Türkiye’nin en önemli Türk Sanat Müziği sanatkârlarının adamızı ziyaretleri ve burada verdikleri konserlerin tarihçesi çok eskiye dayanmaktadır.
Kaynaklara ulaşabildiğimiz kadarıyla 1920’li yıllardan itibaren Türkiye’den adamıza konser vermek için gelen gerek Türk Sanat Müziği gerekse Türk Halk Müziği sanatçılarının haberlerine rastlamaktayız. Özellikle 1942 yılından itibaren Halkın Sesi gazetemiz ve o dönemlerde çıkan diğer gazetelerimiz, gerçekleştirilen konserler ve sanatçılar hakkında bilgi vermektedir.
1946 yılında ise, adamız yine Türk Musiki tarihinin önemli seslerinden birini ağırlamaya hazırlanıyordu. Safiye Ayla ve arkadaşları....
“Halkın Sesi, 27 Nisan 1946, syf:2 (ilan)
Macik Palas Sineması Bahçesinde
28 Nisan Pazar günü akşamı saat 08.30’da
Türkiye’nin yegâne ses sanatkârı Safiye Aylâ ve arkadaşları;
Meşhur Kemani Sadi Işılay, Kanunis Ahmet Yatman tarafından
büyük bir Konser verilecektir.
Bir defaya mahsus olan bu KONSER’e bütün Lefkoşalıların
İştirak edeceğini ümit ederiz.
--------------
Biletler: Localar 1 lira, Numaralı yerler 4 şilin, Numarasız yerler 2 şilindir.
2 şilinlik giriş biletlerinizi bugün ö.s. saat 2’ye kadar
Necib Mustafa Ticaretevi’nden tedarik edebilirsiniz.
Biletler Pazar günü ö.s. saat 2’den itibaren Bahçe Kişesinde satılacaktır.
--------------
NOT: Sanatkârların, Pazartesi ve Salı Lefke’de, Çarşamba Lârnaka’da, Perşembe Limasol’da ve Cuma Cumartesi de Baf’ta konserlerini vereceklerdir.”
Konserle ilgili haberlere devam etmeden önce Türkiye müzik tarihinin önemli sanatçılarından olan Safiye Ayla hakkında biraz bilgi verelim.
Safiye Ayla, müziğe küçük yaşta piyano çalarak başladı. Geçirdiği hastalıklar sonucu Muallim Mektebi’nden diploma alamadan ayrıldı ve Eyüpsultan'da bir ilkokula öğretmen yardımcısı olarak atandı. Bu dönemde Eyyubi Mustafa Efendi ile tanıştı; ondan usul ve makam öğrendi. Ardından Yesari Asım Bey’den de müzik dersleri aldı.
İlk plağını 1930’da Columbia Plâk Şirketi adına doldurdu. Yesari Asım Bey’in “Sevda Yaratan Gözlerin” ve “Bekledim de Gelmedin” şarkılarını seslendirdi. Kısa süre içinde meşhur oldu.
Darüttalim Musiki Heyeti'nin bir konserinde sahneye çıkan sanatçının, siyah önlükle sahneye çıkmasına maarif müfettişlerinin tepkisi nedeniyle bir süre sonra öğretmenlikten ayrıldı ve gazinolarda çalışmaya başladı. Hafız Ahmet Irsoy, Selahattin Pınar, Saadettin Kaynak ve Udi Nevres Bey'in müzik bilgilerinden yararlandı. Küçükçiftlik Parkı'nda ve Mulen Ruj Gazinosu'nda (1931) sahneye çıkan Ayla, assolistliğe yükseldi.
