliği, ahlakı ve disipliniyle gurur duyulacak bir evlattır. Söz konusu Yiğitcan olursa gerisi teferuattır.”
Aynur Hekimoğlu son olarak, Yiğitcan’ın testlerini karşılıksız yapan Girne Erduran Laboratuvarı ile Lefkoşa’daki antremanları öncesi restorantında konuk eden Sevgen Paşaoğlu’na da teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.

“SÖZ KONUSU YİĞİTCAN İSE, GERİSİ TEFERRUATTIR”.  
Celal Keleş (Antrenörü)  “Atletizm potansiyeli Uluslararasıdır”
Yiğitcan’ın bu başarısının en büyük mimarı olan antrenörü Celal Keleş ise, Yiğitcan’ı şöyle anlattı: “Sporun içinden gelen bir bilim adamı olarak, Yiğitcan’la ilk karşılaştığımızda, onun sadece atletik performasına bakacak kadar zamanım vardı. Bu kısa karar verme sürecinde onun patlayıcılığı ve atletik performansının uluslararası düzeyde olduğuna karar verdim. Sonraki süreçte, onun motivasyonu, çalışma azmi, adanmışlığı ve zekasının, bu atletik değerlerine paralel olup olmadığına baktım ve bunları geliştirecek planlamaları yapmaya başladım. Yiğitcan, hedeflerini ve hayallerini atletizmin çerçevesine bina eden, sınırları aşmayı, en iyisini yapmak için, üst düzey bir çalışma azmine ve disiplinine sahip bir sporcu karakterine sahip biridir.”

Dergiler Haberleri