Sabah’ın Kıbrıs Muhabirinin Bilmesi Gereken Sorumlulukları

İbrahim Özejder

 

• Sabah’ın Yenidüzen’den haber aşırması ciddi bir özensizlik örneği. Ama Türkiye medyasının Kıbrıs’taki temsilcilerinin bunun hatta tipik dış ülke muhabirliğinin ötesinde, sorumlulukları olduğunun bilinmesi gerekir.


Medyamız sayısız sıkıntılarla boğuşurken, keşke gazetecilerimiz kendi aralarında sorun yaşanmasa da sıkıntılara karşı birlikte mücadele edebilse diye düşünüyor insan.

Medyada emek hızsızlığı sorunumuz maalesef devam ediyor. İnternetin yarattığı olanaklar ve yasal düzenleme eksikliği kopya haberciliği kışkırtıyor. Konuyu daha önce bir kaç kez bu sayfalarda ele almıştık. Emek hırsızlığı konusunda yeterince titiz davranmadıkları gerekçesiyle Yenidüzen dahil bazı yayın kuruluşlarına eleştiri yöneltmiştik.

Yasal düzenlemeler eksik olsa da medya etiği, gazetecilerin meslektaşlarının emeğine saygı göstermesini gerektirir. Medya Etik Kurulu’nun ilkeleri ve özellikle “İnternet Gazeteciliği Deklerasyonu” önemli, yol bir göstercici kılavuzdur.

Yenidüzen’in haberi

Ancak bazı internet gazeteleri(çoğu deklerasyona imza atmasına rağmen) etik kurallara uymamaya devam ediyor. Yenidüzen gazetesi, bir haberinin aynen aktarıldığı veya kaynak gösterilmeden kullanıldığı gerekçesiyle Medya Etik Kurulu’na başvuruda bulundu. Bize de gönderilen başvuru yazısını altta yayınlıyoruz. Yazıda anılan sitelerin Yenidüzen’in haberini İnternet Gazeteciliği Deklerasyonuna uygun olarak kullanmadıkları açıkça görülüyor. Konuyu daha önce bu sayfada işlediğimiz için tekrarlama gereği duymuyoruz.

Sabah’tan copy-paste

Öte yandan Yenidüzen Türkiye’de yayınlanan Sabah gazetesinin okur temsilcisine de ayni gerekçeyle başvurup hatanın düzeltilmesini talep etti(İlgili başvuru altta görülebilir).

Sabah okur temsilcisi nasıl bir değerlendirme yapacak bilmiyoruz. Ancak biz bu başvuru vesilesiyle Türkiye medyası-Kıbrıs ilişkilerine ve Türkiye medyasının Kıbrıs’taki muhabirlerinin özel yükümlülüklerine değinmek istiyoruz.

Sabah’ın Kıbrıs temsilcisi Emre Diner’in, Yenidüzen’in özel haberini, imzasını atıp kendi haberiymiş gibi Sabah’a göndermesinin ciddi bir ihmal olduğu kesin. Türkiye gazetelerinin Kıbrıs’la ilgili sayısız yanlışlıklarının gazete merkezlerinden kaynaklandığını biliyoruz ama bu örnekte hatalı olan muhabirdir.

Kıbrıs muhabirlerinin sorumlukluları

Muhabirler bilmelidir ki kopya haber ötesinde Türkiye medyası Kıbrısla ilgili son derece titiz ve sorumlu olmalıdır. Kıbrıs muhabirliği eğer kıyaslarsak Hollanda muhabirliği gibi sıradan bir dış haberler görevi değildir. Yani Hollanda ile ilgili bir problemli haber, Hollanda halkının umurunda olmaz ama Kıbrıs’la ilgili bir problemli haber, Ada’nın kuzeyinde toplumsal ve siyasal sorunlara yolaçabilir. Son 30-40 yılda maalesef sayısız olumsuz örnek yaşadık ve bazı Türkiye gazeteleri ile gazetecilerinin protesto edildiğine bile tanık olduk.