1932'de İstanbul Vali Yardımcısı Nuri Bey'in evinde verilen bir davette, Atatürk’ün huzurunda ilk kez şarkı söyledi ve kendisinin en beğendiği seslerden biri oldu. Mustafa Kemal Paşa adına düzenlediği konserde Sadettin Kaynak’ın Türk Kurtuluş Savaşı’nı konu alan "Yanık Ömer" adlı bestesini seslendirmiş ve konser sonunda Mustafa Kemal “Bu şarkının Batı müziği tarzında çok sesli düzenlemesinin güzel olacağını” ifade etmişti. Atatürk’ün ölümünden sonra onun vasiyetini yerine getirmek için girişimlerde bulunan Ayla, Muammer Sun’a orkestrasyonunu hazırlatıp Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde çok sesli seslendirerek bant kaydını gerçekleştirdi.(kaynakça; https://tr.wikipedia.org/wiki/Safiye_Ayla)
Şimdi yine 1946 yılına dönüyoruz. Safiya Ayla ve arkadaşları Lefkoşa’da verdikleri ilk konserlerine gösterilen yoğun talep dolayısıyla ertesi gün yine Lefkoşa’da ikinci kez konserlerinin tekrarlanmasına karar verilir.
“Halkın Sesi, 29 Nisan 1946, syf:2 (ilan)
SAFİYE AYLÂ VE ARKADAŞLARI
SADİ IŞILAY – AHMET YATMAN
TÜRK MUSİKİSİ KONSERİ
Muhterem halkımızın gösterdiği büyük teveccüh
Ve alâka dolayısıyle bu akşam yine saat 8.30’da
MACİK BAHÇESİNDE
YENİ BİR PROGRAMLE TEKRARLANACAKTIR
BİLETLER:
Bugün Necip Mustafa Ticarethanesinde
Ve ö.s. saat 6.30’da Majik Bahçesi kişesinde Satılacaktır.”
Konserler sürerken diğer yandan da sanatçılarla gazeteleri için röportaj yapmaya çalışan gazeteciler, yazarlar da vardı. Halkın Sesi gazetesinde köşe yazılarıyla da bilinen Nazif Süleyman Ebeoğlu, Safiye Ayla ile olamasa da, sanatçıya eşlik eden kemancı Sadi Işılay ve kanuncu Ahmet Yatman beylerle röportajı gerçekleştirebilimiştir. İki gün süren röportaj yazısından giriş bölümünden alıntı yaparak, gerek konser gerekse Kıbrıs Türk dinleyicisi hakkında bilgi ediniyoruz.
“Halkın Sesi, 30 Nisan 1946, syf:1
Değerli sanatkâr Kemani Sadi Işılay ve
Kanuni Ahmet Yatman ile bir konuşma
Adamıza uçakla gelen değerli Türk sanatkârlarından Safiye Ayla, Kemanî Sadi Işılay ve Kanuni Ahmet Yatman Pazar akşamı Macik Bahçesinde iki bine yakın bir seyirci kitlesi huzurnda ilk konserlerini vermiş ve halk tarafından büyük bir rağbet ve heyecanla karşılanmıştır. Bu münasebetle okurlarımız için konser gecesi onlardan mülâkat talep ettim. İlk konuşmamı Kemanî Sadi Işılay ve Ahmet Yatman’la yapmak fırsatını elde edebildim. Mamafih Safiye Ayla da gazetemize bir mülâkat vermeyi vadetmiştir.
Şimdi değerli sanatkâr Sadi Işılay ve Kanunî Ahmet Yatmanla karşı karşıyayız.
-Kıbrıs’a gelişiniz tesadüfî mi oldu?
-Tesadüfî. On dört sene evvel de adanıza gelmiştim ve buradaki ırkdaşlarımdan gördüğüm samimiyet ve candan bağlılık ve çok yüksek vatanseverlik duyguları beni haddinden fazla mütehassis etmişti. Bir tesadüf eseri Bay Hüseyin’in İstanbul’da bulunuşu ve bize de “Geliniz” diye davet etmesi üzerine buraya olan sevgim ve bu samimi alâkaya olan kalbi merbutiyetim, tereddütsüz olarak bu davete icabete beni mecbur kıldı. Burayı tanımıyan arkadalarıma da, buranın Türklerinin bize olan yakınlık ve bağlılığını anltamak suretile ikna ettim. Onlar da bura Türklerinin bu samimi alâkalarından zevklenerek gelmek arzusunu gösterdiler ve bu suretle hiçbir menfaat düşünmeksizin sırf öz musikimizi yakından kardeşlerimize dinletmek arzusu ile geldik......”