Sadece karanlıklarda değiliz, canımız da tehlikede…

Tayfun Çağra

Ne yazsak da ne kalsa!

Elektriği mi, pahalılığı mı, Ercan’ı mı, hükümetsizliği mi, beceriksizliği mi, Kıb-Tek’in getirildiği hali mi, sorumlu bakanın karanlıklar sürerken duble Hacı olmaya gittiğini mi, sorumsuzluk, umursuzluk, yetkisizliği mi…

Birini yazsak diğeri kalır.

***

‘Eşit egemen iki devletten biri’ dedikleri KKTC, günlerdir karanlıklarda kaldı. Neden?

Çünkü yakıt getiremediler.

Düşünün;

“KKTC ilelebet yaşayacak” diyenler elektrik üretimin devamı için gereken yakıtı getiremiyorlar. Sürekli karar değiştiriyorlar, ihalesiz alacağız diyorlar, sonra yine karar değiştiriyorlar, ihale açtık diyorlar.

Karanlıkta kalmamızın sorumlusunu yakıt getirmesi gereken şirket olarak açıklıyor Başbakanlıkla görevlendirilen Ünal Üstel ama şirket “alacağımızı verin size yakıt getirelim” açıklamasını yapıyor.

Hem de az bir miktar değil. O şirkete dava açılacakmış şimdi. Oysa ki AKSA, alacağı var diye üretimi kısmış, birer saatlik kısıntılara gidilmişti hatırlayacağınız gibi… Ona neden dava açılmadı peki?

***

Vatandaş perişanları yaşadı. Evinde oturanlar bir yana, işleri elektrikle olanlar daha da perişan… Elektriğe gerek duyulmayan iş mi var? Biraz üretim olabiliyorsaydı o da olamadı, marketlerin, kasapların, balıkçıların dolaplarındaki ürünler zarar gördü.

Canlar tehlikeye girdi. Elektriğe bağlı yaşam destek ünitelerine muhtaç insanlarımız zor zamanlar yaşadılar.

İlgili bakan nerde?

İlle enerjiyi de kendi uhdesinde isteyen Sunat Atun, memlekette elektrik yokken, yakıt alamazken tekrar Hacı olmaya gitmiş. Miş diyorum çünkü ne kendisinden, ne bakanlığından bir açıklama yok.

‘İki eşit egemen devletten!’ diğeri olan Kıbrıs Cumhuriyeti Mersinlik yangınında hatırlanırken, elektrikte de hatırlandı ve elektrik istendi. Biraz da yakıt geldi, iki de jeneratör geldi, şimdilik elektrik var gibi görünüyor… Bakalım!

***

Öte yandan Ercan’a uçaklar inemiyor… Ankara ve İstanbul’dan gelecek uçakların yolcuları havaalanlarında bekletildiler. Saatlerce rötarlar yaşandı. Neden?

Çünkü Ercan’da ILS çalışmıyor.

Hava Kontrolörleri Sendikası Başkanı Cem Kapısız’la konuşuyorum. Uçakların emniyetli bir şekilde Ercan’daki piste yanaşmaları ve inmelerini sağlayan sistem (ILS) bozuk. O nedenle pilotlar alana inerken de emniyetli inişi sağlayabilmek için defalarca havada tur atıyorlar ve öyle inebiliyorlar.

Pistteki ışıkların da sağlıklı yanmadığını söylüyor Kapısız… Pilota farklı mesajlar veren ışıkların bazısı çalışıyor, bazısı çalışmıyor. Yolcuların can güvenliği yok. Pilotlar alandaki inişin sağlıklı olmasını sağlayan sistemlerin çalışmaması nedeniyle kendi becerilerini kullanıp Ercan’a iniş yapıyorlar. Gündüz bir nebze idare edilebilir ama gece inecek uçaklardaki insanların can güvenliği ne yazık ki yok.

Ercan’ın satıldığı T&T, sırtını bir yerlere dayamış, sendikanın, çalışanların, Sivil Havacılığın uyarılarına kulak tıkamış durumda.

İlgili bakan peki; Yani Erhan Arıklı.

O da çağrıları, uyarıları duymuyor. Telefonlara çıkmıyor, sorun dinlemiyor, çözüm üretmiyor.

T&T Ercan’ın getirilerini topluyor, yeni binanın açılışını erteledikçe erteliyor, kullanılan Ercan’ı bakımsız bırakıyor, insanların canlarına kastediyor ama bütün bunlara karşın bir yerlerden görevlendirilen hükümetten tıs yok.

***

Birileri boyuna bakmadan eşitlik de istiyor, egemenlik de… Neye güvenerek?