Özensiz haberler problem yaratır

Sorumsuz ve medya etiğine aykırı her haber, her yorum Kıbrıs’ta tepkiye yolaçabilir, Türkiyelilerle Kıbrıslıların birbirlerine yönelik önyargılarını kışkırtabilir. Bir örnek vermek gerekirse, bir süre önce gündeme gelen(ve bu sütunlara da taşıdığımız) Lefke’de ezanla ilgili bir mahkeme kararının, bazı Türkiye gazetelerinde “Kıbrıs’ta Ezan Sustu” başlığıyla yansıtılması, son derece gerçeklere aykırı, sorumsuz, kışkırtıcı bir gazetecilik örneğiydi.
Türkiye gazetelerinin merkez sorumluları, bu tür başlık ve haberlerin, kendine özgü toplumsal, kültürel değerleri olan Kıbrıslı Türkleri ne kadar rencide ettiğini ve Ada’da ortaya çıkabilecek provokasyonları tahmin edemeyebilir; ancak Kıbrıs’taki muhabirler bunu bilmeli ve haberleri ona göre tasarlamalı ve gerekirse merkezi de uyarmalıdırlar.

-----------------------------------------------------

Sayın Bekir Azgın,
(Medya Etik Kurulu Başkanı)

YENİDÜZEN gazetesin 2 Ocak tarihli  “Esentepe açıklarına 'insansız hava aracı' düştü!” özel haberi pek çok ‘haber’ sitesi tarafından “Medya Etik Kurulu Deklarasyonu”na aykırı olarak, copy – paste yapılarak kullanılmıştır.

Aşağıdaki linklerden göreceğiniz gibi, YENİDÜZEN'in manşeti aynen 'copy paste' yapılmış, kaynak yazılmış ama hem haberini tümünü almışlar, hem de yine link vermemişler.

Yanıtı bildiğim halde, "editoryal hata" yine de bilginize getirir, gerekli uyarıların yapılmasını rica ederim.

Yenidüzen gazetesi

 

YENİDÜZEN gazetesinin haberi:
https://www.yeniduzen.com/Haberler/ozel-haber/esentepe-aciklarina-insansiz-hava-araci-dustu/59792

Evrensel Gazete, hiçbir kaynak belirtmeden YENİDÜZEN’in özel haberini kullandı
http://evrenselgazete.com/index.php/esentepe-aciklarina-insansiz-hava-araci-dustu/

Aşağıdaki ‘haber’ siteleri ise sadece kaynak göstererek haberin tümünü kullanmış, link de vermemiştir.

Kıbrıs Ada Haber:
http://www.kibrisadahaber.com/esentepe-aciklarina-insansiz-hava-araci-dustu.html

Kıbrıs724:
http://www.kibris724.com/esentepe-aciklarina-insansiz-hava-araci-dustu-74174h.htm

Haber Kıbrıs:
http://haberkibris.com/esentepe-aciklarina-insansiz-hava-araci-dustu-2016-01-02.html

 

------------------------------------------------

Sayın İbrahim Altay,
(Sabah gazetesi okur temsilcisi)

YENİDÜZEN gazetesin 2 Ocak tarihli  “Esentepe açıklarına 'insansız hava aracı' düştü!” başlıklı  özel haberi siteniz  tarafından “Medya Etik Kurulu Deklarasyonu”na aykırı olarak, copy – paste yapılarak kullanılmıştır.

Aşağıdaki linklerden göreceğiniz gibi, YENİDÜZEN'in manşeti aynen 'copy paste' yapılarak Kıbrıs temsilciniz Emre Diner imzasıyla yayınlanmıştır.

YENİDÜZEN gazetesinin haberi:
https://www.yeniduzen.com/Haberler/ozel-haber/esentepe-aciklarina-insansiz-hava-araci-dustu/59792

Sabah gazetesi:
http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/01/02/kktcde-denize-iha-dustu

Medya etik değerlerine aykırı olan bu hatanın düzeltilip gereğiniz yapılmasını talep ediyoruz.

Yenidüzen Gazetesi

 

--------------------------------------------------------

Güzelyurt’taki Kadın Cinayeti Politik Mi?


Güzelyurt’taki cinayet birkaç gün önce medyamızda geniş yer buldu. Yenidüzen’de Levent Özdağ imzalı 16 Ocak günü yayınlanan haberde olayın ayrıntıları anlatıldıktan sonra Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu’nun açıklamasına da yer verildi.

Platformun açıklamasında cinayetin “adli olduğu kadar politik” olduğu da  vurgulandı. Okur için buradaki politik tanımı kafa karıştırıcı olabilir, akla ilk olarak politik saflaşmalarla ilgili bir cinayet akla gelebilir. Ancak ayrıntılarda böyle olmadığı belli. İddiayı değerlendirirken, “feministler yine gündem yaratmaya çaışıyor” diye düşünenler de olabilir.

