“Sabah Kahvesi” ve Örtük Dersler

Salih Sarpten

Sabah Kahvesi, hem ülke içindeki hem de ülke dışındaki yazılı basını ekranlara taşıyan Kuzey Kıbrıs’ın televizyon kanallarındaki programlarından sadece birisidir.

Sevgili Sami Özuslu’nun üslubu, anlamlı yorumları, medya okuryazarlığına ve etik kurallarına verdiği önem, Sabah Kahvesi’nin benzer programlar arasındaki farklılığını açıkça ortaya koymaktadır.

Ancak son günlerde programa dahil edilen küçük ama bir o kadar da anlamlı ve önemli bir içerik, bu farklılığı daha da zenginleştirmiştir.

Programı izleyenlerin de tahmin edeceği gibi “günün Kıbrıs Türk atasözü veya deyimi sorusu” uygulamasından bahsediyorum. Bu uygulama eğitim bilimi literatüründe de yer alan “örtük ders” kavramına örnek olacak niteliktedir.

Örtük ders veya örtük program kavramı ilk defa 1968 yılında Philip Jackson tarafından kullanılmıştır. Jackson, örtük program kavramını, eğitimin sadece bilginin bir nesilden diğerine aktarılması görevinin yerine getirilmediğini vurgulamak için kullanmıştır. Ona göre eğitim, bir sosyalleşme sürecidir ve sosyal olarak yapılandırılır. Eğitim sürecinde, toplumsal olarak kabul edilmiş bilgilerin yanında, yine toplumsal olarak kabul görmüş değer ve normlar genç kuşaklara aktarılmalıdır.

Peki, her sabah basın özetlerini öğrenmenin yanında yanıtını bulmaya çalıştığımız Kıbrıs Türk atasözü ve deyimleri sorusu ile örtük olarak neleri öğreniyoruz?

Aslında bu sorunun belirgin yanıtı yok. Çünkü adı üzerinde örtük bir program, örtük bir dersten bahsediyoruz... Bu nedenle her birey kendi kültürel zenginliği, önceki öğrenimleri ile ilişkili olarak farklı örtük öğrenmeler elde edebilir. Ancak hiç kuşku yok ki;

  • Birçok olgu ve olayı anlamlandırmak için Kıbrıs Türk kültürüne özgü zengin atasözleri ve deyimleri olduğunu,
  • Kıbrıs Türk Toplumu oluşturan bireyler içinde Mustafa Gökçeoğlu gibi önemli bir değerin var olduğunu, yaşı ne olursa olsun programı dinleyen her birey öğrenmiştir. 

Öte yandan şüphesiz ki Türkçeyi etkin ve doğru kullanmak önemlidir. Bu nedenle de okullarımızda “Ölçünlü Türkçe” öğretimi yapmak gereklidir. Ancak bunun yanında ağız farkındalığı eğitimini de ihmal etmemiz gerektiğini de öğrenmiş olduk.

Dil, kültürün en önemli unsurudur. Belki de Kıbrıs Türk kültürünün erozyona uğrayan en önemli öğesi ağzıdır. Bu nedenle de farklı söz varlığı öğeleri olan ikileme, deyim, atasözü, kalıp söz, özdeyiş, terim gibi türlerin Kıbrıs ağzındaki öğretimi gerçekleştirilmelidir.

Sözün özü; herkes tarafından açıkça anlaşılır ve bilinen bir dil politikasına ihtiyacımız var.  Kıbrıs’ta federal çözüm arayışlarını da dikkate aldığımızda özellikle statü ve dil öğrenim politikasının önemi daha da belirginleşmektedir. Ve ebetteki bu iş, örtük derslere ihtiyaç bırakmayacak şekilde belirlenmeli ve buna uygun olarak sisteme entegre edilmelidir.

 


Aklınızda Bulunsun

LYS Başvurusunda Dikkat Edilecekler

Üniversiteye girişin ikinci adımı Lisans Yerleştirme Sınavları’na (LYS) başvurular, 17 Nisan’da bitecek. Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın (YGS) sonuçlarına göre bu yıl 180 puanını aşarak, LYS’ye girmeye hak kazanan adayları şimdi de LYS başvuru telaşında…

Başvurular, 17 Nisan’a kadar ÖSYM’nin internet adresinden ya da ÖSYM sınav merkezlerinden yapılabilecek. Sınav ücreti için son tarih, 18 Nisan. LYS’deki 5 sınav için ayrı ayrı başvurulacak.

Öncelikle başvurunun doğru biçimde, zamanında ve eksiksiz tamamlanması gerekiyor. Bu internetten bireysel başvuru şeklinde yapılabileceği gibi ÖSYM sınav merkezlerinde de gerçekleştirilebilir. Başvurular, 5 TL’lik ücret karşılığında ÖSYM merkezlerinden de yapılabilir.

Adayların MF, TM ve TS puan türleri için en az iki ayrı sınava girmeleri gerekiyor. Sadece yabancı dilde, tek sınava girmek puanın hesaplanması için yeterli bir koşul.

Unutulmaması gereken bir unsur daha var. İlk kez YGS’de uygulanan ‘15 dakika kuralı’ nedeniyle birçok aday mağdur olduğunu belirtmiş, sınav merkezleri önünde ağlayanlar olmuştu. ÖSYM, adayları bir kez daha ‘15 dakika’ için uyardı. Adaylar, saat 10.00’da başlayan sınavlarda 09.45’ten, 14.30’dakilerde 14.15’ten sonra sınav binasına alınmayacak.


Biliyor muydunuz?

15 Milyon Çocuk Okula Gitmiyor

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ile Birleşmiş Milletler Bilim, Eğitim ve Kültür Kuruluşu’nun (UNESCO) ortak hazırladığı raporda 3 milyondan fazlası Suriye’de ve Irak’ta olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da 15 milyondan fazla çocuğun eğitimden mahrum olduğu belirtildi.

Rapora göre, çocukların eğitimden mahrumiyetinin temel sebepleri savaşlar, şiddet olayları, fakirlik ve cinsel ayrımcılık. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da 20 farklı ülkeyi mercek altına alan raporda, 15 milyondan fazla çocuğun eğitim görememesinin yanı sıra 6 milyon çocuğun okulu terk etme tehlikesi yaşadığı ifade edildi…

Raporda, “Şiddetin yayıldığı bölgede milyonlarca çocuk 'kayıp bir jenerasyon' olma tehlikesi yaşıyor. Bu çocuklar, başarılı birer yetişkin olmaları için gereken bilgi ve beceriden yoksunlar” ifadeleri geçiyor…