Kıbrıs’ın iki bölgesinde daha vatandaşların dikkatini çekmesi üzerine dünyada yalnız Kıbrıs’ta bulunan su yılanı türü Kıbrıs Cumhuriyeti Orman Dairesi yetkililerini hemen harekete geçirildi.
Kıbrıs Haber Ajansı Orman Dairesinden Charis Nikolaou ile Kıbrıs su yılanının (Natrix natrix cypriaca) Mahera Ulusal Orman Parkı alanında bulunması konusunu ve bu endemik yılanın neslinin muhafaza edilmesi için atılacak bir sonraki adımları ele aldı.
Nikolaou Kıbrıs su yılanının iki bölgede daha bulunmasını önemli olarak niteleyerek bugüne kadar bu yılanların sadece Paralimni gölü ile Klirou ve Maroullenas dereleri bölgesinde bulunduğunun bilindiğini kaydetti ve
“Anlayacağınız gibi, coğrafi yayılımı çok kısıtlı olan bir türün yok olması da çok kolaydır çünkü bu Kıbrıs için çok ender ve endemik bir türdür ve dünyanın başka hiçbir bölgesinde bulunmuyor. Şimdi yeni bölgelerin bulunmasıyla nüfusunun eskiden inanılandan çok büyük olduğunu ve korunması ve gelecek için saklanması yönünde önlemler alabilmemizi umuyorum” dedi.
Kıbrıs su yılanı gerek Ulusal 153(I)/2003 gerekse AB 92/43/ΕΟΚ yasalarıyla koruma altında olan bir endemik tür olduğu belirtildi.
Söz konusu su yılanının Mahera bölgesinde nasıl bulunduğu ile ilgili olarak Nikolaou son dönemde bölgede yürüyüş yapan vatandaşlar ya da bisikletçiler tarafından bilgiler geldiğini dile getirdi.
“Bize verilen bilgilerden bunun bilinen yılanlardan değil başka bir şey olabileceğini düşündük ve böylece bize ulaşan bilgileri karşılaştırmak amacıyla uzun yıllar sürecek olan LIFE IP Physis programı çerçevesinde küçük çapta araştırmalar başlattık ve şüphelerimiz gerçek çıktı”.
Nikolaou insanların salgın nedeniyle doğaya daha çok yaklaştığını vatandaşlardan gelen bilgilerin arttığını belirterek bu konuların duyurulmasının ve vatandaşların katkılarının önemine dikkat çekti.
Bir sonraki adımlar konusunda Nikolaou kimlik belirleme amacıyla DNA örnekleri toplandığını açıkladı ve “kesinlikle su yılanıdır ama her zaman yeni bir bölgede yeni bir tür bulduğumuzda yaptığımız gibi bunu da kıyaslayacağız, elimizde bulunan diğer iki nüfus çeşidiyle genetik akrabalığı olup olmadığını belirlemek amacıyla DNA örneği topladık” dedi.
Devamla, aynı tür başka yılanların da olup olmadığını ve nüfus durumunun nasıl olduğunu anlamak amacıyla bölgedeki tüm derelerde araştırmalar gerçekleştireceklerini belirten Nikolaou, su yılanının bulunduğu bölgenin koruma altına olmasının çok önemli bir durum olduğunu vurgulayarak:
“çok şükür ki burası ormanlık bir alan, bir NATURA 2000 bölgesi ve koruma altında bulunan bir bölge. Dolayısıyla ek koruma önlemleri gerekmeyecek” dedi.
Bu türün kurbağa ve balık avlamaya alışık olduğunu belirten Nikolaou şöyle devam etti.
“Suya bağlı olduğu anlamına gelmiyor. Özellikle kurbağa ve balık avlayarak yaşadığı için, yaşam yeri olarak sulak yerleri seçiyor”.
“Su yılanı tamamen tehlikesizdir, tek savunma yolu, seni kendisinden uzaklaştırmak ve yakalamanı engellemek için, bezelerden çıkardığı kötü bir kokudur. Tek savunması budur. Yakaladığında diğer yılanlar gibi seni ısırmaya çalışmaz. Ne zehri var ne de saldırmaya çalışır. Uzun boyu yok, normal olarak 60-70 santimetre ya da en fazla 1,25 santimetre kadardır”.
Bir yılanın tehlikeli olup olmadığının nasıl belirlendiğiyle ilgili bir soruya Nikolaou, bunun için çok deneyim gerektiğini ama Kıbrıs’taki tek tehlikeli yılanın engerek diğer adıyla fina olduğunu, büyüklüğünün ve kalınlığının beş kat daha uzun olduğunu, başının üçgen şeklinde olduğunu ve kısa kuyruklu olduğunu söyledi.
Mahera’da ve diğer iki bölgede bulunan su yılanın renginin mürekkep rengi olduğunu kaydeden Nikolaou Kıbrıs’taki su yılanının üç rengi olduğunu anlattı.
Nikolaou “Paralimni ve Maroullenas bölgesinde bulunan klasik su yılanlarının rengi gri-yeşildir, mürekkep ya da kara renkli nüfus çok çeşitlidir ve üçüncü tür ilk ikisinin karışımıdır, yani klasik ve kara renklidir”.