Tarih, 19 Temmuz 1974. Günlerden Cuma. 4-5 gündür, Rumlar arasındaki iç savaş tüm şiddetiyle devam ediyor. Bölgeciklerine çekilmiş olan Türkler, Rumlar arasındaki faşist hareketi ilgi ve kaygıyla izliyor. Türklerin kafasında, “Kendi aralarındaki hesaplaşma bittiğinde sıra bize mi gelecek ?” sorusu var. Özellikle Türkiye’deki yöneticiler, böyle olacağından çok emin. Temaslar, uyarılar, demeçler, tehditler v.s. derken Türkiye’nin askeri müdahalesi ciddi ciddi konuşulmaya başlıyor.
19 Temmuz Cuma gecesi, Lefkoşa’nın Türk mahallesi, yine ışıl ışıl, rengarenk. Nedeni, uçuşan Rum izli mermileri. Mevzilerdeki Mücahitler gibi biz de Bayrak Radyosu’nda ‘Kırmızı Alarm’ durumundayız. Ne beklediğimizi bilmeden beklemedeyiz.
Gece yarısına doğru Bayraktarlık’tan ‘Çok Gizli’ bilgi geliyor. ‘Türkiye’nin askeri müdahalesi 20 Temmuz sabahı 05.00’de gerçekleşecek. Müdahale Ankara’da Başbakan Bülent Ecevit, Kıbrıs’ta da Rauf Denktaş tarafından resmen açıklanacak’. Denktaş’ın açıklaması banda kaydediliyor. Emire göre ‘açıklama’ tam saat 05.00’de yayınlanacak.
Tarih, 20 Temmuz 1974. Günlerden Cumartesi. Saat tam 05.00. Emir yerine getiriliyor ve Denktaş’ın mesajı yayına veriliyor.
“Türk ordusu 05.00’den itibaren adanın dört bir yanından, havadan ve denizden Kıbrıs’a çıkmaya başlamıştır.....”
Herkes sokaklarda, pencerelerde... Türk savaş uçaklarını görmek için. Deniz kenarındaki yerleşim yerlerinde ise gözler denizde.... Türk savaş gemilerini ve hatta çıkarma gemilerini görmek için. Ama hiç bir hareket yok. Neden mi ? Çünkü küçük (!) bir ayrıntı (!) unutulmuş. Türkiye ile Kıbrıs arasında 1 saatlik fark var. Türkiye’nin 05.00’i, Kıbrıs’ta 06.00...
Sonra, 05.30’a doğru, önce Türk Hava Kuvvetlerine bağlı keşif uçakları görülüyor Kıbrıs semalarında. 06.05 sıralarında da savaş uçakları ve paraşütçüleri getiren nakliye uçakları. Adanın dört bir yanıdan değil ama sadece Girne 5’nci Mil Plajı açıklarında da Türk Deniz Kuvvetlerine bağlı savaş gemileri ortaya çıkıyor ve hemen arkasından da çıkarma başlıyor.
‘İleri saat,-geri saat’... Hiç kimse hatırlamıyor ve işte böyle büyük bir hata yapılıyor 20 Temmuz günü. Şu veya bu nedenle çok da önemli, hatta olası trajik sonuçlar doğmuyor bu hatadan. Ama çok ilginçtir, daha sonraki süreçte, 20 Temmuz’u anlatan yüzlerce kişi bu olayı hep atlıyor, anlatmıyor. Her nedense....
***
29 Mart 2014 de ‘İleri saat uygulaması’ vardı. Türkiye dahil, Kuzeyi ile Güneyi ile Kıbrıs ve tüm Avrupa için belirlenmiş bir tarihti. Ama Türkiye’de 30 Mart Pazar günü Yerel Seçimler vardı. Bu nedenle bir gün sonraya alınmıştı ‘İleri Saat Uygulaması’.
Eminim, benim gibi birçok kişi gecenin geç saatlerinde ileri almıştı saatlerini. 24 saat süren, ‘yeni saate uyum’ sürecini atlatmak her zamanki gibi ilginçti. Türkiye’de değişmemiş olduğundan da, daha ilginç bir durum vardı. Örneğin, her zamanki gibi sabah 07.30’da kalkıyorsun yataktan ama yeni saatte, saat 08.30; yolcun var. Örneğin Ankara’dan gelecek. İki kere soruyorsun “Varış Kıbrıs saatinde mi Ankara saatinde mi ?”; Türkiye’de seçimler var, Haberleri izlemek istiyorsun 19.00’da TV’nin karşısına geçiyorsun ama orada saat daha 18.00 v.s. v.s.
Bunları düşünürken ve yaşarken, geliverdi aklıma 20 Temmuz 1974 günü yaşananlar.