Ancak açıklamanın ayrıntılarını okuyunca ve bir de toplumsal siyasal sistemde kadının yerini gözönüne alınca, kadın cinayetlerinin büyük çoğunluğunun politik olduğu anlaşılabilir.

Kadınlar daha çok öldürülüyorsa

Eşitsiz toplumsal siyasal sistemde kadınlar, sırf kadın oldukları için sayısız ayırmcılığa maruz kalıyorlar. İşşizlik, düşük ücret, taciz, dayak da ve bu zincirin sonucu cinayet de eşitsizliğin ürünüdür. Dünyada erkek tarafından öldürülen kadın sayısının, kadın tarafından öldürülen erkek sayısından orantısısız derecede fazla olması başka nasıl açıklanabilir.

Medyaya gelince, bir bütün olarak kadının medyadaki temsilinin ve kadın cinayet haberlerinin yansıtılış biçiminin, kadın cinayetlerini artırdığı, bir çok araştırma ile ortaya konuldu. Bu, geleneksel medya dilinin kadın cinayetlerini teşvik ettiği anlamına gelir.

Çeşitli uzman ve kuruluşlar, kadın cinayet haberlerinin, yeni cinayetleri teşvik etmemesi için neşer yapılması gerektiği konusunda çalışmalar yaptı. Türkiye’de konuyla ilgili çalışmalar yürütenlerden biri olan  Kadın Cinayetleri Önlenebilir Kampanyası, gazeteciler için çok yararlı olabilecek bir eser ortaya koydu: Kadın Cinayetleri Haberleştirme Kılavuzu. Bütün gazeteciler açısından yararlı olur gerekçesiyle kılavuzu yan sütünda yayınlıyoruz.

 

----------------------------------------------------------

 

Kadın Cinayetleri Haberleştirme Kılavuzu

Adını Koyun: Bir kadın, herhangi bir kişi tarafından "kadın olduğu için" öldürülmüşse bu adli bir olay değil, bir "kadın cinayeti"dir.

"3. Sayfa" Haberi Değil: Kadın cinayetleri politik cinayetler ve yeri 3. sayfa değil; ilk sayfa veya politika, yaşam sayfalarıdır.

Klişelerden, Basmakalıp Yargılardan, Bahanelerden Uzak Durun: Haberi söylentilerle, yakıştırmalarla, "bahaneler"le, yargılarla; psikolog, yargıç, falcı veya hikâye yazarı gibi yazmayın.

Melodramdan, Sansasyon ve Pornografiden Kaçının: Haberde duygusallaştırma, dramlaştırma öğeleri, cinselliğe dair imalar, magazinel yaklaşımlar ve cinayet ayrıntılarına yer vermeyin.

Haberi Adli Raporlara, Failin İfadelerine Dayandırmayın: Gerçek sorumluları bulmaya çalışın, haber kaynaklarınızı çeşitlendirin.

Kadın Cinayeti Haberlerinde 4N1K!: "Neden"in cevabını failin ifadesinde ya da kadının hayatında aramayın, cinayeti kadınların hayatıyla meşrulaştırmayın.

Kadınları, Hayatlarını Değil; Zihniyeti Teşhir Edin: "Cinayeti hak etmiş mi," diye soran/sorduran detayları, kadınları, özel hayatlarını değil; zihniyeti teşhir edin!

Faili Anlamaya/Aklamaya, Gizlemeye; Cinayeti Failin Hayatıyla Açıklama Çalışmayın:Cinnet, öfke, kıskançlık, iflas, aşk, öfke, işsizlik değil erkek şiddeti!

Yargı Süreçlerini İzleyin ve Sorgulayın: Hukuki süreçlerde rol alan "ideolojik/siyasal/ahlâki yaklaşımlar", dava sonuçlarının fikri takibi, olumlu, emsal kararları atlamayın.

Cinsiyetçi Dil Kullanmayın: Cinsiyetçi terimler, kadınları aşağılayan atasözleri, dışlayıcı ifadeler ve klişeler kullanmayın.

Kadın Cinayetlerini "Cinayetin Ötesinde" Haberleştirin: Yalnızca "cinayet"i değil, kadın cinayetlerine dair mücadeleyi, kadın dayanışmasıyla elde edilen olumlu sonuçları ve iyi örnekleri de haberleştirin. Kadınların söz ve karar hakkını yok saymayın!

Unutmayın! Kadın cinayetlerini önlemekte medyaya büyük bir sorumluluk düşüyor.