Avustralyalı “gelecek bilimciler” Richard Watson ve Ross Dawson, 2050 yılına kadar yok olması muhtemel “şey”leri gösteren bir çizelge hazırladı. Buna göre, gelecek yıl kül tablası, 2016’da işe başlayanlar için ise emeklilik tarihe karışacak.
Çizelgeye göre, özel hayatımızı 1990’ların ortalarında, dürüstlüğü ise 2000’lerin başında yitirdik. Ayrıca mektup yazmak, normal bir iklimde yaşamak, tahta oyuncaklar ve makul fiyatlı bir evde yaşamak da yakın geçmişte yitirdiklerimiz arasında.
2015’te telefon rehberlerine ihtiyaç kalmayacak. 2016’da bilgisayarlarımızın farelerine veda ediyoruz. Günümüzde şıkça emeklilik yaşını tartışıyor olmamıza karşın çizelgeye göre aynı yıl işe hayatına başlayanlar için emeklilik de tarihe karışacak çünkü çalışanla çalışmayan arasında ciddi bir statü farklı olmasının kaçınmaz olduğu hatırlatılıyor.
2018 kütüphanelere, postanelere, DVD’lere, bedava park yerlerine, ’sıfır beden’e veda edeceğimiz yıl olacak. Kütüphane ve postaneye neden ihtiyacımız kalmayacağını anlamak zor değil... Bedava park yerini zaten şimdi bile zor buluyoruz.
Bu bahsettiklerim önemsiz gibi görülebilir hatta “gelecek bilimci diye bir alan ya da meslek olabilir mi?” diye de itiraz edebilirsiniz... Ancak bütün bunların arasında bambaşka bir ayrıntı var; insanların değişen ihtiyaçlarını, yaşam biçimlerini, savaş, terör, doğal afet gibi olayların yarattığı etkileri değerlendirip, bunların muhtemel sonuçlarını gözeterek bir gelecek haritası çizmek. Kısacası geleceği planlamak ona yön vermek adına veriler elde etmek...
Ne yazık ki bizim “planlama” bakımından sicilimiz pek parlak değil... Yani geleceğimizi çeşitli nedenlerle göremiyor, dolayısıyla da planlayamıyoruz... Örneğin hem üniversiteler ülkesiyiz, hem de kumarhaneler...
Oysa çok uzun geleceği değilse önümüzdeki yılları özellikle eğitim adına enine boyuna planlamak lazım... Bugünün dünyası dünkünden çok farklı olduğu gibi, yarının dünyası da bugünkünden çok daha farklı olacaktır. Bunun için de yenilikçi ve yaratıcı düşünceye yol açan “farklı ve özgür düşünebilen” bireylere ihtiyaç vardır. Bunu yapacak olan da eğitimdir. Ancak eğitim sisteminin bugünkü yapısıyla böylesi bireyler yetiştirmesi de imkansıza yakındır…
Bugün güçlü olmanın belirleyicisi bilgiyi depolamak değil, onu kullanmak ve ondan yeni bilgiler üretmek kapasitesine sahip olmaktır. Bunun için atılması gereken ilk adım eğitimi sınıfın duvarlarının dışına çıkartmaktır. Yani öğrenilenlerin sadece diploma için değil, gerçek hayatta anlamlı olması için derslerin yaşam ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir.
Kısacası yapılması gereken şey; Kıbrıs Türk Eğitimini bugünkü geleneksel ve oldukça tekdüze olan anlayışından kurtaracak ve hızla değişen dünyaya ayak uyduracak köklü reformları planlamak olmalıdır… Hiç kuşku yok ki bunun için de siyasi cesaret lazımdır…
-----------------------------------------------
Buraya Dikkat
LYS Maratonu Bitti Sıra Tercihlerde
Türkiye üniversitelere girişte ikinci aşama olarak uygulanan LYS’lerin son oturumu dün tamamlandı… Ancak sınavların bitmesi her şeyin bittiği anlamına gelmiyor. Sırada tercihler var… Üniversite adayı öğrencilerin tercihlerini hatasız yapması en az sınavlarda alınan puan kadar önem taşıyor…
Sınavlarda alınan puanın yüksek olması çoğu zaman tercihlerin rahat yapılmasını sağlasa bile öğrencinin kafanızda net bir üniversite veya tercih alanı oluşmamışsa ortada büyük sıkıntılar var demektedir…
Bu anlamda yapılması gereken en önemli şey; öğrencinin okumak istediği üniversite tercih edeceği alan ve bu alandan mezun olanların çalışma yaşamındaki konumları hakkında bilgi sahibi olmasıdır.
Hiç kuşku yok ki KKTC’li üniversite adayı öğrencilerin dikkate incelenmesi gereken önemli bir doküman daha var. O da; KKTC’ye ayrılmış “2014-2015 Lisans, Ön Lisans ve Özel Yetenek Kontenjanları”…
Tercih yaparken akılda tutulması gereken en önemli şey: Kişinin gelecekteki yaşam tarzını belirlenmesinde dönüm noktası olan mesleğini seçecek olduğunun bilincine varmasıdır. Doğru ve isabetli karar vermek, bireyin tüm hayatının kalitesini ve mutluluğunu etkiler.
Kişinin mutluluğunda doğrudan etkili olan faktörlerin en önemlisi; çalışma hayatıdır. Çalışma hayatında ve özel hayatta mutlu olmanın, iyi bir kariyer elde etmenin ilk adımı; kişiliğe uygun meslek seçmekle mümkündür. Kendine uygun meslek seçmiş olan kişilerin işlerini severek yaptığını, mesleğinde ilerlediğini, böylece hem coşkulu hem mutlu hem de verimli olarak yaşamlarını sürdürdüğünü birçok araştırma tarafından ortaya konmuştur.
--------------------------------------------------------
Anlayana - Gülmece
Bebek Gibiyim
Yaşlı babasını ziyarete gelen genç, babasına sorar:
- Nasılsın? Kendini nasıl hissediyorsun?
Yaşlı adamdan yanıt gecikmez:
- Yeni doğmuş bir bebek gibiyim…
Bu cevaba şaşıran genç merakla tekrar sorar:
- Nasıl yani!
- Aaah ah... Yaş oldu 75: Hiçbir şeyi hatırlamıyorum, elim ayağım tutmuyor, yürümekte zorlanıyorum, kafamda saç, ağzımda diş kalmadı ve galiba az önce altıma kaçırdım…