Önce müzik yaptı, şimdi müziğin seslerini tamir ediyor…
‘Şaban (Joe) Aygın’
Tanju KONURALP
Hani ülkemizde bazı yüzler vardır, artık sembol olmuş, herkes tarafından bilinir ve sevilirler. Birçok insan tarafından hikâyeleri anlatılır bu kişilerin defalarca. Çıkardıkları başarılı işlerden tutun da, yaşadıkları dolu dolu hayatlara kadar örnek teşkil ederler. Bu hafta size bu yüzlerden birisiyle; Şaban (Joe) Aygın’la yaptığımız röportajı yayınlıyor, 23 yıllık müzik kariyeri ve el emeği göz nuru atölyesinden bahsediyoruz.
· “En büyük hayalim bir gün; Kıbrıs’ımızda yetişen bir ağaç kullanarak gitar üretmek ve bunu dünyaya yayabilmek.”
· “Ülkemizde bulunan birçok değerli müzisyen mevcut. Bu arkadaşları bir çatı altında toplayıp onlara gereken değeri ve desteği veren bir devlet olursa, karşılığını çok iyi şekilde alırlar.”
Müzikle ne zaman ve nasıl tanıştınız?
Müzikle tanışmam, Anafartalar Lisesi’nde müzik öğretmenimiz olan İbrahim Belevi sayesinde gerçekleşti. İbrahim hocamız beni okulun bandosuna aldı ve ilk enstrümanımla bu şekilde tanıştım. Daha sonra lise yıllarında, ‘E.X.I.T’ isimli okul grubunu oluşturduk. Grup arkadaşlarımızla birlikte yaptığımız bileklik, kolye gibi şeyleri satarak; ilk şarkılarımızı kaydettik. Gazi Set Stüdyolarında yaptığımız kayıtlar, toplam üç İngilizce Rock parçadan oluşuyordu. Lise’den sonra İngiltere’ye gittim ve orada birkaç yıl yaşadım. İngiltere’de bulunduğum dönemlerde ise, edindiğim çevre ile birlikte müzik yaptım. O yıllarda Kıbrıs’taki müzikal vizyonu ele alırsak, İngiltere benim vizyonum açısından büyük bir şans oldu.
Kıbrıs’a döndükten sonra, müzik hayatınız nasıl gelişti?
Adaya döndükten sonra Tezel Esenyel’den Reşat Kortan’a, günümüze kadar hemen her grup ve müzisyenle birlikte çalışma şansım oldu. Bir yıl İstanbul’da yaşamam ve orada da iyi bir çevre edinmem sayesinde; Türkiye’den gelen birçok isimle birlikte burada sahne aldım. Bir dönem El-Haj kardeşlerin oluşturduğu ‘Arena’ grubuyla da birlikte çalıştık. Rahmetli arkadaşım Muhammed ile birlikte harika günlerimiz oldu. Bu grupla birlikte bir albüm de yayınladık.
Kıbrıs’ta müzikal anlamda verimli olabilmek sizce ne kadar mümkün?
Adamız bir müzisyen için ilham verici bir yer. Gerek tarihi gerekse doğası, insan ruhunun üretebilmesi açısından oldukça uygun. Fakat herkesin de bildiği gibi, bölünmüşlük ve huzursuzluğun var olduğu bir toplum yapımız var. Bunların tamamı aslında bir müzisyenin üretmesi için önemli konular, Ancak özellikle Kuzey Kıbrıs’ta ürettiğiniz şeyleri diğer toplumlara sunmak büyük bir lüks bizim için. Hal böyle olunca da verimlilik büyük bir düşüşe uğruyor. Birçok değerli müzisyen ya yurt dışına giderek şansını deniyor, ya da burada mevcut imkânlarla üretmeye çalışıyor.
Bu durumla ilgili nerelerde noksanlıklar görüyorsunuz?
Konuyu en başından ele alırsak, okullarda müziğe çok daha fazla önem ve destek verilmesi gerekir. 1989 yılından itibaren günümüze kadar neredeyse hiçbir okulun bandosu bulunmamakta. İnsanlarımız ve devletimiz müzik konusunda çok umursamaz bir tavır içinde. Aslında çok yetenekli insanlarımız var fakat herhangi bir gelecek göremedikleri için müzik, çoğu zaman hobi olarak görülmekte. Bunun daha profesyonel bir çatı altında, daha kuralları ve sınırları belirgin bir hal alması gerekli. Burada iş yine devlete düşmekte. Tamam, politik sorunlarımız var, ambargolarımız var ama konuyu bizler daha ciddi bir şekilde ele alırsak, devletimiz daha ciddi bir kurumsallaşma ve yasallaşma yoluna götürürse; o zaman kalite de, üretim de aynı orantıda artacaktır. Yani kısacası bütün konularda olduğu gibi, önce içyapımızı sistemli ve düzgün bir hale getirmeli ve müziğe karşı önemli bir teşvik oluşturmalıyız.
Kuzey Kıbrıs’ta ikinci el enstrüman satan tek yer
Uzun zamandır hayalini kurduğu ve yaklaşık on ay önce bu hayali gerçekleştirerek müzik atölyesini açtığını belirten Aygın; burada gitar, amfi servis ve tamiri yapıyor. Kuzey Kıbrıs’ta ikinci el enstrüman satan tek yer olma özelliğinin yanı sıra, insanların satmak istedikleri aletlerini de buraya getirip bırakabilme şansı olduğunu vurgulayan Aygın; birçok enstrüman için de yedek parça temini sağlıyor. En önemli özelliğinin; atölyenin bir mağaza değil, müzisyen veya müziğe ilgili olan herkesin gelip, kahvesini içtiği ve sohbet ettiği bir paylaşım ortamı olmasının altını çizen Aygın; müziğin ticari kaygılarla bir bağı olmaması gerektiğini, tamamen paylaşımı ve samimiyeti yansıtması gerektiğini belirtiyor.