Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum “kayıplar”dan geride kalanları aramakta olduğu kazılar devam ediyor.
Kayıplar Komitesi Sadrazamköy’de (Livera) bazı “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanların aranacağı yeni bir kazıya girişiyor. Bu konuda bir Kıbrıslırum şahit bize, biz de Kayıplar Komitesi’ne, sözkonusu “kayıp” Kıbrıslıtürkler’in gömülmüş olabileceği olası gömü yerini yıllar önce göstermiştik. Kıbrıslırum Kayıplar Komitesi yetkilileri de bu bölge hakkında ilk bilgiyi Türk tarafına 1998 yılında sunmuştu.
Vadili’de bir okurumuzun bize, bizim de Kayıplar Komitesi’ne göstermiş olduğumuz olası gömü yerinde bulunan bir kuyuda rampa yapımına devam ediliyor. Kuyu dışına yapılmakta olan rampanın 22 metreye ulaştığı öğrenildi. Kuyuya iki “kayıp” Kıbrıslırum’un gömülmüş olduğu yönünde köyden bazı şahitler bizi bilgilendirmişti ve biz de bu bilgileri Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaşmıştık.
Kayıplar Komitesi’nin yürüttüğü bir diğer kazı Mutluyaka’da (Stilloz) bir okurumuzun göstermiş olduğu olası bir gömü yerinde devam ederken, bir diğer kazı ekibi de Mevlevi’de (Kyra) “kayıp” bir şahıstan geride kalanların arandığı kazıyı sürdürüyor.
Bir başka ekip Bufavento yakınlarında bir ihbar üzerine manuel (elle) bir kazı yürütürken, bir başka kazı ekibi de Kalkanlı’da (Kapudi) bir şahidin Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiş olduğu alanda üç “kayıp” şahıstan geride kalanları arıyor.
Kıbrıs’ın güneyinde ise Koççinodrimitya’da bir okurumuzun bize, bizim de Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiş olduğumuz bir alanda, sıra kuyularda kazılar devam ediyor. Bu kuyulara 1963-64 “kaybı” bazı Kıbrıslıtürkler’in gömülmüş olduğu yönünde bazı Kıbrıslırum okurlarımız bizi bilgilendirmiş ve bize kuyuların bulunduğu araziyi göstermiş, kuyuların işaretlenmiş olduğu haritayı da vermişti. Biz de bu bilgileri Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaşmıştık.
Kıbrıs’ın güneyinde Koççinodrimitya’da ikinci bir kazı yürütülüyor ve Engomi bölgesinde de kazılar sürdürülüyor.
Kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Kolay gelsin” diyoruz.
----------------------------------
BİANET.ORG
“Dersim’de yine toplu mezar mı?”
Dersim’de orman arazisindeki yol çalışması sırasında bulunan insan kemikleriyle ilgili Tunceli Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Dersim Temsilcisi Avukat Barış Yıldırım, bianet’e yaptığı açıklamada, savcılığın olayla ilgili bilgisi olabilecek kişilere ulaşmaya çalıştığını söyledi.
Adli Tıp’ta inceleniyor
Kent merkezine 10 kilometre uzaklıkta bulunan Kocakoç köyüne bağlı Dallık mevkii ormanlık alanındaki yol yapım çalışmaları sırasında, bir hafta önceki kazılarda bir insan kafatası ve çok sayıda insan kemiklerine rastlanmıştı.
İnsan kemiklerine rastlanmasının ardından savcılık ve Jandarma ekipleri olay yerine geldi.
Dersim Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı ile yapılan kazıda bulunan kafatası ve kemik parçaları olay yeri inceleme ekipleri tarafından kayıt altına alındı.
Kemikler kimlik ve ölüm şekli tespiti için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Bölgede geniş çaplı arama yapıldı mı?
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da bugün konuyla ilgili soru önergesi verdi.
Tan, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, kemiklerin hangi yıllara ait olduğunun ve kimlik tespitinin yapılıp yapılmadığını sordu.
Önergede, Dersim’de hem 1990’lı yıllarda birçok faili meçhul cinayetin işlendiği hem de 1937 yılında binlerce insanın katledildiğine işaret edilerek, şu sorular soruldu:
“Bölgede yapılan çalışmalarda ortaya çıkan kemiklerin hangi yıllara ait olduğu tespit edilmesi için gerekli incelemeler yapılmış mıdır?”
“Bu kemiklerin kaç ayrı kişiye ait oldukları ve bu kişilerin kimlik tespitleri yapılabilmiş midir?”
“Kemiklerin çıktığı alanda başka kemiklerin olup olmadığı hakkında daha geniş çapta bir arama yapılması düşünülmekte midir?”
Bu ilk toplu mezar değil
Kemiklerin kime ait olduğu konusunda üç ihtimal üzerinde duruluyor. Birincisi, kemiklerin, 90’lardaki faili meçhul cinayetlerde kaybedildiği düşünülen insanlara ait olabileceği yönünde.
Ayrıca, kemiklerin çatışmalarda hayatını kaybeden PKK’lere ait olabileceği de söyleniyor. Üçüncü ihtimal ise 1937-1938’deki Dersim katliamında öldürülenlerin bu bölgeye gömülmüş olabileceği.
Şubat 2011’de de Dersim’in Alacık köyündeki Roşnek mezrasında bulunan Çoleneser'de iki alanda toplu halde gömülmüş insan kemikleri bulunmuştu.
Avukat Yıldırım, kemiklerin Dersim Askeri Harekatı'nda öldürülmüş kurbanlara ait olduğunu ileri sürerek, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulundu. Yıldırım, erkeklerle kadın ve çocukların ayrı şekilde topluca gömüldüğü bölgede, yaklaşık 230 kişi olduğunu açıklamıştı.
Ayrıca, 1997'de Çemişkezek'te çatışmada öldürülen 19 kişinin olduğu toplu mezar da 3 Şubat 2011'de bulundu.
Hüsnü Yıldız, kardeşi Ali Yıldız'ın da olduğu mezarın açılması için 66 gün boyunca açlık grevi yapmış, savcılık sonunda Yıldız'ın talebini kabul ederek 12 Ağustos 2011’de mezarın açılmasına karar vermişti.
Toplu mezardan çıkan kemiklerden bazılarına yapılan DNA testi sonucunda, Ali Yıldız’ın cenazesine ulaşılmıştı.
(BİANET.ORG – 4.4.2013)